“Çocuklarda davranış sorunları oluştu”

“Çocuklarda davranış sorunları oluştu”
Eğitim Sen Muğla Şubesi, Muğla Öğrenci Veli Derneği ve Muğla Tabip Odası tarafından salgında eğitim durumu ve öneriler adı altında ortak toplantı gerçekleştirilerek, açıklama yapıldı. Yapılan toplantıda, okulların açılması...

Eğitim Sen Muğla Şubesi, Muğla Öğrenci Veli Derneği ve Muğla Tabip Odası tarafından salgında eğitim durumu ve öneriler adı altında ortak toplantı gerçekleştirilerek, açıklama yapıldı. Yapılan toplantıda, okulların açılması kararı verilirken koşulların yerel özelliklere, eğitimin düzeyine, mevcut olanaklara ve gereksinimlere göre ayrı ayrı değerlendirilmesinin gerekli olduğu savunuldu. Açıklamada, “Çocuklarda davranış sorunları oluştu” denildi.

Eğitim Sen Muğla Şubesi, Muğla Öğrenci Veli Derneği ve Muğla Tabip Odası tarafından salgında eğitim durumu ve öneriler adı altında değerlendirme toplantısı yapıldı. Yapılan açıklamada, “Çocuklarda davranış sorunları oluştu” ifadelerine yer verildi.

Toplantıda salgına karşı alınan önlemler, bu süreçte öğrencilere yönelik yaklaşımlar, öğrenci, veli ve öğretmenler açısından pandemi ve izlenecek stratejik planla ilgili değerlendirmeler ele alındı.

Okulların açılması kararı verilirken koşulların yerel özelliklere, eğitimin düzeyine, mevcut olanaklara ve gereksinimlere göre ayrı ayrı değerlendirilmesinin gerekli olduğuna dikkat çekilen toplantıda şu ifadelere yer verildi:“Öğretmenler pandemi sürecini bir yandan kendi özel hayatlarını etkin,sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek bir yandan da mesleklerini gereği şekilde yapmanın telaşı ve kaygısı ile geçirmektedir. Başlangıçta durumun belirsizliği, yeni bir eğitim sistemini uygulamaya koymanın zorlukları ve diğer pek çok sürece özgü problemler nedeni ile kaygılı, endişeli hissederken, süreç ilerledikçe birkaç cephede savaşıyor olmanın yorgunluğu ve tükenmişliği daha hissedilir hale gelmiştir. Bu dönemde öğretmenlerin iş yükü artmış ve çalışma koşulları ağırlaşmıştır. İçinde bulunduğumuz dönemin en önemli tartışma başlıklarından biride yüz yüze eğitime yeniden başlanmasıdır. Okulların açılıp açılmama kararı bilimsel ve idari açıdan özenle ele alınması gereken bir karardır. İlgili tarafların, uzmanların, toplum temsilcilerinin görüşleri alınarak ve onların katılımıyla yapılacak iyi bir planlamayı, iyi izlem protokollerini, iyi iletişimi ve yeterli kaynak aktarımını gerektirir. En önemli konulardan biri, gerek açılma kararı için, gerekse okullar açıldıktan sonraki süreçte hastalığın toplumdaki ve okullardaki durumuyla ilgili bilgilerin açık biçimde, sürekli olarak, değiştirilmeden, karşılaştırmaya olanak sağlayacak şekilde paylaşılmasıdır. Yöneticilere ve açıklanan verilerin doğruluğuna duyulan güven, salgınla mücadelenin her aşamasında, salgının iyi yönetilmesi ve uyumun artması için en önemli gerekliliklerden birisidir.”

