Geçen hafta Yeniden Başlamalı başlıklı yazımın sonunda yılın başından beri yaşadığımız olumsuzluklar nedeniyle bu yılın kayıp, hatırlanmak istenmeyen bir yıl olduğunu başka olumsuzluklar yaşanmadan 2020’nin sona ermesinin sabırsızca beklendiğini dile getirerek, keşke bu yılı hiç yaşamasaydık ya da mümkün olsaydı da yeniden başlasaydık, temennisiyle tamamlamıştım. Ancak maalesef olumsuzluklar bitmek bilmiyor.

Cuma günü ilimizde ve pek çok ilde şiddetli bir şekilde hissedilen, merkezi İzmir'in Seferihisar ilçesinin 17 kilometre açığında Ege Denizi olan, 6,6 büyüklüğünde ve önemli kayıplara yol açan bir deprem yaşadık. Yazıyı yazdığım saatlere kadar pek çok artçı depremin yaşandığı veya yaşanmakta olduğu ilgili sitelerin sayfalarında yer alıyor. Depremde can ve mal kaybı yaşayan İzmirlilere başsağlığı ve geçmiş olsun diliyorum, Allah daha büyük afetlerden korusun. Depremin şiddetli bir şekilde hissedildiği ilimizde ve diğer illerde acı haber almamamız tesellimiz ama önemli deprem bölgesinde olduğumuzu unutmadan, ne kadar hazırlıklıyız, konutlarımızın durumu nasıldır, tehlikeli faylar nerelerden geçiyor, sorularına cevap aramalıyız.

Aslında bu ve bunun gibi sorulara salgın hastalığın hemen arifesinde Büyükşehir Belediyemizin düzenlediği çalıştayla cevap aranmıştı. Muğla’nın Deprem Jeolojisi, Tarihsel ve Güncel Depremleri, Fay Araştırmaları ve Riskli Yapılar, Kentsel Dönüşüm, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği, Risk Yönetiminde Toplum Katılımı, Japonya-Türkiye arasında Deprem Farklılıkları gibi konuların ele alındığı “Muğla Deprem Çalıştayı” 7 Mart 2020 tarihinde Büyükşehir Belediyesince düzenlenmişti. Çalıştaya alanlarında uzman Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Murat Balamir, Doç. Dr. Deniz Ülgen, Dr. Murat Esen Aksoy, Dr. Ebru Harmandar, Mimar-Yazar Cengiz Bektaş ve Yüksek Mimar-Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki, konuşmacı olarak katılmıştı. Çalıştayın sonuç bildirgesinde Muğla’da deprem riskine ilişkin önemli bilgiler kamuoyuna açıklanmıştı.

Bilgiler şu şekilde özetlenebilir; Muğla’da deprem tehlikesi oluşturan başlıca beş ana fay sistemi bulunmaktadır. Bu faylar; 1-Fethiye-Burdur fay zonu, 2-Gökova fayı, 3-Muğla-Yatağan fayı, 4-Milas fayı ve 5-Fethiye’de deniz açıklarında bulunun Helenik dalma-batma zonu. Muğla ili içinde yer alan ve yıkıcı deprem üretebilecek bu faylar MTA’nın tanımlarına göre aktif tir. İlimizin bu fayları AFAD ve Kandilli Rasathanesinin, 20’ye yakın deprem ölçüm istasyonuyla izlenmektedir. İl içi deprem kaynakları yanında komşu illerinde yer alan deprem kaynakları da ilimizi olumsuz etkileyecek deprem üretebilir.

Özetle, Muğla’da Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi yıkıcı depremler üretebilecek faylar mevcuttur. O halde deprem risklerini azaltma çalışmaları yapılmalı, kentsel dönüşümlerle kentin tüm bileşenlerini depreme güvenli hale getirmeli, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği halinde sorumlulukları paylaşmalı ve depreme dirençli toplum oluşturmaya önem vermelidir. İnşallah son deprem uyarıcı etki yapar da çalıştaydan elde edilen bu kıymetli bilgiler hayata geçirilir.