Ah Biz Kadınlar…

Ah Biz Kadınlar…
Bu köşe yazıma İlber Ortaylı’nın çok sevdiğim sözleriyle başlamak istiyorum. Üstad diyor ki: “Kadın dövmek maalesef, Türklerin Arap kültürü...

Bu köşe yazıma İlber Ortaylı’nın çok sevdiğim sözleriyle başlamak istiyorum. Üstad diyor ki: “Kadın dövmek maalesef, Türklerin Arap kültürü ile tanışmasından sonra başlamış bir olaydır. Türk kültüründe kadın her zaman el üstünde tutulur. Cengiz Han’ın eşi için söylediği ‘Ben sizin Han’ınızım. Bu da benim Han’ım’ sözüyle dilimize kadar yerleşen ‘hanım’ ( Han’ım) kelimesi bile bunu gösterir. Kadın evin hanıdır.” Bu cümleleri kadına el kaldıran herkese ezberletmek isterdim.

Kadınlar… Uğruna savaş bile yapılmış kadınlar, vatan uğruna savaşan kadınlar… Zamanında, bizim uğrumuza savaş bile yapılırken hangi ara kadın cinayetleriyle hatırlanan bir ülke haline geldik? Biz mi güçsüzleştik yoksa erkekler mi canileşti?  Hayır, aslında biz aynıyız, hala güçlüyüz ve öyle kalacağız. Kadın cinayetleri… Duyunca bile tüyler ürpertiyor. Eskiden haberlerde böyle şeyler duyunca çok şaşırırdık. Günümüzde ise sürekli duyduğumuz bir olay haline geldi. Alıştırıldık çünkü. Haberlerde yer verdik evet. Çünkü okusunlar da ders alsınlar istedik. Kadın cinayetleri Türkiye’yi sarsmaya devam ediyor. Hem dünyada hem de Türkiye’de her yıl binlerce kadın yaşamını yitiriyor. Özellikle son yıllarda artış gösteren şiddet ve taciz olayları sosyal medyanın da etkisiyle geniş kitlelere yayılıyor. Sosyal medya ile birlikte şiddet ve taciz olaylarında gereken cezaların verilmesi için kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. Hukukun yetersiz görüldüğü durumlarda, öldürülen ya da tecavüze uğrayan kadınlar için protestolar düzenleniyor, yürüyüşler yapılıyor. Ancak maalesef kadın cinayetleri hala devam ediyor. Sanki toplum olarak bir çılgınlık dönemi yaşıyoruz.

Toplumda anne, kız kardeş ve eşlere sahip çıkmak dini ve vicdani görev ve sorumluluklarımız arasındadır. Ne ara bu kadar cani bir toplum olduk?  Hiç mi geçmişinden ders çıkarmaz bir toplum. Peygamber Efendimiz (SAV), Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Hayırlınız, kadınlarına karşı hayırlı olanlardır”  buyuruyor.  Biz öyle bir toplumuz ki, işimize gelen şeyleri örnek alır, işimize gelmeyen şeyleri örnek almayız.

Mesela, kadınların güçlü olduğunu gösteren illerden birisidir Muğla. Bilmeyenler için hatırlatayım. Gadın Moğla’dır buranın ismi. Güzel anlamına gelen fakat kadınlarıyla meşhur Muğla’dır.  Vali’den muhtara herkes kadındır Muğla’da, en önemlisi de gadındır yani güzeldir. Biz isteriz ki, her yere kadın eli değsin, dokunduğu yeri güzelleştirsin.  Unutulmasın ki her erkeğin arkasında bir kadın vardır. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi ‘Ey Kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.’ Kadınlar susmasınlar, susturulmasınlar. Dünyada eser bırakmaya devam etsinler.

Kadınların kalbi yumuşaktır, hassastır. İçinde kuru bir çıra dağı vardır. Yakmasını bilirsen, seni ısıtan sönmez bir ateşe dönüşür kadın. Mutlu etmesini bilen için, mutluluğun bitmeyen kaynağı olur kadın. Ağlatması kolaydır, güldürmesi çaba ister. Duygusaldır kadın, misal bir şarkıya ve bir filme hüzünlenir ağlar. Fakat bir kadın derinden ağlarsa eğer, biri onun gerçekten kalbine yerleşmiş ve kalbini paslı bıçağıyla deşmiş demektir. Aslında deşene ağlamaz, deşildiğine ağlar kadın. Kadın kıskanılmak ister ama aşırı sıkılmaktan hoşlanmaz. Kadın korunmak ister, sahip çıkılmak ister ama değiştirilmekten hoşlanmaz. Kadın güvenmek ister ama güvenin kontrolünü elinden bırakmak istemez. Ağlasa da kadın, erkeğe bıkmadan usanmadan şans verir. Her şans verdiğinde ise, sevdiği bunu bilsin değerlendirsin diye anlatır, konuşur. İster ki sevdiği bu şansı kullansın, kullanmayı istesin. Bu konuşmaları “dırdır” olarak algılar ve dikkate almaz. Kadın ise ister ki dikkate alınsın. Çünkü her dikkate alınmayışında, tekrar üzülmekten korkar. Bir kadının sevgisi erkek için paha biçilemez bir değerdir aslında. Sevginin ne olduğunu bilmeyen kişilere o kadar üzülüyorum ki…

İnsanlar sevilmek için yaratıldılar. Eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmasıdır.  Demem o ki, biz kadınlar çok şey istemiyoruz, istediğimiz tek şey ‘Öldürmeyen Sevgi’

Bu haber toplam 768 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.