Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI, AÇIK HAVA TİYATROSU ÖNÜNDE DUT AĞACI!

HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI, AÇIK HAVA TİYATROSU ÖNÜNDE DUT AĞACI!

Değerli meslek büyüklerimizden ve gazetemiz bünyesindeki yazılarını beğenerek takip ettiğim Sayın Tuncay Dağlı, kısa süre önce kentimize yerleşti.

Uzun yıllar Adana ve İstanbul’da gazetecilik yapan deneyimli gazeteci büyüğümüz, geldiği günden bu yana yaptığımız sohbetlerde Muğla ili ve yaşadığımız Menteşe merkez ilçesine ilişkin önemli tespitlerde bulunmakta.

Tabi bu tespitler gezip, görüp inceleyince gün yüzüne çıkıyor.

Eminim ki Sayın Dağlı’nın bu gezi ve incelemeleri sonrasındaki tespitlerinden, halihazırda hala daha kentin ekmeğini yiyen siyasetçilerin bile bihaber olabileceğini düşünüyorum.

Durum böyle olmasa biz neredeyse her gün aksak ve eksiklikleri, yapılamamışları, yapılamıyor olanları yazıp çiziyor olmaz, bilakis giderilmiş olan eksiklikleri, doğru yapılmış işleri, gününde tamamlanabilmiş projeleri yazıp, memnuniyetimizi bildirip, alkışlıyor olurduk.

İşte bu yeni yaşadığı kenti tanımak amacından yola çıkarak gezip, gören ve tespitlerde bulunan Sayın Dağlı, Prof. Dr. Şadan Gökovalı Açık Hava Tiyatrosu’nun da pandemi döneminden nasibini aldığını, gözden ırak olanın, gönülden de ırak olduğu benzetmesiyle bizlere aktardı.

Haklıydı.

Tiyatronun merdiven basamaklarında bakımsızlıktan kurumuş otlar ve çıkan bir dut ağacı dikkatini çekmiş.

Sahi şimdi zurna festivali dışında bir etkinliğe ev sahipliği yaptığını neredeyse görmediğimiz açık hava tiyatrosu, bu yaz mevsiminde de pandemiye takıldı.

Yani gerekçe bu olacak doğal olarak.

Daha önceki yıllarda da uluslararası zurna festivali gibi severek izlediğimiz bir etkinliğe imza atan Büyükşehir Belediyesi, bu etkinlik dışında Muğlalıyı açık hava tiyatrosunda halka sunulacak başka da bir etkinliği gerçekleştiremedi neredeyse.

Konu açıldı diye söylüyorum. Pandemi döneminde etkinlik beklemek elbette yanlış olurdu.

Gerçi futbol sahalarına bile kotayla seyirci alınmaya başlanmışken,  düğünlerde halaylar çekilmişken, öğrenciler sınırlı günlerde de olsa okullara başlarken, 1 Haziran’dan itibaren normalleşme diye tatilciler akın akın yöremize yığılırken de pandemi vardı ama biz bu konuda daha duyarlıyız.

Bilmiyorum pandemi döneminde vatandaşlara moral aşılamak anlamında yine belli kural ve mesafe sınırlandırılmasıyla etkinlikler düzenlemek akıllara gelmiş olabilir miydi ama gelmediyse de “neden gelmedi” diye eleştirmek haksızlık olacaktır.

Muğla halkı pandemi dönemindeki etkinliklere sınırlı bile olsa itibar eder miydi tartışılır. Ben etmezdi diye düşünenlerdenim. Etmeyi düşünse zaten ülkedeki vaka oranları bizim şehirde stabil kalmazdı diye de düşünmeden edemiyorum.

Yani bir duyarlılık hakim bizlerde.

Hal böyleyken, etkinlik yokken, kara kış ta bastırmadan Büyükşehir ekipleri açık hava tiyatrosunun kirini pisini temizleyip, merdiven basamaklarındaki kurumuş otları bir elden geçirirse şık olacaktır.

Dut ağacının gelişimi de önemli. Belki tiyatronun sembolü olur.  

Neden olmasın hastane önündeki incir ağacı bile türküleşirken, bizim dut ağacı neden sembol olmasın?

Kıssadan hisse, tesis bakımı önemli.

Yazımız tavsiye niteliği taşımaktadır.

***

Öte yandan; ülkemizde ve yöremizde sahte içkiden ölüm vakaları görülmekte. Malum ekonomik sebeplerden dolayı da, çok sayıda vatandaş kendi alkolünü kendi üretmeye başladı ve ciddi de bir tüketim yaşanmakta.

Ne olur biraz dikkat edelim, bu sıkıntılı dönemde bir de canımız bu yöndeki sağlık sorunları ya da ölümlerle sıkılmasın.          

Bu yazı toplam 1352 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR