Kadın Cinayetine Aşı Bulunacak Mı?

Kadın Cinayetine Aşı Bulunacak Mı?
Günümüzde Covid-19’dan korunmak, cinayetlerden korunmaktan neredeyse daha kolay. Virüs ülkemize 10 Mart 2020 tarihinde geldi, birçok önlemler alarak sevdiklerimizi...

Günümüzde Covid-19’dan korunmak, cinayetlerden korunmaktan neredeyse daha kolay. Virüs ülkemize 10 Mart 2020 tarihinde geldi, birçok önlemler alarak sevdiklerimizi ve kendimizi korumaya çalıştık. 2021 yılının Ocak ayında ise Covid-19 aşısı olmak isteyenler gönüllü olabilecekleri söylendi. Peki, cinayete aşı ne zaman bulunacak?

Ülkemizde ilk kadın cinayeti ne zaman görüldü?

Kadın cinayetinin ilk ne zaman işlendiğini tam olarak belli bir tarih vermek mümkün değildir. Fakat tarih kitaplarında bahsedilen, soruşturması yapılan ilk kadın cinayeti 1702 yılında İstanbul’da gerçekleştiğini yazmaktadır. Sebebi, eşinin vefatı sonrası başka birisi ile evlenmesi olarak kayıtlara geçmiştir. Cinayet ise boğazının kesilmesi ile gerçekleştiği biliniyor. Bilinen ilk kadın cinayetinin üzerinden 318 yıl geçmiş bulunmakta. 318 yıl içinde kafası kesilip öldürülenler, elleri kesilip vücudu parçalara ayrılarak öldürülenler, yakılarak öldürülenler oldu. Bu 318 yıl içinde isimler değişiyor, ama maalesef ki vahşet değişmiyor.

Covid-19 virüsü bulaşıcı, cinayet bulaşıcı değil mi?

Dünyaya geldiğimiz andan itibaren dil, din, ırk ve cinsiyet ayırt etmeksizin hepimizin yaşama hakkı vardır. Amacı meşru müdafaa olmadığı sürece bu hakkı kimse kimsenin elinden alamaz, almamalı. Türkiye’de 2003 yılında erkekler tarafından öldürülen kadın sayısı 83 iken 2020 yılının son 9 ayında bu sayı 369’a ulaştı ve hızla artış göstermekte.  Katiller caydırıcı bir ceza almadıkları sürece hem katiller ikinci suç işlemekten çekinmemekte hem de diğer insanların ilk düşüneceği çözüm cinayet olmaktadır. Marquis De Sade’nin de dediği gibi “Ceza görmemiş ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur.”

Virüs ülkemizde ilk görüldüğü andan itibaren birçok önlem aldık. Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının görülmesinin üzerinden 9 ay geçti ve bu süreçte aşısı bulunarak kendimizi daha kapsamlı şekilde korumaya alabilme imkanı bize sunuldu. Ama 318 yıldır olan kadın cinayetlerine bir çözüm bulunabilmiş değil. Hatta öyle bir duruma geldi ki, kadın cinayetinden hakim karşısına çıkan sanık sadece kravat taktığı için veya “namusumu temizledim” diyerek kendini aklayarak indirim alabildi. Ahlak ve namus konuşulunca tek taraflı kadını konuşmak adeta adaletsizlik ve eşitsizlik. Eşitlik sadece kağıt üzerinde kalmamalı. Virüse bulunan aşı gibi cinayetlere de bir çözüm bulunmalı.

İnsanlarımız ya da insan sandıklarımız, kadın kavramının ne olduğunu unuttu hatta unutmakla kalmadı öldürdü. Yaşadığımız bu toplumun yarısını kadınlar ve diğer yarısını da kadınların yetiştirdikleri oluşturmaktadır.

Bir kadın spikerin “ Biz kadınlar, Türkiye’nin tüm kadınları birbirimize görünmez sicimlerle bağlıyız. Hangi partiden olduğumuz, hangi takımı tuttuğumuz, hangi ailede doğduğumuz hiç fark etmez. Birimiz zulme uğradığında diğeri de çaresizlik hissediyor. Birimizin acısı hepimizin ortak acısına denk düşüyor. Ve biriniz öldürüldüğünde bu diğerinin de tam olarak aynı gerekçelerle öldürülebileceği anlamına geliyor. Birimiz güven de değilse hiçbirimiz güven de değil. Aynı şekilde katillerimizde birbirine görünmez sicimlerle bağlı. Onlarda bizi katlettiğinde, bu diğerinin de tam olarak aynı gerekçelerle bizi katledebileceği anlamına geliyor. Ve onlardan biri güvendeyse hepsi güvende.” cümlesi aslında tam da durumumuzu özetliyor.

Hayatımızı etkileyen Covid-19 virüsünden korunmak için bulduğumuz çözümleri, kadın cinayetlerinde de göstermek umuduyla, umutlu yıllar.

Bu haber toplam 413 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.