Marmaris'te ‘eğitimde şiddete hayır’ eylemi

Marmaris'te ‘eğitimde şiddete hayır’ eylemi
Marmaris’teki altı sendika bir araya gelerek Atatürk Meydanında ‘Eğitimde şiddete hayır’ diyerek ortak basın açıklaması ve saygı protestosu gerçekleştirdi.

İstanbul’da bir okulda okuldan atılan öğrencisi tarafından vurularak öldürülen öğretmen İbrahim Oktugan için tüm Türkiye genelinde Eğitim Sendikaları önderliğinde eşzamanlı bir günlüğüne iş bırakma eylemi ve basın açıklaması düzenlendi.
Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü ’nün de destek olmak amacı ile katılım sağladığı ilçedeki Eğitim İş, Eğitim Bir Sen, Eğitim Sen, Eğitim Gücü Sen ve Hürriyetçi Eğitim Sen sendikaları katledilen meslektaşları için toplanarak Marmaris Atatürk meydanında üyeleri öğretmenler ellerinde ‘’ Kurşungeçirmez önlük istiyoruz’’, ‘’ öğretmeni koruma yasası istiyoruz’’, ‘’sesimizi duyacak Bakanlık istiyoruz ’’, ‘’ okulda korkmak istemiyoruz’’ pankartları ile isyanlarını dile getirdiler.
Öğretmenler ve sendika sözcüleri ‘’ ‘’koruma yargıla’’, ‘’öğretmene kalkan eller kırılsın’’, ‘’öğretmen katli istemiyoruz’’ Sloganlarının ardından açıklamalarını yaptılar.

‘’İTİBARDAN TASARRUF OLMUYOR DA GÜVENLİKTEN Mİ OLUYOR’’
Eğitim-İş Sen sözcüsü can korkusuyla eğitim olmaz yaşamak istiyoruz sözleriyle başladığı açıklamada ‘’Savaşlarda bile hedef alınmaması üzerine uluslararası anlaşmalar olan, dünyanın en güvenli mekânları olması gereken okullar, Türkiye’de şiddet sarmalının kucağına itilmiştir. İstanbul Eyüp Sultan’daki özel bir lisede silahlı saldırının yaşanması ve bu saldırı sonucunda bir eğitimcimizin yaşamını yitirmesi, okullarımızın güvenlik açısından geldiği son durumu da gözler önüne sermiştir. Şimdi Eğitim-İş olarak soruyoruz: “İtibardan tasarruf” olmuyor da güvenlikten olur mu? Gerekli adımların atılması için daha kaç eğitim emekçisinin, kaç öğrencinin can vermesi gerekiyor? Anayasaya göre her öğrencimizin eşit, adil ve bedelsiz alması gereken bir kamu hizmeti olan eğitim alanı, devlet okullarının niteliğini ve niceliğini yetersiz bırakıp sermayeye kâr kapısı yapılmasaydı, her önüne gelenin eğitim kurumu açmasına zemin hazırlanmasaydı, özel okulların güvenliğinden eğitimine kadar her faaliyetini “Sen benim Bakanlığıma bağlısın ve ülkenin geleceği senin kasanın içinden daha önemli” diyecek bir zihniyet olsaydı bugün İbrahim Oktugan öğretmenimiz yaşıyor olacaktı! Bu tabloyu kabul etmiyoruz’’ dedi.

