A. Özden Akgüç

A. Özden Akgüç

IŞIKLAR SÖNMÜYOR

IŞIKLAR SÖNMÜYOR

Türkiye'nin gündemi çok hızlı değişiyor.

Genel Kurmayın “Işıkları yanıyor” cümlesi Türkiye'de darbe bekleyenlerin adeta bir parolası konumundadır.

Hatta , "Genç subaylar rahatsız" sözü de aynı hedefe yönelik bir manşet idi.

Darbeler kötü müdür?

Hayatımız 1960, 1971, 1980, 1997 ve 2016 darbeleri ile geçti.

Türkiye'de 27 Mayıs 1960 darbesi, 20 yıl "Demokrasi Bayramı" olarak kutlandı.

Hatta 27 Mayıs günleri resmi tatil yapıldı.

1960 - 1980 arası ilk, orta ve liselerde okuyan genç beyinlere darbelerin, demokratik bir hak olduğu, özellikle işlenmiştir.

27 Mayıs 1960 darbesinden sonra batının gündeminde hazırlanan 1962 Anayasasını, hala yere göğe sığdıramayan aydınlarımız hâlâ var.

Demokrasilerine hayran olduğumuz ABD de, AB ülkelerinde hiç askeri darbe yaşanmıyor.

Ama bizdeki bati kaynaklı askeri darbeler, bizdeki bazı aydınlarımız tarafından devamlı alkışlamamış, doğal karşılanmıştır.

27 Mayıs 1960 darbesi olduğunda Üniversite 2. sınıf öğrencisi idim.

Yassıada duruşmalarına da iki defa misafir olarak katıldım.

Bu mahkemede Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı'nın Başbakanı'nın, Bakanların ve Genel Kurmay Başkanı'nın hallerini gözlerimle gördüm.

Yassıadası Mahkemesi Hâkimi Salim Başol'un nobran davranışlarını da gözlerimle gördüm, kulaklarımla duydum.

Darbe demek, Türkiye’nin kaderinin kapalı yapılar arkasında konuşulması demektir.

En kötü demokratik yönetim, darbelerden daha iyidir.

Türkiye'deki darbeleri batı alkışlıyor ve destekliyor ise, darbeleri yapanlarda ve destek verenler de bir puştluk vardır, demektir.

Demokrasimizi parti içi demokrasiye yükseltebilir isek, demokrasimizin ışığı Türkiye üzerinde ışıl ışıl parlayacaktır.

Bu ışık da mazlum dünyamızı aydınlatacak ve mazlum dünyası huzura kavuşturacaktır.

Darbeler, demokrasiye kırmızı kart gösterme anlamına gelir.

Bunu hiç unutmayalım...

Bu yazı toplam 1606 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
A. Özden Akgüç Arşivi
SON YAZILAR