Hasan Telli

Hasan Telli

Gözümüz Aydın Muğla’m Film Devam Ediyor

Gözümüz Aydın Muğla’m Film Devam Ediyor

16 nisan tarihinde halk oylamasına sunulan ve YSK’nın 28 nisan tarihinde yaptığı resmi açıklamanın ardından kesinleşen anayasa değişikliklerini yeni yeni irdelemeye başlayanlar var şu sıralar çevremde. Anlamsız bir şekilde acaba bu madde ne getirdi diyerek okuyanları gördükçe insanın gülesi geliyor. Birde bu maddeler üzerine yorumlar yapmıyorlar mı? İyide hemşerim sen bu metinleri oy kullanmadan önce okuyacaktın ki fikrin olsun. Gerçi fikir hepsinde vardı ama en önemlisi yoktu. Bilgi! Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuştu hepsi. Halk oylaması süresince yapılan propaganda çalışmalarında bile sadece liderleri ne dediyse onu söylüyor onunla propaganda yapıyorlardı.

***

Keşke 690 sayılı KHK(Kanun Hükmündü Kararname) halk oylamasından önce çıksaydı da şu ne olduğu belli olmayan elektrik santrallerini hedef alan gereksiz programlar daha önce yayından kalksaydı. Belki o zaman kim kimden etkilenmiş yada kimin kimle gerdeğe girmesinden çok ülke meselelerine eğilir şimdilerde okuduklarını o zaman okurlardı da gelişmeleri geriden takip etmezlerdi. Gerçi bu bizim ülkemiz için bir ilk değil. Yıllarca devam eden dizileri göz önüne alınca bizim halkımız bu duruma getirildi. Türkiye’de televizyon tarihinin en önemli ilk dizisi “Dallas”tı o dizide de şimdilerde evlilik programlarında yaşananlar vardı. Kimin kimle ilişkisi var hangi entrikalar dönüyor merakla televizyon başına geçerlerdi. O dönemde dizi izlerken evinin soyulduğunu bile fark edemeyenler vardı. Sonrasında ise ekrana insanları kilitleyen Brezilya dizileri baş gösterdi. “Köle İsaura” ne zaman evin hanımı olacak merakı ile ekrandan gözlerini ayırmayanlar komşularının evde hasta olduğunun farkında bile değildi. Ardından yıllarca devam eden ismiyle de aslında mesajını veren “Yalan Rüzgarı” ise yalanlarla kurulmuş hayatların aslında empoze edilmesiydi.

***

Yıllar böyle ilerlerken bizim dizi sektörümüzde gelişti. “Aşk-ı Memnu” dizisi ile yaşanan ahlaksız hayatlar sıradan normal bir yaşantı gibi sergilenirken, “Fatmagül’ün Suçu Ne” ise olumsuz yaşantıların ekranda solum bulmuş hali oldu. Sonrasında devam eden birçok dizide de toplum yapımızın tersini yansıtan özellikle bozulmasını bilinçaltı yollarla hedefleyen diziler ve filmler boy göstermeye başladı. Türk toplumunu dışarıdan gelecek saldırılarla yıkamayacaklarını anlayanlar toplumun değer yargılarını değiştirmek için çaba sarf etti. Böylece neredeyse kendi kızlarını evlendiren kayın valide edalarında yaşantılarını bilmediği herkesin sonraki yaşamları için fikir üretiyor hayatlarını yönlendirmeye çalışıyordu.

***

Neredeyse bir yıl boyunca köşe yazılarımın sonunda not olarak yazdığım o cümlelerin ne anlama geldiğini bir türlü anlayamayanlar sanırım şimdi yasaklan evlilik programlarını izleyemeyenler anlarlar. Bu yazdıklarımı anlamaya yada anlamaya çalışmayan ancak Survivor’da ödül oyununu kimin nasıl kazandığını, yasaklanan evlilik programlarında kimin önceden kaç kırığının olduğunu ve şimdi kimden elektrik aldığını bilen, evde kullandığı elektriğin KW maliyetini bilmeyen, arabasına aldığı yakıtın pompa fiyatının ne olduğunu bilmeyen, pazarda domatesin fiyatının bir türlü düşmemesinin sebebinin Katar üzerinden Rusya’ya yapılan ihracat olduğundan habersiz, eve gelen su faturasında atık su bedelinin ne anlama geldiğini bilmeyen, bir işletmede kazanılan paranın tamamını kar sanan, Muğla milletvekillerini sorsak altısını sayamayan, siyasi parti il başkanlarını belediye başkanı ile karıştıran, zabıtayı görünce belediyenin yerini soran ve hatta neden nefes aldığının bile farkında olmayanlara iyi seyirler diliyorum.

Bu yazı toplam 1256 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR