Covid-19 ve eğitim 2

Covid-19 kısıtlamalarının kaldırılmasına yönelik bir dizi adımlar atılmaya başlandı. Coronavirüs salgını sonrası alınan tedbirler yerini yavaş yavaş normalleşmeye bırakıyor. Alınan tedbirler kapsamında yeniden normal hayata geçiş süreci-normalleşme takvimi hayata geçiriliyor. Bu kapsamda önemli başlıklardan birisi de milyonlarda kişiyi ilgilendiren okulların yeniden açılması konusu oldu. Pandemi sürecinin temel etkilerini tartıştığımız önceki yazımızda Eğitim Uzmanı Arş. Gör. Orhan Kahya, özellikle dezavantajlı grupların sorunlarına dikkat çekerek sürecin, “eğitime bir ara vermek değil, eğitimin değişimi anlamına geldiğini” vurguladı. Bu hafta ise, okulların yeniden açılmasürecine ilişkin ailelere ne gibi tavsiyelerin ve mesajların verilebileceğini konuştuk.

Okulların yeniden açılması sürecine ailelere ne gibi önerileriniz var?

Çocuklar ve gençler yenilik ve değişimin güçlü aktörleri ve aynı zamanda geleceğin toplumunu oluşturacak ebeveynleri, bilim insanları ve eğitimcileridir. Salgından korunmak için öncelikle normalleşme sürecinde özellikle sosyal hayatta nelere dikkat etmemiz gerektiğini bilmeliyiz. Okulların güvenli ve sağlıklı bir şekilde normal eğitim öğretim hayatına dönmesi ve toplum sağlığını güvence altına almak için bazı hususlar göz önünde bulundurulmalı. UNICEF’in Covid-19 sonrası için okullarda koruma ve kontrol eylem planı bulunmaktadır. Buna göre ebeveynlere şu mesajlar verilebilir: Öncelikle hastalığın semptomları, komplikasyonlarını ve nasıl bulaştığı hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Bu sayede olası hastalık belirtileri gözlemlenebilir ve gerekli önlemler alınabilir. Ülkemizde Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı’nın tavsiyeleri bu açıdan çok önemlidir. Bilimsel olmayan, kulaktan dolma bilgilere riayet edilmemelidir. Çocukta hastalık belirtileri gözlemlenmediği sürece, sağlık otoritelerinin tavsiyelerini dikkate alınarak, onun için en iyisi okula devam etmesidir. Okular açıldığında çocukları okula göndermemek yerine, onlara günlük hayatta ve okulda dikkat etmesi gerekenleri öğretebiliriz. Ellerini sık sık sabunla yıkaması, ellerini yıkamadan gözlerine, ağzına ve burnuna dokunmaması, hapşurduğunda veya öksürdüğünde ağzını mendille kapaması gerektiği gibi önlemler öğretilebilir. Öte yandan bu süreçte çocuklarda sinirli olma, uygu problemi, kaygı gibi bir takım stres belirtileri gözlenebilir. Bu tür çıktılara pozitif geri dönüt vermek, çocuğu desteklemek ve ona bunların anormal sürecin normal çıktıları olduğunu açıklamak gerekir. Süreçteki endişelerini dinlemek ve onları rahatlatmak, onlara güvende olduklarını hissettirmek önerilebilir.