KÖY ÇOCUKLARI

KÖY ÇOCUKLARI
Bilindiği üzere okullar yeni açıldı. Okulların açılmasıyla ilk ve orta öğretimde çocukları olanları bir telaş sarar. Malum ya çocukları okula başlayacak,...

Bilindiği üzere okullar yeni açıldı. Okulların açılmasıyla ilk ve orta öğretimde çocukları olanları bir telaş sarar. Malum ya çocukları okula başlayacak, okul kıyafeti, kırtasiye malzemesi, kitaplar alınacak. Defter ve kitaplar yüzlenecek vs.

Köy çocuklarının okul hikayesi ise başka türlü başlardı. Köy merkezli yaşayıp, şehirde kiraya ev tutanların telaşı bir türlü, çocuğu bir yakınının yanında kalan ailelerin telaşı bir başka türlü olurdu.

Makineli tarımın tam olarak gerçekleşmediği çocukluğumuzda, yazın rençberlik işleri okul açılmaya bitmezdi. Hatta traktör gelmeden önce ekinin biçilmesi, harmana getirilmesi, döven, harman savurma, samanın eve çekilmesi derken yaz işi aşağı yukarı kar düşmeye kadar giderdi. Şimdilerde ise sanırım ağustos başında yöre tabiriyle "harman içeri atılıyor".

Okulların açılma zamanı gelince iş bitmediğinden ve okumaya gidecek çocukların işgücünden faydalanma zorunluluğundan dolayı çoğu kez okulun ilk haftası okula gidemezlerdi. Zaten gözlerini köyde açıp o kültürle yetiştikleri için okumaya çok meyilleri olduğu da söylenemezdi. Zira şehir kültürü onlara yabancı gelir, hele de bir akrabanın yanında yahut yurtta kalıyorsa her fırsatta köye gitmek için can atarlardı.

Daha erken şehire yerleşen akrabaların hoyrat davranışlarına maruz kalmaları da cabasıydı. Mesela:

(isim rastgele seçilmiştir)

- Hasaan okula kaç da girip kaç da çıkıyorsun!

-Bibi 1 de dıkılıyok, 6 da goyruluyok!!!

Çocuğun köyden geldiği haliyle kullandığı Türkçe ile dalga geçilir, aynı soru tekrar tekrar sorulur, aynı cevap alınır. Alaylı gülümsemelere maruz kalırdı köy çocukları. Ancak buna bir anlam veremezlerdi. Oysa en fazla on yıl önce onlar da köylü ve aynı Türkçeyi kullanırlardı.

Okula gitme zamanı geldiğinde, bir ikilem yaşanmaya başlardı. Uçsuz bucaksız bozkırda gezen özgürlüğün keyfini yaz boyu çıkaran çocuklar, şehrin kuralcı ortamına gitmek istemez; aile büyüklerinin baskısından da çekindiklerinden bunu dile getiremezlerdi. Oysa şehir bilmedikleri diyarlardı, bu bilmedikleri sokak köşelerinden ne tür bir tehlikenin çıkacağını kestirememenin tedirginliği ile geldikleri şehirden bir an önce köye dönmeye can atarlardı. Zira köy öyle miydi, uçsuz bucaksız bozkırın her tarafını avuçlarının içi gibi bilirlerdi.

Hatta onlar için başkalarının bilmediği yerleri keşfetmek bir gurur vesilesiydi. Mesela felan yerdeki kar yatağını, feşmekan yerdeki “köbelek” (mantar) ocağını bir tek kendisinin bildiğinin iması, emsali çocuklardan kendisini ayrıcalıklı kılar ve böbürlenerek anlatırlardı.

Kurdun dişine kan değmesi misal bu çocuklar şehirle bir tanıştıktan sonra köy özlemiyle yanıp tutuşsalar da artık bir daha köye dönemediler. Şehrin süfli ortamına kimi uyum sağlayıp okuyup çeşitli memuriyetlere geçti, kimi de asgari ücretle bir fabrika işçisi oldu. Bunu yapamayanlar da yine köye dönmeyip şehirde oturup inşaat işçisi yahut ustası olmuştu.

İlginçtir, o çocuklar atmışlı yaşlarını devirdikten sonra artık yeniden köye gelip birkaç ay kalmaya başlıyor.

Köy çocukları şehre gidecekleri zaman köylünün elinde avucunda para olmadığından, çocukların ebeveynleri gücüne göre yetiştirdiği ya bir tokluyu yahut da bir danayı köy otobüsünün bagajına atar onu satıp çocuklara harçlık etmesi için verirlerdi.

Anacığım bakmaya kıyamadığı düvesini, benim üniversite ikinci sınıfa gidebilmem için satmıştı. Bir kere olsun ima yollu da olsa bunu dile de getirmemişti. Getirmemişti ama o hadise aklıma geldikçe onun o düveye gösterdiği ihtimamı, büyütüp ikinci bir “sağın olması” hayalini elinden aldığımı düşünür kahrolurum.

Köy çocuklarının şehir hayatı ise garibanlık yüklüydü. Belki bir gün de onu yazarız.

Bu vesile selam ve saygılarımı sunuyorum.

Bu haber toplam 972 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.