Can Boğazdan Gelir

Can Boğazdan Gelir
İnsan, açık bir sistemdir. Sağlıklı bir insanda biyolojik, psikolojik ve sosyal girdiler analiz sentez ve kullanım sonrası biyopsikososyal çıktılara dönüşür. Girdiler ve çıktılar arasındaki nicel ve nitel farklar, değişimler...

İnsan, açık bir sistemdir. Sağlıklı bir insanda biyolojik, psikolojik ve sosyal girdiler analiz sentez ve kullanım sonrası biyopsikososyal çıktılara dönüşür. Girdiler ve çıktılar arasındaki nicel ve nitel farklar, değişimler dengeyi bozacak düzeyde olursa biyopsikososyal sağlık bozulur. Örneğin biyolojik anlamda; bir insanın aldığı besinin biyo yararlılığı ne kadar önemli ise posa ve toksinlerinin - zararlının - atımı da önemlidir. Bu süreçte; özellikle gastroentestinal sistemin, üriner sistemin,kardiyovasküler sistemin ve solunum sisteminin işlevselliği önemlidir.

Psikososyal anlamda ise; insan, düşünce ve duygularını etkileyen veya ağız tadını bozan bir sorununu ifade etmeden, çözmeden içine atarak yok sayarsa ve bilinçaltı bu sorunlarla dolarsa - bağırsakta yaşadığı kabızlık/ishal gibi atım sorununa benzer bir şekilde- ruhsal peklik/sürgün yaşar.

Biyolojik yıpranma, birikim ve inzivaya çekilme teorilerine göre - metabolizmanın yavaşladığı, işlevselliğin azaldığı duyusal, bilişsel ve ruhsal çekilmenin olduğu yaşlılıkta biyopsikososyal girdiler, çıktı kapasitesini zorlamayacak düzeyde olmalıdır. Yaşlanma ile oluşan enerji harcamasındaki azalma, enerji tüketimindeki azalma ile dengelenerek, ideal vücut ağırlığı sürdürülmeli ve vücut yağının artması önlenmelidir. Şişmanlık beraberinde kardiyovaskuler, diyabet ve kanser gibi hastalıklara zemin hazırlar. İdeal vücut ağırlığının korunması, kas kuvvetinin sağlanması, kemik mineral kaybının önlenmesi için fiziksel aktivite arttırılmalıdır.

Yaşlıların beslenmesinde tekli doymamış (zeytinyağı, fındık yağı) ve çoklu doymamış (ayçiçek, mısırözü, soya yağı gibi) yağlar kullanılmalıdır . Balık, çoklu doymamış yağ asitleri (özellikle omega-3 yağ asitleri) içeriği nedeniyle, yaşlılarda haftada en az iki kez yenilmelidir. Bu yağ asitlerinin görme, bilişsel fonksiyon, kemik-eklem hastalıkları, kan lipidleri üzerine olumlu etkilerinin olduğu bilinmektedir.

Yaşlıların günde en az 2 litre sıvı tüketmesi gereklidir. Gereksinmeyi karşılamak için günde 8-10 bardak sıvı tüketilmesi uygun olacaktır. Yeterli sıvının tüketilmesi; atım -normal böbrek fonksiyonlarının sürdürülmesi, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek taşları ve kabızlığın önlenmesi- açısından gereklidir.

Yaşlılıkta posalı-lifli yiyecek-tüketimi arttırılmalıdır; posa içeriği yüksek besinler sırasıyla kuru baklagiller, tahıllar ve sebze meyvelerdir. Posalı yada lifli yiyecekler; kabızlığı önler, bağırsak faaliyetlerinin düzenlenmesi açısından önem taşır. Ayrıca şeker hastalığı, kalın bağırsak kanseri ve koroner kalp hastalığı riskini azalttığı gibi bu hastalığı olan yaşlılarda tedavi edici özellik taşır.

Yaşlılıkta kalsiyum içeriği yüksek besinler tüketilmelidir; yeterli kalsiyumun alınması kemik mineral kaybını azaltır, kemik sağlığının korunmasında önemli rol oynar. Kalsiyumun en iyi kaynağı süt ve süt- yoğurt, peynir, çökelek gibi.-ürünleridir. Bazı yaşlıların süt şekeri- laktozun- sindiriminde sorunları vardır. Sütün yerine az yağlı ayran, yoğurt, peynir de tüketilebilir. Yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve pekmez de kalsiyumdan zengindir. Kalsiyumun vücutta kullanılabilmesi için D vitaminine gereksinme vardır. Besinlerle D vitamini gereksinmesi karşılanamadığından yaşlıların güneş ışınlarından yeterince yararlanması sağlanmalıdır. Evde cam arkasından güneşlenmede, ultraviyole ışınları camdan geçemediği için vücutta D vitamini sentezi yapılamaz.

Yaşlılıkta tuz ve sodyum tüketimi azaltılmalıdır; tuzun bileşimindeki sodyum, doğal olarak besinlerin yapısında da bulunur. Az tuzlu besinler tercih edilmelidir -hayvansal kaynaklı yiyeceklerdeki sodyum, bitkisel kaynaklı olanlardan daha fazladır- sofrada yemeklere tuz eklemesi yapılmamalıdır. Aşırı tuz tüketimi hipertansiyon, kalp ve damar hastalıklarına neden olabilmektedir.

Sonuç olarak; dengesiz beslenme ile birlikte sedanter ve izole bir yaşam; yaşlının yaşam kalitesini bozan, yaşlanmayı ve yaşlılık hastalıklarını hızlandıran bir durumdur. Tüm yaşlılara; bastonları ve rahat spor ayakkabıları ile temiz, güneşli bir havada -bulabilirlerse yeşil bir alanda -düz ayak yürüyebildikleri kadar yürümelerini, az ağrı dindirici kullanmalarını, sevdikleri ile özellikle torunları ile bol bol zaman geçirmelerini, vücudun ihtiyacı kadar ya da diyetine uygun olarak doktor tavsiyesi ile dört temel gıdayı,vitamini,mineralleri ve antioksidanları kullanmaları önerilir. Böylece can boğazdan gitmez (!). Ağız tadınızın bozulmaması dileği ile…

Bu haber toplam 688 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.