“SOSYOEKONOMİK GELİRE SAHİP AİLELER KAYIP YAŞADI”

Okulların yüz yüze eğitime kapatılması, hizmetin çocuklara ve ailelere sunulmasının aksadığını belirtildiği toplantıda, “Özellikle düşük sosyoekonomik gelire sahip aileler için bu önemli bir kayıptır. Okul öğrencilerin her açıdan kendilerini geliştirdikleri en önemli kurum olma özelliğini korumaktadır. Okulların öğrencilere sundukları okul yemeği programları ile sosyal, fiziksel, davranışsal ve zihinsel gelişime yönelik hizmetler de önemli yer tutmaktadır. Yoksullar başta olmak üzere ailelerin önemli bir kesiminin çocuklarının uzaktan öğrenmeye katılması için gerekli donanıma sahip olmadığı bilinmektedir. Bu durum okullar kapalı olduğunda, eğitimde zaten var olan eşitsizliklerin daha da derinleşmesine ve buna bağlı ciddi mağduriyetler yaşanmasına neden olmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

Öğrenci, veli ve öğretmenler açısından bakıldığında pandemi döneminde yeni yaşam koşullarına uyum sağlamaya çalışan çocuklarda birçok davranış bozukluğu gözlendiğinin ifade edilerek, “Genel olarak, hareketlilik, dikkat sorunları, söz dinlememe, kardeş çatışmaları, öfke patlamaları, sık ağlamalar en sık görülen davranış sorunları olmuştur, önümüzdeki aylarda aynı davranışlarda artış yaşanabilir. İçe kapanma, takıntılar, bakım verenden ayrılma güçlükleri, korkular, yalnız yatamama gibi çocukluk dönemine özgü davranış sorunları daha yaygın ve yoğun olarak gözlenebilir. Pandemi döneminin getirdiği düzensiz yaşantının sonuçları arasında ekran ve benzeri keyif alınan durumlara anne, babanın sınır koyma güçlükleri, uyku ve iştah değişiklikleri sayılabilir. Pandemi sürecini anne-babaların pek çoğu endişe ve kaygı içerisinde geçirdiler. Gündelik hayatın problemleri ve gelecek kaygısı ile baş etmek durumunda kaldılar” denildi.

Yapılan toplantıda, değerlendirmeler kapsamında ele alınan izlenecek stratejiler şu şekilde: “İzlenecek strateji, eğitimde varolan eşitsizlikleri artırmamalı, tersine bu eşitsizlikleri pandemi koşullarında bile olsa gidermeyi amaçlamalıdır. Okulların açılması, eğitimin sürdürülmesi veya ara verilmesi gibi kararlar, mevcut bilgiler ve bilimsel kanıtlar çerçevesinde bilimsel verilere dayanarak yapılmalı ve bu ölçütler toplumla paylaşılmalıdır. Gerek okul çocukları, gerek öğretmenler gerekse aile bireylerinden risk grubunda bulananlara yönelik alınan koruma önlemleri belirlenmeli ve toplumla paylaşılmalıdır. Öğretmen-öğretmen, öğretmen-öğrenci ve öğrenci-öğrenci etkileşimlerinin fiziksel koşulları ile ilgili kuralların ne olması gerektiği ve kurallara uymanın nasıl sağlanabileceği, izlenebileceği, olası toplumsal tepkiler üzerinde de düşünülmelidir. Ders saatleri ve ders araları konusunda ayarlamalar yapılmalıdır. Pandemi döneminin oluşturduğu gereksinimler göz önüne alınarak birinci basamak sağlık hizmetleri düzeyinde okul sağlığı hizmetleri yeniden yapılandırılmalı ve etkinleştirilmelidir. Okullarda psikososyal hizmetlerle ilgili ihtiyaçlara yönelik bir yapılanma ve örgütlenme modeli oluşturulmalıdır. Okullarda teması azaltmaya yönelik uygun yöntemlerin bulunması için MEB, alanın öznelerinden görüş almalı, işbirliği yapılmalıdır. Tüm eğitim emekçileri öncelikli olarak aşılanmalıdır. Türkiye’nin bu öncelikli ve önemli konuda kısa, orta ve uzun vadeli bir stratejik plana ihtiyacı vardır. Bu plan olmadıkça ve tüm karar süreçlerinde ve uygulamalarda öğretmen ve ailelerin katılımı/katkısı sağlanmadıkça konu içinden çıkılmaz bir hal alabilir.”

Bu haber toplam 292 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.