Kadın İstihdamı ve Erken Çocukluk Eğitimi

Katılımcılar arasında Çalışma Bakanlığı Temsilcileri, Aile ve Sosyal Politika Bakanlığı Temsilcileri, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Belediye Meclis Üyesi, İLO temsilcisi, Sabah Gazetesi Daıly News Temsilcisi, Kagider Temsilcisi, İstanbul Teknik Üniversitesi Temsilcisi, Hacettepe Üniversitesi Temsilcisi, AÇEV Temsilcisi, Şişli Belediyesi, Çankaya Bel.Temsilcileri, MHP İstanbul Milletvekili, CHP Temsilcileri, STK Temsilcileri katıldı. 150 kişilik  çalıştayda Fransa’da erken çocukluk dönemi bakım hizmetlerinin durumu, Türkiye’de bakım hizmetlerinin durum ve kadın istihdamına etkileri konusunda toplam 8 oturum gerçekleştirildi.

1.gün oturum; “Kadın İstihdamı ve Kadının Saygın İşlere Ulaşımı” paneli.

Dünyada kadın istihdamına baktığımızda 2016 verisi Şubat ayı itibari ile % 49, erkeklerin aynı dönem iş gücüne katılım oranı % 70 civarında.

Kadınlar genellikle hizmet sektöründe çalışıyor, ancak yönetim kadrosunda oran oldukça düşük.

Kadınların daha çok sağlık, eğitim sektörlerinde, satış temsilciliği, insan kaynakları departmanlarında, üretim sektörünün tekstil alanında çalıştıklarını görüyoruz. Büyük resme baktığımız da İŞKUR meslek kurslarına katılımda erkek kadın oranı eşit iken, istihdama yansıması % 25 oranında.

Hal böyle olunca, kadının kadın olma özelliği olan doğurganlık ve doğum, kadının saygın işe ulaşmasının önünde, bir engel olarak dikkat çekiyor.

Fransa Sosyal Koruma sistemine bakıldığında, kadın başına düşen çocuk oranı 2.3, bizde ise 2.7. Kadınların iş gücüne, ekonomik hayata katılımlarının önünde engel teşkil eden “Erken Çocukluk Dönemi Bakım Hizmetleri; ağırlıklı olarak belediyeler tarafından yürütülmekte. Fransa’da 36000 belediyenin birlik kurup, Aile Destek Fonu oluşturması,yoksul ailelerin 3-5 yaş arası çocukların erken çocukluk dönemi bakım hizmetinin maddi külfetini üstlenmesi, kadının daha çok ekonomik hayatın içinde olmasını sağlıyor.

Peki bizde kadının ekonomik hayata katılımı ve saygın işe ulaşımı için neler  gerekir?

Buna ulaşabilmek için;

Doğumun saygın işe ulaşımını engellemesinin ortadan kaldırılması.

Erken çocukluk dönemi bakım hizmetlerinin yaygın ve sürdürülebilir olması önemlidir.

Aslında bu alandaki tarihi sürece baktığımızda 15.yüzyıla kadar uzandığını görürüz.

Fatih Sultan Mehmet döneminde vakıflar aracılığı ile kurulan eğitim kurumları arasında “Sübyan Okulları” bir anlamda erken çocukluk eğitim kurumlarının ilk örnekleridir. Ayrıca Osmanlı döneminde yabancılar için büyük kentlerde ana okullarının açıldığını görürüz.

1908 yılından önce bazı illerde özel ana mektepleri açılmış, resmi ana mektepleri ise Balkan Savaşından sonra açılmış, yaygınlaşmaya başlamıştır.

Erken çocukluk eğitimi ve bakım hizmetleri neden bu kadar önemlidir?

*Çocuğun tüm gelişimlerinin olumlu seyretmesini.

*Çocuğu ilköğretime hazırlaması.

*Suç  işleme oranları, erken çocukluk eğitimi almayanlara göre daha düşüktür.

*Temel hak ve kavramları erken yaşta algılayabilir.

*İletişimde başarılıdırlar.

*Duygu ve düşüncelerini daha rahat ifade edebilirler.

*Akıl yürütme yetenekleri gelişir.

*Dil zenginleşir.

*Sosyal becerilerin elde edilmesi sağlanır.

Gibi yarar skalası genişletilebilir.

Özetle, yeni sağlıklı toplum oluşmasında, birinci aşamayı oluşturuyor “Erken Çocukluk Eğitimi ve Bakım Hizmetleri”

Bu kadar önemli ve temeli oluşturan konudu sistemden Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile  ve Sosyal Politikalar Bakanlığı sorumlu.

Ancak toplumda riskli gruplar dediğimiz grupların içinde 0-6 yaş grubu, 65 yaş üzeri yaşlı grub, engelliler vb.gibi toplumsal katmanlar ve hizmetler ele alınırken;

Örneğin; Yaşlılık Geriatri hizmetlerini ele alırsak;

-Yaşlının yalnızlık sorunu

-Yaşlının güvenlik sorunu

-Yaşlının sağlık sorunu

-Yaşlının akademik çalışma sorunu gibi alt başlıklar altında toplanarak çözüm yolu ve hizmet politikası tespit edilmelidir.

0-6 yaş grubu erken çocukluk dönemi içinde yine güvenlik sorunu, primer sağlık sorunu gibi alt başlıklar altında irdelenip ona uygun hizmet politikası gerekir.

Ülkemizde elbette dönem dönem öncelikler değişebilir, değişiyorda.

Bugün ülke olarak önceliğimiz güvenlik, terörle mücadele.

Zaten son dönemde yapılan 0-6 yaş sağlık ve bakım hizmetleri politikalarında gerekli olan yasal düzenlemeler mevcut. Ancak okullaşma oranı yeterli değil. Eksiklik olarak ise; denetimlerin fonksiyonel olması yönünde.

Evet kreş yada özel ana okulu açmada ruhsat alma kriterleri ciddi maddeler içeriyor. Çocuk başına düşecek m2, kapı, pencere, havalandırma, ısınma, aydınlatma sistemleri gibi hususlarda kriterlere uygunluk aranır.

Çalıştırılacak personel nitelik yönünden belirlenir.

Fakat ruhsat alındıktan sonra denetimler açısından aksamaların olduğu, ayrıca denetimlerin fonksiyonel olmadığı aynı zamanda öğretici olmaktan uzak olduğunu görüyoruz.

Bu bakımdan tüm denetleme sisteminin yeniden gözden geçirilmesi yerinde bir tavır olacaktır.