Albert Camus Felsefesi Üzerine Hayatın Anlamı Yok

Albert Camus Felsefesi  Üzerine Hayatın Anlamı Yok
Kötü insanların yaptıklarının neden genellikle yanlarına kar kaldığını hiç merak ettiniz mi ? ve keza, iyi insanların genellikle korkunç zorluklarla...

Kötü insanların yaptıklarının neden genellikle yanlarına kar kaldığını hiç merak ettiniz mi ? ve keza, iyi insanların genellikle korkunç zorluklarla yüzleşmek zorunda kaldığını? Hayata kattığımız anlamı veya bazı açılarını,belki sadece bir algı yanılması olabileceğini hiç sorguladınız mı ? diğer bir değişle sadece varoluşun gizemini daha katlanabilir hale getirmek için insan yapımı bir yaratılış olabilir mi ? Bunların hepsinin arkasında tanrısal bir plan mı var? ölüm sonrası bir hayat var mı ? ve bu dünyada ki yaşamımız onun için bir hazırlık mı? Evren bizim için saçma ve umursamaz veya bu hayat tamamen anlamsız olabilir mi ? ve insanlık kozmik bir şakadan daha fazlası olmayabilir mi?

Fransız- cezayirli filozof Albert Camus: hayatın özünde bir anlam olmadığına ve bu yüzden absürt olduğuna inanıyordu. Bir bakıma, bu hayatlarımızı bir sona götürebilecek olası çaresizlik için neden olabilir. Ne var ki Camus evrenin anlamsızlığını umudun prangalarından kendimizi özgürleştirmek için var oluşu daha çok tecrübe etmek için aslında bir fırsat olduğunu belirtti. Danimarkalı filozof Kierkegaard yaşayabileceği ve ölebileceği bir amaç için hasret duydu. Ayrıca, varoluşun büyük bir kısmının mantıkla açıklanamayacağı gerçeğiyle mücadele etti ve bu yüzden benliğimizin dışında tutunabileceğimiz, bize bilinmeyen karşısında berraklık ve rehberlik sağlayacak bir şeyi bulmamız gerekiyor. Dinin cevap olduğunu ve doğruluğunun elle tutulabilir bir kanıtı olmamasına rağmen bu yüksek amacı hayatın en nihai anlamı kabul ederek gözümüzü karartmamız gerektiğini temellendirdi. Bu tür bir kabullenme problemi ve varoluşsal kaygıyı çözebilir ama, bir bedeli vardır.

"Filozofik intihar" Albert camus inanç problemini böyle adlandırıyor. Camus varoluşun belirsizliğine karşı çok farklı bir tutum sergiledi. Nedenin kendi limitleri olduğunu ve anlayışımızın ötesinde gerçekleşenin aslında anlaşılamaz olduğunu tasdik etmişti. Dahası, hayatın anlamsız olduğuna ve ona verdiğimiz tüm anlam biçimlerinin, insan zihninin oluşturduklarından daha fazlası olmadığına inanıyordu. Evrenin onu aşan bir anlamı olduğunun kanıtı yok. Ve eğer varsa, dediğimiz gibi bastiçe bilmiyoruz.

Filozofik denemesi "Sisifoz söyleni" nde belirttiği gibi; Bu dünyanın onu aşan bir anlamı olup olmadığını bilmiyorum. Ama bu anlamı bilmediğimi biliyorum ve bunu bilmek benim için şuanda imkansız. Durumumun dışındaki anlamın benim için anlamı ne olabilir? Ben sadece insan ifadelerini anlayabilirim. Bu yüzden dünya hakkında yapabileceğimiz tek dürüst gözlem onun anlamsızlığıdır. Evrensel değerler, ilahi düzen yok ve her şey rastgele meydana gelir. Bu nedenle hayat absürdtür.

