Anne Cankel, “Hayat artık bizim için bitti”

19 Kasım 2019’da Isparta’da eski arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından bıçaklanarak öldürülen Güleda Cankel olayıyla ilgili zanlının “Gidiyorum ama tek başıma değil” mektubunun ortaya çıkması, Cankel ailesini bir kez daha yıktı. Anne Cankel, “Hayallerimiz yarım kaldı, hayat artık bizim için bitti” dedi.

Sinem Korkmaz

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü öğrencisi 19 yaşındaki Güleda Cankel, 19 Kasım 2019'da Muğla'dan gelen eski arkadaşı Zafer Pehlivan tarafından, kaldığı apartta, kabloyla boğulduktan sonra bıçaklanarak öldürülmüştü. 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan zanlı Zafer Pehlivan, karar duruşmasında, "Kasten adam öldürme" suçundan, "Müebbet hapis" cezasına çarptırıldı.

Zanlı Zafer Pehlivan’ın sürece ilişkin “Gidiyorum ama tek başıma değil” şeklinde kaleme aldığı mektubunun ortaya çıkmasının ardından Cankel ailesi bir kez daha yıkıldı. Anne Mefharet Cankel, “Hayallerimiz yarım kaldı, hayat artık bizim için bitti” dedi.

“HİÇBİR AVUKAT KATİLLERİ SAVUNMASIN”

Kızının eşyalarına bakamadığını söyleyen Güleda Cankel’in annesi Mefharet Cankel (52), “Evlat acısı en zor şey, ilaçlarla yaşıyoruz. Hiç mutlu olamıyoruz, hiçbir şeyden mutlu olamıyoruz. Katilleri savunmasınlar hiçbir avukat katilleri savunmasın. Katilleri savunacak bir şey yok. Devletimize, Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; çok ölen oluyor. En büyük ceza bir insanı öldürmek, Allah bile öldürmeyi affetmiyor. Devletimiz de affetmesin. Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum, en ağır cezayı versinler. Evladımızın apartını güzelce döşedik. Güzel güzel dolaplara her şeyini yerleştirdik ama şimdi eşyalarını geri getirmek zorunda kaldık. Her şeyini toparladık geldik, hayallerimiz yarım kaldı. Eşyalarını getirdik ama ben onun eşyalarına hiç bakamıyorum, odasına bile giremiyorum. Çocuğumla gittiğimiz yerlere gidemiyorum, hani bizim için hayat bitti” diyerek gözyaşı döktü.

Katilin aldığı cezanın az olduğunu söyleyen Güleda’nın dedesi ….. de, torununun daha yavruyken evlerine getirdiği köpekle teselli bulmaya çalıştıklarını söyledi. Dede ….“Torunum bu köpeği küçükken alıp bize bıraktı, yavrumun hediyesidir bu küçükken üniversiteye giderken sakın ha köpeğime bir şey yaparsınız diye ağlayarak teslim etti. Ama bir daha göremedi yavrum onu. Zanlıya ceza verilirken cinayetin tasarlanmadığı yönünde karar çıkmış. Buna çok canımız sıkılıyor. Buradan Isparta’ya gidip birini öldürmek tasarlama değil de nedir?” diye feryat etti.

BARO BAŞKANI UZUN

Ortaya çıkan mektubun tasarlayarak öldürme suçu için delil olduğuna dikkat çeken Muğla Barosu Başkanı Av. Cumhur Uzun, “Ortaya çıkan bu mektup ne niyetle olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Ortaya çıkan mektupta Sanık Güleda’yı öldüreceğini bunun için Isparta’ya gideceğini hatta kendini de öldürebileceğini, bu dünyada kavuşamamalarını öbür dünyada birlikte yaşamak şeklinde ifade etmiş. Yalnız gitmeyeceğini ‘Kelebeğim’ diyerek Güleda’yı da beraberinde götüreceğini yani öldüreceğini ifade etmiştir. Bunun hukuki açıdan değeri şu böyle bir mektubun hazırlanması sırasında öldürme iradesinin oluşmuş olması lazım. Sanık bu mektubu birkaç gün önce yani Isparta ilinde olayın vuku bulmasından birkaç gün önce gerçekleştirdiği ifade etmekte dolayısıyla Muğla’dan, Isparta’ya Güleda’yı öldürmek için gittiğini açıkça ortaya koyan bir delille karşı karşıyayız. Bu delilin mahkeme heyeti tarafından irdelenmesi ‘Tasarlayarak öldürme’ eyleminin delileri arasında kıymetlendirilmesi gerekmektedir. Bunun dikkatten kaçtığını düşünüyor ve kararın bu yönde eksik olduğunu değerlendiriyoruz.  Mektubun içeriğinde yer alan sözcüklerin ‘Tasarlama olgusuna’ mutlak anlamda hukuken bunun kıymetlendirilerek, kadın cinayetleri ile ilgili toplumsal ayıbımızın ortadan kalkmasında etkili olacağını düşünüyorum” dedi.