BABA EVİNDE YOKSA KOCA EVİNDE ZOR

BABA EVİNDE YOKSA KOCA EVİNDE ZOR
Eskilerin bir lafı vardır. Kız bebek doğduğunda babam beni kırk gün evden atmasın sonrasında ben yerimi yaparım dermiş.Kız babaları şirin kızlarına prenses gibi davranır. Kız çocukları da babalarına düşkündür haliyle....

Eskilerin bir lafı vardır. Kız bebek doğduğunda babam beni kırk gün evden atmasın sonrasında ben yerimi yaparım dermiş.

Kız babaları şirin kızlarına prenses gibi davranır. Kız çocukları da babalarına düşkündür haliyle. Babaları bir dediğini iki etmez kızlarının. Omzunda taşır peşinde dolanır. Han dediği yere hamam kurmak için çalışır.

Ama kızlar büyüyüp serpildikçe babalarımızı bir panik dalgası alır. O minik   prensesleri ergenlikleri ile kendini bulmaya başlayınca, birey olduğunu anlayınca babaları ile çatışmaları başlar. Giyimi, gezmesi, arkadaşları babayı tedirgin eder. Korkutur.

Sonun başlangıcı tam da bu korkaklıkta yatar.

Namusuna halel gelmesinden, başının öne eğilmesinden korkan baba namusunu korumak adına bir başkasına devreder bu görevi. Kızının telli duvaklı evinden çıkmasını, görevinin tamamlanması olarak görür. Öyle ya, o büyütüp yetiştirmiş ve anıyla şanıyla evlendirmiştir kızını. Artık kızından kocası sorumludur. Devretmiştir görevini.

Bu devir teslim töreni, kadının kaderini belirler belki de.

Oysa babalarına hayran minik kızları, hayata adımını atarken ihtiyaç duyarlar babalarına. Hayatı öğrenirken babalarının koruyuculuğuna, şefkatine muhtaçtırlar. Hata yaptığında, ayağı takıldığında onu tutup kaldıracak gücü babalarında ararlar.

Sevilmek, değer görmek, değerini bilmek, eğitilmek, hayata güçlü bir şekilde tutunabilmek baba evinde olmayınca maalesef koca evinde de olmuyor.

Babalar sevin kızlarınızı. Öylesine sevin ki, sevgi açlığını bir hoyrat el ile karıştırmasın kızlarınız.

Eğitin kızlarınızı. Gücünüzün yettiği ölçüde eğitin. Eğitin ki meslek sahibi olup geçimini sağlayabilmek için bir başkasına ihtiyaç duymasın.

Değer verin kızlarınıza. Değer verin ki, bir birey olmanın sorumluluğunu alıp taşıyabilsin kızlarınız.

Kızlarınızı bir başka erkeğin insafına devretmeyin. Evliliğinde de arkasında kale gibi babaları olduğunu hissettirin onlara. Hissettirin ki, gidecek yeri olmadığından çile çekmesin.

Huzurlu bir yuva kurabilmek için güçlü olmalarını öğretin kızlarınıza. Aile kurumunun önemini, kutsiyetini ve eşitliğini öğretin. Öğretin ki, baba evinden çıkıp koca evine gitmek sanılan evliliğin, iki insanın huzur içerisinde omuz omuza verip gelecek nesiller yetiştireceği en değerli kurum olduğunu bilsinler.

Diyeceğim odur ki, baba evinde gördüğüdür kızların hayatını ve kaderini belirleyen.

Yani, bir kadının hayat kalitesinin mimarı, babasıdır.

Bu haber toplam 1582 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.