İLİMİZİN TÜRBELERİ: ŞEYH HASAN NURİ EFENDİ

Hazırlayan: Sinem Korkmaz

Şeyh Hasan Nuri Efendi 1861 yılında, Muğla’da, bir Rif’î dergâhı inşa eden Rifâ’î şeyhidir. Muğla’daki Rifa’i temsilcisi olarak bilinir. Rifa’îlik Seyyid Ahmed Er-Rifâ’îye dayanan bir tasavvuf geleneğidir,  yani tarikattır. Şeyh Hasan Nuri Efendi hakkında çok fazla bilgi bulunmazken halk arasında hakkında bilinen bir rivayet bulunuyor.

Rivayete göre, Muğla’yı basan eşkıyalar, Şeyh Hasan Nuri’den bütün zenginliğini istemiş. Hasan Nuri, “Benim tek zenginliğim Allah aşkıdır.Onu alın şeklinde cevap vermiş.  Eşkıyaların başı, “Senin yanına bu kadar insan gelip gidiyor. Mutlaka sende hazine vardır.” demiş. Şeyh Hasan Nuri Efendi tekrardan tek servetinin Allah aşkı olduğunu dile getirmiş. Bu cevaplara sinirlenen eşkıyaların başı orada bulunan fırını göstererek, “yakın fırını,atın bu adamı içinde”demiş

Adamları eşkıya başının dediğini yapmış ve Şeyh Hasan Nuri’yi fırının içine atıp kapağını kapatmışlar. Biraz sonra kapağı açtıklarında Şeyh’in içeride oturmuş, tesbih çektiğini görmüşler. Daha çok odun atıp fırının kapağını yine kapatmışlar. Tekrar açtıklarında yine şeyh tespih çekmekteymiş. Eşkıya başı, “Bu adam mübarek bir adam. Bunun paralarını alamayız.” demiş ve Şeyh’i fırından çıkarmışlar. Tam bahçeden çıkıp giderken Şeyh, “Evladım, sana muhabbetullah zenginliğimden vereyim” demiş. Eşkıya başı dönmüş ve “O dediğin ne işe yarar?” diye sormuş Şeyh, “Hem bu dünyanı, hem öteki dünyanı bu hazine ile mamur edersin.” deyince eşkıya bütün adamlarıyla beraber, Şeyh Hasan Nuri’nin elini öpüp tövbe etmiş ve dergâha bağlanmış.

Şeyh Hasan Nuri Efendi’nin türbesi Tabakhane deresinden Sekibaşı’na döndükten sonra bir kaç metre kadar ilerlediğinizde yolun sol tarafında bulunmaktadır. Türbe yazısı bulunan merdivenlerden aşağı indiğinizde Şeyh Hasan Nuri Efendi’nin türbesine gelmiş olacaksınız. Türbe ziyaretçiye açık bulunmaktadır.