Peki Camus absürtle ne anlatmak istedi? Biz insanların absürt varlıklar olduğunu mu söylemek istedi? veya etrafımızı çevreleyen dünyanın kendisi mi absürt eh her ikisini de demek istemedi. İnsanlar olarak karşılaştığımız kötü durum bizim mantıksız ve kayıtsız bir evrenin parçasıyken düzen ve netlik yaratmak ve hayatı anlamlandırmak için güçlü bir arzu sahibi akıllı varlıklar olmamızdır. Böyle bir evrenin insanın anlam seslenişine karşı yanıtı sessizlikten başka bir şey değildir. Bu çatışma Camus'un absürt dediği şeydir. Doğrusu, bu evrenden bilmeceyi anlamak için anlama yönünü vermek için bir şey oluşturmaya çalıştırıyoruz ama kavradığmızı düşünür düşünmez ellerimizden su gib kayıp gidiyor. :(

Bize kayıtsız olan bir sonsuz evrende bir kayanın üzerinde yaşayan bir grup primat olduğumuz gerçeği ve yüz yıl sonra hayatımızın unutulacak olması ve gezegenimizin herhalukarda hayatta kalamayacak olması yakında veya daha sonra,güneş tarafından yutulacak olması birini çareszliğe sürükleyebilir. Ne var ki varlığımızın başka türlü olduğunun kanıtı yok. Ayrıca, hayatlarımızın mükerrer oluşuna baktığımızda ve,hepimizin doğumdan mezara kadar almamız beklenen kültürel olarak kabul etitğimiz yolu merak etmeye başlayabilir ve hepsinin anlamı ne? diye düşünebiliriz.,Bu birinin herşeyin absürdlüğünün farkına vardığı camusun dediği gibi ve alıntıladığm gibi,aynı ritimi takip ederek: kalkış, tramvay, ofiste veya fabrikada dört saat, yemek, tramvay,dört saat iş, yemek, uyku, ve pazartesi salı çarşamba perşembe cuma ve cumartesi bu yol zamanın büyük bir çoğunluğunda kolayca takip ediliyor.,Ama bir gün "niçin" ortaya çıkıyor ve her şey şaşkınlıkla çınlayan bu bezginlikle başlıyor,,Peki neden buradayız,Amaç ne?,kayıtsız ve mantıksız bir dünyada bu sorulara mantıklı açıklamar bulmaya çalışmak absürttür.,,Ve Camusa göre, absürdün aksi ispatlanamaz.,Bu demek oluyor ki iki şekilde tepki verebiliriz: yaşayabiliriz veyahut ondan kaçabiliriz.,Birçok zeki insan hazır cevaplar yaratarak herhangi bir filozofik ve varoluşsal soruyu tatmin etmek ve onları kontrol için alet olarak kullanarak bu hasret duyulan insan yönelimini istismar etti.,,Bunlar belki dini şekilde ortaya çıkabilir ama ayrıca varoluşun anlamına katkıda bulunan seküler alternatifler vardır.,,Örneğin, tüm ırklara hükmetmenin kaderinde olduğu üstün ırk nazi inancı,veya birinin ülkesine hizmet etmesini sağlayan yüksek alaka ulusal kimliği kutsallaştırma,,Veya insanların eylemleriyle hesaplaşmadığı ve mutluca yaşadığı; iyi insanların kötü şansla karşılaştığını gördüğümüzde her zaman geçerli olmayan karmaya inanma,Bu yaklaşımlardaki problem bizim mantığımızı bir kenara bırakıp,kanıttan ve mantıksal açıklamalardan yoksun olan ve hatta tecrübelerimize karşı gelen şeylere inanmayı seçmemiz.,Bu sebeple Camus buna sadece varoluşun belirsizliğini insan yapımı inançlarla değiştirmenin absürdten sıyrılma yolu olarak Filozofik intihar" dedi,Absürdten kaçmak için daha direkt yaklaşım ise Camusa göre sadece gerçek ciddi bir felsefik problem olan "fiziksel intihar" hareketidir.,Ama bu yaklaşımdaki problem bizim anlamsızlıkla çatışmamız ve umutsuzluk tecrübesinin bizim için çok fazla olmasını kabul ederek basitçe absürde direnmememizdir.,Şİmdi bu tuzaklardan birine düşmemek