Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

BU MİLLETİN BAĞIŞIKLIĞI NELER GÖRDÜ GEÇİRDİ

BU MİLLETİN BAĞIŞIKLIĞI NELER GÖRDÜ GEÇİRDİ

Coronavirüs vakasıyla tanıştığımız günden bu yana dile getirdiğimiz vaka sayılarının illere olan oranlamaları nihayet açıklandı.

Görüldüğü üzere bu tehdit en çok İstanbul’da görüldü. Sonra da diğer illere göre dağılımları açıklandı.

İlimizde vaka sayısının 43 olduğunu hepimiz öğrendik. Bu sayının büyük bir çoğunluğunu Bodrum ilçemizin çektiğini tahmin etmek güç değildi.

Malumunuz dilimizde hep ‘küçük İstanbul’ diye tabir edilir.

Ege Bölgesi’nde ise söz konusu oranla vakanın en fazla görüldüğü 4. İl konumundayız.

İlimizin bu sayıya erişmesindeki genel etkenin, hastalığın çıkış sebebi olan il dışı ve yurt dışı temaslar olduğunu sanırım bilmeyenimiz yok.

Bu da şu gerçeği ortaya koyuyor. Muğla ilinin ne kadar izole, duyarlı ve bilinçli olduğunu.

Umarım bu oranı arttırmayız. Gerekli tedbirler ortaya konuluyor ama öyle bir illetten söz ediyoruz ki, Sayın Sağlık Bakanının da söz ettiği gibi bir kişi aynı anda 30 kişiye bulaştırabiliyor bu hastalığı.

Ümitsiz değiliz.

Elbette bu hastalığın direnci kırılacak ya da bizlerin bağışıklığı bu hastalık yönünde gelişecek.

Öyle bir hale geldik ki; her gelişmeden olumsuzluğu anında ortaya çıkartabiliyoruz. Ama bir o kadar da bardağa dolu tarafından da bakmayı öğrenmeliyiz.

Bunu yapabilen kaç kişiyiz bilmiyorum ama öğrenmeliyiz.

Tıpkı Muğla’daki vaka sayısının 43 olduğunu öğrenince ülkeye göre daha iyi durumda olduğumuz düşüncesinde olduğumuzu görmeye çalışmamız gibi.

Bardağa dolu tarafından bakmak derken; aklıma hemen gelen olumlu birkaç yaklaşımımı sizlerle paylaşmayı uygun buldum.

Ülkede vaka sayılarının artış göstereceği gerçeğiyle, dev hastaneler hazırlanırken, biz de tek bir Eğitim Araştırma Hastanesiyle bu sürecin yürütülüyor olması mesela.

Büyük ölçüde karantina hastanesi olarak faaliyet göstermesini beklediğimiz Menteşe Devlet Hastanesi’nin hala daha bu yönde bir ihtiyaca karşılık vermemesi mesela.

Demek ki şu an için ihtiyacımız yok. Olumlu düşünüyorum.

Bu yönden bakıldığında bile iyimser düşünmek için bir sebep oluşturmakta yarar var beyinlerimizde.

Ya da önceki günkü gelişme.

Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan’ın Muğla Sağlık Müdürlüğü’ne teslim edildiğini duyurduğu, 15 dakikada sonuç verebilen 1250 adet hızlı tanı kiti konusu.

Muğla Tabipler Odası hızlı tanı kiti sayısında 10 bin ile ifade edilen rakamların yeterli olacağını ifade etmiş olsa da, ilk etapta “sanki bu sayı kadar mı tanı kitine ihtiyacımız var?” düşüncesi oluşmuyor değil aklımızda.

Bir yandan bakıldığında hızla yayılan hastalık için 1 milyonluk bir şehre 1250 adet gönderilen, yani yetersizliği ifade eden bir hızlı tanı kiti adedini kafamıza kodlayıp, olumsuzluğu düşünmek…

Bir yandan bakıldığında da, vaka sayısının azlığına delalet bir oranmış gibi de olumlu hale getirebilmek.

Gazetecilik mesleğinin sanırım bizlere kazandırdığı en önemli özellik de bu. Farklı yorum ve gözlem yetilerimiz..

İşte bu noktada felaket tellallığından çok, iyimser düşünebilmek de mümkün.

Gördünüz mü, bir mikrop bize neler düşündürüp, neler konuşturuyor.

Hal böyle de olsa, her geçen gün bu mikropla yaşamaya çalışan bir toplum olarak, düşüncelerimizin bağışıklık kazandığı da gerçek.

İşte şimdi Corona düşünsün.

Biraz hırpaladı, yıprattı ama bir şeyi unuttu.

Bizim millet olarak bağışıklığımız neleri, gördü, neleri yaşadı, neleri unuttu…

Bu virüs illeti de bağışıklığımızın düşmesini hiç beklemesin.      

Çünkü bu savaşı biz kazanacağız.

Bu yazı toplam 646 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR