Tarihi bir seçime gidiyoruz.
AK Parti liderliğindeki Cumhur İttifakına göre Yüzyılın Seçimi.
Sıradan bir laf değil bu söz.
Chp öncülüğündeki Millet İttifakının söylediklerine bakarsak, hatta Yüzlerce Yüzyılın Seçimi bile denebilir.
Ülkemizin geleceğini kime emanet etme Seçimi.
Bir tarafta, tam bağımsız olmaktan başka çaremizin olmadığını söyleyen Cumhur İttifakı, diğer tarafta hazırı varken ne gerek var diyecek kadar meseleyi basite indirgeyenlerin Seçimi.
Dilenmekten, korkmaktan, kendi kendine yeter hale gelmekten, dosta güven, düşmana korku vermekten bahseden bir Cumhur İttifakı karşısında, paylaşacaksak Suriyeli ile, Bosnalı, Libyalı ile değil, Amerika ile paylaşalım diyen Millet İttifakı.
Ülkede taş üstüne taş koyanların emeğini hiçe sayıp, adına bir de ÇETE diyenlerle kıyasıya bir mücadele.
Tutarsız, ne dediğinin farkında olmayan, dün dedikleri ile bugün pekala bugün çelişenlerle Ülkenin gideceği yer kaostan başka yer olmaz.
Yıllardan beri yol, köprü, baraj, santral, fabrika..yapanlara ÇETE diyenlerin asıl maksatları ne ?
Devlete iş yapanlar dün ÇETE olduysa, yarın devri iktidarlarında Devlet kiminle iş yapacak? Yeni ÇETElerle mi?
Savunma sanayiinde son 10 yılda akıllara dumura uğratan bir ilerleme kaydeddik.
Bir somuna bir vidaya muhtaç halden geldik bu günlere. Himayedar Devlet olunca oluyormuş demek ki. Ama. Korkusuz Devlet olursa..
2018 yılında Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Türkiye Uzay Ajansı kuruldu. Yerde elde ettiğiniz başarıları, gökten izlemek gerekirdi çünkü. Yazılımı sizin olmayan hiçbir şey aslında sizin değildi. Bunun acısını Türkiye 1974 lerden beri her krizde çeke çeke geldi. Evlerinde minicik bebekleri katleden Rumlara dersini vermek için kalkacak uçaklarımıza tekerlek bile vermediler. Elimizde peşin parayla almak istediğimiz tank, top, makineli, uçak..Her ne ise. PKK ya karşı kullanmamak şartı ile satmaya kalktılar. İthal ettiğimiz İHA ları, terör noktası yerine, koyun sürelerine hedef ettirdiler. Üstüne bir de "PKK kamufle olmak için çoban kılığına girmiş" demekten bile geri durmadılar.
Demek ki dümen de, motor da sende olmak zorunda idi.
Tayyip Erdoğan'dan yıllar yıllar önce başlamıştı Rahmetli Erdoğan Bayraktar savunma işlerine. Ne zaman bir şey yapacak olsa, önüne hep aynı set çekilmişti " ÇOK güzel de. Ya Amerika ne der?"
Devran değişti.
Bir Ses ; Yap Erdoğan Bayraktar deyince.
Dost görünerek iliğimizi, kanımızı emen vampirlerin gerçek yüzü ortaya çıkıverdi.
Varsın birileri "Damat olmasaydı" desin dursun. Damat olmadan yıllar önce verdikleri amansız mücadeleyi bi bilseydiler keşke.
Şimdi mi?
2018 de kurulan Türkiye Uzay Ajansının kurulmasına engel olmak için CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ve 137 chpli Milketvekili koşa koşa Anayasa Mahkemesine gittiler.
Türkiye Uzay Ajansı bugün kendi uydumuzu yapar hale geldi. Dinlenen değil, dinleyen hale geldik.
Muhalefet eskiyi getir, yeniyi bırak modeli ile akıllara ziyan politikalar peşinde koşmaya devam ediyor.
Atatürk Havalimanını nedense bir kimlik buhranına dönüştürdüler. Dünyanın en büyük Teknoloji fuar merkezi..
Kılıçdaroğlu 300 milyar $ buldum derken biz şaka yapmış diyerek dikkate bile almadık.
Ama.. Konu mühim. 300 milyar $ bir şeylerin bedeli ve karşılığı olmalı.
SNC Amerikada kurulu bir şirket. Uzay çalışmalarından tutun da, seyrüseferden siber güvenlik dahil onlarca alanda faaliyeti olan bir Amerikan Şirketi.
Kılıçdaroğlu iktidar olduğunda bu şirketle Atatürk Havalimanını uzay merkezi yapacağını söyledi. Sahipleri Türk'müş !
Yunanistan ile sorunlarda Yunan tarafını, Karabağda Ermeni tarafını, Filistin'de İsrail tarafını tutan, sahipleri Türk bir Amerikan şirketi.
Ki bu şirket aynı zamanda dünyanın başına binbir bela açan CIA nın en "güvendigi" şirketlerden biri.
Kılıçdaroğlu kısaca "EVİN KİLİDİNİ" Amerikaya teslim edeceğim diyor sanki.
300 milyar dolar karşılığında belki de "bilinçsizce" afişe edilen bu garabetten daha beterleri de olabilir mi?
Kesinlikle.
Dün Uzay Ajansı kapansın diyen, bugün Milli Şirketler yerine Amerika ile uzay çalışması yapacakmış.
Dün devlete iş yapanlara HIRSIZ, 418 milyar $ çalanlar diyen, bugün yönetmeye kalktığı ülkeye amerikadan ithal hırsız getiriyor. Hem de egemenliğin en belirgin olduğu savunma alanında.
Daha kimlere ne sözler verdiler Allah bilir.
Seçime günler kala, Ali Babacan ve ekibinin "İHA-SİHA" düşmanlığının üstüne, bir de Kılıçdaroğlunun Milli Egemenliğimizi toptan gavura teslim etme hayallerinin tek amacının Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek olduğunu bir kere daha hatırlamak gerekir.
Dağdaki eşkıya ile anlaştılar.
Pensilvanyadaki hain ile anlaştılar.
Sam Amca ya taahhüt ettiler.
Bayrağı tartışır hale geldiler.
Türk kelimesi kanlarına dokunur oldu.
Ayasofya kapanmaz yaraları oldu. En Müslüman olanına bile müze yapılsın dedirttiler...
Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmenin bedelini kim ödeyecek?
En fazla 1 yıl bile sürmeyecek ittifaktan geriye ne kalacak?
Birbirlerine yolda görse, selam bile vermeyecek olanların, mecburi birliktelikleri ila nihaye sürecek mi sanki? Atı alan Üsküdar'ı geçsin de kim geçerse geçsin öyle mi?
Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek için masaya artık şeytan da dahil hepsi oturdu.
Son Söz Yine Kadim Milletimizin.
#SöylerimGeçerim