ve absürdlüğüne rağmen hayatı yaşamak için,kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor:,Evrende kendini aşan bir anlam olmaksızın umutsuz bir hayat muhakkak kötü müdür?,Camusa göre : hayır,Aslında anlamsız bir dünya anlamın tüm yanılgısını özgür bırakmak için bir fırsattır,yani sert gerçeklik yüzeye çıkar.,Ve bunun yüzünden umudu yitirmek yerine umut ışığı ıgörebiliriz.,Son yargılama veya ölüm sonrası hayat olmadığında bu bizim tamamen bu hayata odaklanabileceğimiz anlamına gelir.,yüce ahlak ve değerler olmadığında bu kendimizinkini yaratabileceğimiz anlamına gelir.,Dünyadaki zamanımız onu algılama ve onun hakkında bilgenmeyle kısıtlı olduğu için,yapabildiğimizin en iyisini yapabilir ve güzel sıcak bir bardak kahve içebiliriz,Camus absürde sadece kabul etmememiz gerektiğine: ona karşı ayaklanmamız gerektiğine inandı.,Büyük fotoğrafa karşı güçsüz ve bilgisiz olmamıza rağmen,kendi gücümüzün kontrolüne sahibiz,ve özgürsüzlükte özgür olmanın tek yolu sahip olduğumuz düşünme ve hareket gücünü tam olarak kullanarak İSYAN YOLUYLADIR!,Camusa göre Absurd kahraman hayatı absürde karşı tam bir şekilde yaşar.,Ölümün davetine rağmen hayatını fiziksel veya filozofik olduğuna bakmadan kendi hayatını sona erdirmeyeceaktir,Ve hatta bu çaresizlik hayatı anlamına gelse de çaresizlikği seçer.,Absürd bir yaşam yaşamak geleceğe kayıtsız kalmak, umudu reddetmek ve o anda ne olduğunun net tecrübesi anlamına gelir.,bir alıntı,Bu sebeple kendisinden bildikleriyle sade bir hayat yaşamayı, kendi neyse ona uymayı ve kesin olmayan bir şeyi sunmamayı talep eder.,Hiçbir şey olmadığı söylendi,Ama bu en azından belirlilik.,Ve ilgilendiği bununla beraber : Eğer mümkünse ilgi çekmeden yaşamanın olduğunu öğrenmek istiyor.,alıntının sonu,İlgi çekmeden yaşamak şuanki anda,absürdün full farkında olup kavramsal gelecekten başka hiçbir şey istemeyerek yaşamak anlamına gelir.,İlgi çekmeden yaşamanın ne gibi olduğunu hayal etmek için Camus yunan mitolojisini,Ephyra'nın kurucusu ve kralı olan ve ayrıca çok düzenbaz olan Sisifos figürünü işaret eder.,Tanrılarla mücadele etme hatasına düştü ve bunun için cezalandırıldı ve tepeye yaklaştığı her seferde aşağı yuvarlanan kayayı bayır yukarı itmeye ve bunu sonsuza dek tekrar etmeye mahkum edildi .,ve anahtar,iİgi çekmeden yaşamak hareketlerimizin gelecekte daha iyi bir şeye yol açacağı gerekliliği olmadığı anlamına geliyor,Anlam umutsuz bir hayatta memnun olmaya yeten hareketin kendisinde yatıyor. Tanrılar sisifos'un cezasını sonsuz ve anlamsız işten daha kötü bir şey olmadığı fikri üzerine kurdu.,Ama basitlik ileriye attığımız adıma bağlıdır.Eğer, sisifosun mutlu olduğunu hayal edersek ne olur?

Eğer biri çaresizlikte zevk bulursa ve hayatın bizim üzerimize attığı ızdıraba boyun eğmeyi reddeterse?,Bizim cezamız olması gereken şeyden aslında zevk almamızdan daha herhangi bir isyankar şey var mıdır?

"You will never be happy if you continue to search for what happiness consists of. You will never live if you are looking for the meaning of life."

--Albert Camus

"The only way to deal with an unfree world is to become so absolutely free that your very existence is an act of rebellion." - Albert Camus

Bu haber toplam 6124 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.