Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

İŞ YAPMAK ZORSA, HAYAL KURMAK İMKANSIZ DEĞİL YA!     

İŞ YAPMAK ZORSA, HAYAL KURMAK İMKANSIZ DEĞİL YA!     

90’lı yılların sonu 2000’li yılların başlarıydı Erendağı’nın kayak sporuyla ilgili anılmaya başladığı dönemlerdi.

Genç bir muhabir olarak birebir sürece şahitlik ettiğimiz zamanlardı.

O zaman Fethiye sınırındayken, bugün Büyükşehir Yasası ile ilçe hüviyetini kazanan Seydikemer ilçesine bağlı olan Erendağı’nı hatırlayalım istedim yazıma başlarken.

Ülkenin en önemli kayak parkuru olmaya namzet bir kazanımımız niteliğindeydi Erendağı. 

En önemli parkuru olmaya aday diyorum çünkü bölge kayak sporu için her şeyin uygunluğuna sahip. Hatta ilimizin 2 uluslararası havalimanına sahip olmasından dolayı sektörün yurt içi ve yurt dışı ayaklarından ciddi kabul görmüş, Kayak Federasyonu’nca da okeylenmiş bir alternatif turizm örneğimizdi Erendağı.

Dönemin Vali Yardımcısı Ali Haydar Küçük’ün bu konudaki çabaları azımsanacak durumda değildi. Hantal bürokratik yapıya rağmen, çok çabalamıştı Erendağı’nı bir kayak merkezi olarak Muğla iline kazandırmak için Sayın Küçük, ama olmadı.

Yine olmadı. Pek çok örneği var bu olmayanların Muğla’da.

Örnek mi istiyorsunuz hemen vereyim; yeni hastane yeri, uluslararası fuar alanı, Sarıgerme’deki futbol sahaları, organize sanayi bölgesi, millet bahçesi vs. vs.

Örnekler çoğaltılabilir.

Bugün Denizli ve Burdur illerinde faaliyet gösteren kayak merkezlerinin adı sanı bile yoktu, Erendağı’nın uygunluğu gündeme geldiğinde.  Bugün gelinen noktada Denizli ve Burdur illeri kayak merkezleriyle adeta uçuşa geçerken, bağlı bulunduğu illere de ciddi katma değer sağlamaktalar.

Bizim Erendağı’nda o dönem tesis ve otel de vardı. Hatta teleferik sistemi bile oluşturulmuştu. Şimdi o teleferik sistemi ile tesis cam çerçevesiz beton bir bina olarak atıl vaziyette duruyor. Otel ise ya yandı, ya yakıldı bilen yok.

Erendağı’nı kayak merkezine dönüştüremedik. Bu anlamda, her anlamda olduğu sınıfta kaldık desek mübalağa etmiş sayılmayız.  Sorun sayılabilecek konuları çözmeye çalışmadık. Hal böyle olunca da, bugün turizmi 12 aya yayacağız diye konuşup duruyoruz.  

Bu konunun siyasiler, mülki idare ve yerel idarelerce tekrar incelenip, ele alınmasında yarar var.

***

Öte yandan güzel gelişmeler de yaşanmıyor değil. 1965 rakımlı Babadağ'ın zirvesine kurulacak Babadağ Teleferik Projesi'nin temeli 2017 yılında atılmıştı.

Fethiye'de her yıl 1 milyon tatilciyi dünyaca ünlü yamaç paraşütü merkezi Babadağ'ın zirvesine taşıyacak Babadağ Teleferik Projesi'nin yapımı sürerken, tamamlandığında önemli bir ihtiyaca karşılık verecektir.

Bu projeyi gündeme getiren ve hayata geçirilmesi için çabalayanları kutluyorum. Hazır teleferik demişken devam edelim.

Aslında Muğla aşığı bir değerli bir büyüğümün hayalleri üzerine yaptığımız sohbetten feyz aldığımı söyleyebilirim bu konuda.

“Millet neler hayal ediyor, siz Muğla iline kazandırılacak teleferikleri ve geliştirilmesini istediğiniz turizm anlayışını mı hayal ediyorsunuz?” diye sorabilirsiniz.

Bırakın o bile olsun.

Bugüne kadar hayalimiz gelişmediği için ya da daha kötüsü bir hayalimiz olmadığı için bir adım yol gidemiyoruz ya.

Bakın paylaşalım o hayalleri. Belki bir ışık saçar, ufuk oluştururuz.

Mesela Akyaka’ya da bir teleferik lazım diye hayal ediyoruz.

Mesela, Milas Alatepe Mahallesinden Ören sahiline Ölüdeniz’deki gibi paraşütle atlandığını biliyoruz. Alatepe’ye de teleferik lazım diye hayal ediyoruz.

Mesela Fethiye Kelebekler Vadisi’ne camdan bir teras hayallerimizi süslüyor olabilir.

Söyleyin çok mu imkansız?

Her şey var, sadece helvayı yapacak ustayı arıyoruz. İşte bizim hayallerimizi süsleyen unsurlar bunlar.

Alın size alternatif turizm olanakları.

Meli, malı, miş, muş, dır, dir ile geçip giden bir il geleneğinin hüküm sürdüğü bir ortamda, ne kadar toplantı yaparsanız yapın hepsi lafı güzaf.

Bu yönde ne kadar toplantı, ne kadar sempozyum, ne kadar çalıştay düzenlerseniz düzenleyin olmuyor, olamıyor.

Sanki bu toplantı, sempozyum ve çalıştaylar eskiden yoktu, bilakis hep vardı ama gelinen nokta ortada.

Sosyal devlet ya da sosyal belediyecilik anlayışı içinde yapılması gerekenlerin hizmet olarak sunulduğu bizim memlekette, hayalleri süsleyenleri yapalım da o zaman helvanın ustalarına alkış tutalım.

Muğla için iş yapmak zor ise, hayal kurmak imkansız değil ya!    

Bu yazı toplam 866 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR