Hasan Telli

Hasan Telli

Hastane Çilesi Biter Mi?

Hastane Çilesi Biter Mi?

Yaşı 25’in altında olanlar pek hatırlamaz hastane çilelerini. 25’in zerinde olanlarında kimileri hatırlar kimileri hatırlasa bile hatırlamıyormuş gibi yaparlar. O dönemlerde hastaneler ikiye ayrılırdı Devlet Hastanesi ve SSK Hastanesi olarak. Muğla merkezde bu iki hastaneden de vardı. SSK’lılar SSK hastanesine diğerleri ise Devlet hastanesine giderdi. İki hastanenin de yönetimi farklı idi. İkisi yan yana bir bahçenin içerisinde olsa da uygulamada farklılıklar vardı. SSK’lı hasta yazılan reçeteyi hastane içerisinde bulunan eczaneden alırdı. Bu yüzden aynı hastalık için iki hastanede de farklı reçeteler çıkıyordu. Öyle yada böyle şehirde iki hastane vardı. Gel zaman git zaman birde özel hastanemiz oldu. Şehir üç hastaneye kavuştu. Sağlıkta atılımların başlaması ile iki hastane birleşti ve bir tek devlet hastanesine dönüştü üçe çıkan hastane sayımız yine ikiye indi.

***

O dönemin Muğla Milletvekili Seyfi Terzibaşıoğlu çok uğraştı ve Muğla Üniversitesi Tıp Fakültesi kuruldu. Alt yapısı hazırlanmadan çiçeği burnunda Tıp Fakültemiz oldu. Eski Sağlık Koleji olarak bilinen binanın üniversiteye tahsisinin ardından zamanında hemşire ve sağlık memurlarının yetiştiği binada bu kez 40 doktor adayı ders görmeye başladı. Yine meşhur hastalığımız göçü yolda düzme burada da kendisini gösterdi. Tıp Fakültesinin bir hastaneye ihtiyacı vardı. Bir gecede yapılan protokol ile Devlet hastanesi Muğla Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne dönüştü. bu dönüşümde hastanenin tabelası değişti tıp fakültesinde derse giren öğretim görevlileri poliklinik yapmaya başladı. Tabela değişmeden önce ile sonra arasında pek bir fark oluşmadı aslında teknik ekipman yetersizliği nedeniyle yine ağır hastalar çevre illerde bulunan üniversite hastanelerine taşınmaya devam etti.

***

Tıp fakültesi için iyi bir hastane lazımdı ancak üniversitenin bunu yapacak bütçesi yetmemiş olacak ki yeni hastanenin yapımını Sağlık Bakanlığı üstlendi. Yer tartışması uzun süre devam etti ve bakanlık yerin bulunmasının ardından TOKİ’ye hastane inşaatını teslim etti. TOKİ’nin işi inşaatı yapmaktı o da öyle yaptı. Ancak bir hastane yapımında hesaplanması gereken her şey neredeyse göz ardı edildi. Hiçbir hastaneye tek bir yolla gidilmez. Mutlaka farklı bağlantı yolları ile ulaşılabilir. Düşünün şimdiki hastanenin yolu üzerinde bir araç kaza yapsa ve yolu tıkasa acil gelen ambulanslar nereden acil servise ulaşabilir? Yada köyden hastaneye gelmiş bir vatandaş muayenesini olduktan sonra ilaçlarını alarak eve gitmek istese ilaçlarını en yakın nereden alabilir? Hastane inşaatı yapılırken otopark hesaplamasını kim nasıl yaptı bilmiyorum ama eminim zamanında hiç havuz problemi çözmemiş. Zira 475 yataklı bir hastane bin 800 personeli varsa rutin muayeneye gelen hastaları hesaba bile katmadan kaç araçlık bir otopark gerekir? Mevcut hastanede 600araç kapasiteli bir kapalı 225 araç kapasiteli 2 açık olmak üzere 825 araçlık üç otopark var. Hastanenin sabit araç park ihtiyacının neredeyse yarısı kadar otopark kapasitesi var. Geri kalanlar mümkünse araçlarını katlayıp ceplerine mi koysunlar. Hastaneye şimdilik 57 sefer yapan toplu taşıma aracı var. Ancak hangi saate ne yoğunluk olduğunun tespiti hala yapılamamış UKOME ve Hastane Yönetimi bir masaya oturup planlama yapamamış demek ki. Kantin konusuna hiç girmeyeceğim zira o olay başlı başına bir yazı dizisi. Yazı tamamlamamın hemen ardından Muğla sağlık İl Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Birliği tarafından Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılacak basın toplantısına katılmak için gideceğim bakalım daha neler göreceğiz?

***

Üç olan hastane sayımızı ikiye düşürülmesinin ardından iki hastanenin de şehrin dışında kalmasından doğacak sorunların daha arkası gelecektir. Yetkililerin bir an önce planlamayı yaparak şehrin merkezine küçük de olsa bir hastane yapılmasını sağlamalarını bekliyorum.

Bu yazı toplam 1498 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR