“Biz Bize Yeteriz Türkiye’m”

“Biz Bize Yeteriz Türkiye’m”
Önce “ iyi ki var.” dediğimiz dürüstlüğünden, çalışkanlığından, imanından emin olduğumuz Devlet Başkanımız Sn. Recep  Tayyip ERDOĞAN, ardından...

Önce “ iyi ki var.” dediğimiz dürüstlüğünden, çalışkanlığından, imanından emin olduğumuz Devlet Başkanımız Sn. Recep  Tayyip ERDOĞAN, ardından vatan millet  sevgisinden asla şüphe etmediğimiz Sn. Devlet BAHÇELİ… Onları takip eden bazı meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve ülkesine aşık, bayrağına meftun vatandaşlar,

Kimimiz milyon, kimimiz bin, kimimiz daha mütevazi maddi bağışlarımız ile “Biz Bize Yeteriz Türkiye’m” dedik ve demeye devam edeceğiz.

Elhamdülillah!

Amaç toplumsal dayanışma çerçevesinde virüs salgınının duraksamaya uğrattığı ekonomimize elimizden geldiğince destek olmak, Türk Devletinin, Türk ekonomisinin yanında yer almak. Safımızı belli etmek.

Kimseden zorla , rızası dışında alınan istenen bir şey yok. Bugüne kadar olmadı,  bundan sonrada olmaz. Kendini milli manevi hislerin dışında, farklı bir nedenden ötürü mecbur hissedenler de varsa bilmeyiz, bilemeyiz.

Bu tür olaylarda vatanseverler maneviyatı güçlü olanlar o anda ellerinde avuçlarında olanı ince ince hesaplar yapmadan ülkesi milleti için seve seve sarf eder, bunun gönül rahatlığını, manevi hazzını yaşamayı tercih eder. Hamdolsun böyle insanlarımız daima çoğunluktadır.

Ama  bazı kesimler, kişiler ,  kuruluşlar emsallerini izler, kontrol eder, bağışlarını genellikle birbirleri ile milimi milimine olacak şekilde yaparlar. Bağış yapma nedenleri ise ya toplumun gözünde itibar kaybetmek veya siyasi iktidarların tepkisini çekmekten korkmalarıdır. Gönüllü görünseler de aslında bağışları içlerinden gelmemektedir. Akıllarında  hep geçmişte  vergisini ödeyemediği için elindeki tek öküzü vergi memurlarınca zorla alınan, chp iktidarları dönemindeki gariban köylü korkusu vardır. Lanet olsun. Üç beş bir şey verelim de gün gelir, " Zamanında bizde vermiştik" der vaziyeti idare ederiz.” mantığı yatar.  Lüks, şatafatlı yaşam tarzları için milyon hatta milyarları gözden çıkarırlar da  sıra toplum yararına elini cebine atmaya fedakarlıkta bulunmaya gelince …

Sanatçı zannettiğimiz birileri  cd lerini sattığı, dinleyicisi sayesinde telif hakkı olarak tv ve radyolardan ulaştığı veya konser adı altında meydanlara topladığı halktan milyonları götürür de iş halkla  paylaşmaya gelince…

Hepsinin cebinde irili ufaklı akrepler olduğu ortaya çıkar.

Peki bunların dışında farklı bir zümre, farklı bir sosyal sınıf, farklı bir kitle, bırakın maddi destek vermeyi salgını, krizi fırsata çevirmeye çalışanlar yok mu?

Olmaz mı?

En son örneklerden biri  şu virüs salgını olayında ortaya çıkan medikal malzeme (dezenfektan ve maske)  üreten onursuzların marifeti. Bunları üreten stoklayan ve fahiş fiyatla satmaya çalışan 9  firma (mezar soyguncusu) bugün  ifşa edilecek. Bakın bakalım bu firmalar  kimlerle ortak, sahipleri kim.

Bir başka örnek bildik tanıdık bir Kemalist grup. Üstüne M. Kemal Atatürk yazdığı maskeyi ayda 10 TL taksit, 12 ay vade ile 120 TL ye pazarlamaya çalışan halk tv…

Bitmedi, marketten ayrı ayrı alınırsa   toplamda 100 TL ödenecek bir grup ürünü kolileyip 150 TL ye İstanbullulara “ hizmet adı ile” sunan,  kültürel faaliyet adı altında İstanbul’a “ megali idea’ nın koyu neferi “  Makarios’ un heykelini diken Helen milliyetçisi belediye başkanı…

Sorsan hepsi de bu ülkeyi ve bu ülkenin insanını (sever) düşündüklerini iddia eder.

Farklı gruplardan biride “zırnık koklatmayız” grubu.  Bunlar  almayı hatta fırsat bulursa çalmayı seven ama  vermeyi bilmeyen, vermeyi istemeyenlerden oluşur. Hem kendi vermez hem de halkı vermemesi yönünde provoke eder.

Biri, siyasi bir partinin başında bulunan bir “hanımefendi” kadın. Kimilerine göre feto’nun manevi kızı, kimilerine göre gezi finansörü Osman Kavala’nın akrabası. “ Yardım yapmayın, para lazımsa Katar Emirliği’nin hediye ettiği uçağı bağışlasın.” cümlesinin çıkış noktası kendisidir. O uçağın şahsa değil Türk Devleti ne şükran ifadesi olarak hediye edildiğini, zaten milletin malı olduğunu bilmeden.

Yine chp li olduğunu bildiğimiz Hakan AYGÜN isimli ateist çıkar,  dini istismar ettiğini, inananları kıracağını ve  manevi değerlerimize hakaret ettiğini umursamadan “İban Suresi ayet 1” başlığı ile bir paylaşımda bulunur.

Yeni ataması yapılmış bir bayan öğretmen sosyal medyada  “Değil 10 TL, 1 TL verirsem tüm Türkiye üzerimden geçsin.”  şeklinde paylaşımda bulunur. Vaat ettiği işi ( ödülse ödülü ) tüm Türkiye olmasa da seve seve yapmaya hazır, kendi siyasi türünden yüzbinler olduğunu düşünmeden.

Bayram harçlığı olarak verilen 1000 TL yi çekmek için atm önünde bekleyen emeklilerden kimileri, en az 1500 TL ye çıkan emekli aylığına ve fazladan ödenecek 1000TL bayram harçlığına rağmen  bu iktidara ve ona oy verenlere  sövüp saymaya devam eder.

Oysa biz hep veren el olmaya alışmış bir genden, soydan devlet – millet kültüründen  geldiğimizi düşünür, dahası biliriz de. Şahidi olduğumuz bu nankörlükler karşısında hayrete düşer, düşünürüz. Bunlar kim, neyin nesi?

Hatta hayret etmenin ötesinde, şu sıralar  merakımızı uyandıran konu ülke coğrafyasında bu tür nankörlüklerin bolca görüldüğü yerler nereler? Haritaya  her baktığımızda karşımıza daima düşman işgaline uğramış şehirler çıkıyor.

O zaman şu sorunun aklımıza takılmasına mani olamıyor,

“Bu ülkede bu kadar nesepsiz bu kadar hain nereden türedi?”  diye kendi kendimize soruyoruz.

Acaba…

“Düşman giderken geride epeyce bir gen, epeyce bir sperm mi bıraktı? Yoksa bu kadar veled-i zinanın bu ülkede işi ne?” dememek için kendimizi zor tutuyoruz.

Siz ne dersiniz?

Selam ve dua ile…

Bu haber toplam 497 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum