HEP SİZ BEKLEMEYİN…

HEP SİZ BEKLEMEYİN…
Tek taraflı olan,  ilgi ve samimiyetten uzak, ayda yılda bir hatırlanınca selam verilen birlikteliklere arkadaşlık veya dostluk denemez. Kırk yılda bir telefon rehberimizde varlığını unuttuğumuz ya da unutulduğumuz ancak ve ancak...

Tek taraflı olan,  ilgi ve samimiyetten uzak, ayda yılda bir hatırlanınca selam verilen birlikteliklere arkadaşlık veya dostluk denemez. Kırk yılda bir telefon rehberimizde varlığını unuttuğumuz ya da unutulduğumuz ancak ve ancak bir işimiz düştüğünde arayan ve ya aranan oluyor isek  bu olsa olsa çıkar ve menfaat ilişkisinden başka bir şeye benzemez.

“ Geri aramayı unuttum, çok yoğundum, işim çoktu arayamadım, kusura bakma “ ifadelerini mümkün olduğu kadar kelime dağarcığımızda fazla dillendirmezsek eş, dost, arkadaş ve akrabalarımızın daha çok seslerini duyuyoruz demektir. Gerçek dostlar kötü günümüzde yanı başımızda olan, çağrılmadan gelen kişilerdir. Karanlık çökünce meydana çıkan samimi arkadaşlarımızın kıymetini bilelim geç olmadan. Sevdiğimiz, değer verdiğimiz kişileri ihmal etmeyelim. En önemlisi de sağlıklı oldukları zamanda arayıp soralım, gönüllerini alalım. Bir çok değer hepimizin bildiği gibi yitirilince anlaşılıyor. Bizim yanımızda hiç kimse “kör ölünce badem gözlü” olmasın.

Annemize, babamıza, kardeşimize eğer hayatta yaşıyorlar ise yaşadıkları sürece değerli varlık olduklarını, onları çok sevdiğimizi söyleyemiyorsak dahi davranışlarımızla hissettirelim. Yalan dünyada insanları üzmeye de değmez kalp kırmaya da. Ölünce yanımızda götüreceğimiz yaptığımız iyilikler ve duadan başka hiç bir şeyin olmayacağına hepimiz inanıyoruz.

Dünya malı için kardeşlerimizle, anamızla babamızla kötü olmaya gerek yok. Nihayetinde hepimizin götüreceği iki metre kumaş, kefenin kalitesini öbür dünyada sormuyorlar değil mi?

Özellikle de makam mevki sahibi olan insanlar sanki hiç koltuklarından kalkmayacak gibi makamdayken hiçbir eşini dostunu ara(ya)mazlar ya ! Ne zaman altlarında saygı duyulacak bir makam koltuğu kalmadığında ise ilk arayan gerçek dostlarının değerini keşke daha önce bilseler değil mi?

Beklentisiz olalım, hep bizi arayıp sorsunlar diye beklemeyelim. Haftada bir olmasa bile ayda bir telefon rehberimizi karıştıralım, uzun zamandır sesini duymadığımız bir dostumuza “ nasılsın?” demekte geç kalmayalım.

Mutlu ve huzurlu hayat için arayıp sormayı ihmal etmeyelim, karşımızdakini iyiliğe boğalım, bolca affedelim, devamlı hoş görelim ve sonrasında sevdiklerimiz  için dua edelim.

Hep biz beklemeyelim, bekletmeyelim… Sevgiyle.

Bu haber toplam 484 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.