‘’ EĞİTİMCİLERİMİZİN CAN GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASINI ZORUNLU KILMALIDIR’’
Eğitim-Sen sözcüsü ‘’ Toplum olarak hayatımızın her aşamasında, evde, sokakta, iş yerlerinde her gün karşı karşıya kaldığımız şiddet sarmalı, okullarımızı da kuşatmış, eğitim emekçilerini hedef almıştır. Son olarak, ömrünü eğitime adamış bir meslektaşımızı, İbrahim Oktugan’ı bu sarmala kurban verdik. Türkiye’nin her köşesindeki eğitim kurumlarında birbirine benzer şekillerde öğretmenlerimizi tehdit eden olayların yaşanması, sorunun arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılmasını ve eğitimcilerimizin can güvenliğinin sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. Tüm bu yaşananlar, eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasına hizmet eden bakanlık politikalarından ayrı düşünülemez. Bugün bir meslektaşımızı kurban verdiğimiz kontrolden çıkmış şiddet, basit bir öfke kriziyle ya da failin uyruğu ile açıklanamaz. Bizzat bakanın yaptığı açıklamalarla eğitim sisteminin tüm başarısızlığının nedeni olarak öğretmenlerin gösterilmesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in yetki ve sorumluğu dâhilindeki sorunlara çözüm üretmek yerine, öğretmen ve idarecileri, beklediği hizmeti alamayan vatandaşa tek muhatapmış gibi göstermesi, içinde bulunduğumuz acı tablonun zeminini oluşturmuştur’’ sözleriyle öğrencisi tarafından katledilen meslektaşlarının acı kaybını derinden hissettiklerini vurguladı.

‘’ÖZEL EĞİTİM KURUMLARINDA ÇALIŞAN EĞİTİM ÇALIŞANLARI DA KAMU GÖREVLİSİ SAYILSIN’’
Daha fazla eğitim şehidi verilmesine müsaade etmemeliyiz sözleriyle vurgulayarak başladığı konuşmasında Türk Eğitim Sen sözcüsü ‘’ Kamuoyunu ve eğitim camiamızı büyük yasa boğan şiddet olaylarına bir yenisi daha eklendi. İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde okul müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan, bir öğrenci tarafından menfur bir saldırıyla silahla vurularak canice öldürüldü. Öncelikle kıymetli meslektaşımıza Allah’tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve eğitim camiamıza başsağlığı diliyoruz. Okullarımızda öğretmene şiddet, mobbing, taciz, itibarsızlaştırma vakaları ciddi önlemlerin, yasal düzenlemelerin ve esaslı politikaların hayata geçirilememesi nedeniyle maalesef had safhaya ulaşmıştır. Özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim çalışanlarının da, görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılması, cezaların artırılması ve şikâyete bağlı kalmaksızın fail hakkında kamu davası açılmasını talep ettik. Bu noktada tüm siyasi partilerimiz birlik içinde olarak bu teklife destek vermesi ve teklifimizin yasalaşması en büyük beklentimizdir. Eğitimde Şiddet Yasası çıkarılmasının yanı sıra Meclis Araştırma Komisyonu kurulması, Türk Ceza Kanunu’nda eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmesi de Türk Eğitim-Sen’in öncelikli taleplerindendir. Rabia Sevilay Durukan, Mehmet Aktaş, Ayhan Kökmen, Ceren Damar Şenel, Necmettin Kuyucu, İbrahim Oktugan… Hayatlarının en verimli döneminde sevdiklerinden, öğrencilerinden koparılan tüm şehit eğitimcilerimizi saygı, rahmet ve özlemle anıyoruz. Şiddete maruz kalan sayısız eğitimcimize de minnetlerimizi iletiyor, her daim destekçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz’’ şeklinde konuştu.

‘’BİR HARF ÖĞRETENİN KIRK YIL KÖLESİ OLUNUR SÖZÜ BİR KEZ DAHA KATLEDİLDİ’’
Eğitim Bir Sen sözcüsü konuşmasında ‘’ Bugün burada, Eğitim Kolu Sendikaları olarak bir araya gelmemizin sebebi, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının münferit eylemler olmaktan çıkıp yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmesine dikkat çekmek ve sesimizi duyurmaktır. Yıllardır bizlere öğretilen; ‘’bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olunur’’ vecih sözü maalesef bir kez daha çiğnendi katledildi. İstanbul’da meslektaşımız İbrahim Oktugan’ın uğradığı menfur saldırı sonucu vefatını büyük bir teessürle öğrendik. Bu elim hadiseyi kınıyor, meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiamıza başsağlığı diliyoruz. Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının sonucudur. Biz eğitimcilere yapılan şiddet, eğitim-öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sekteye uğratacak boyuta ulaşmıştır. Eğitimciler olarak, daha iyi bir eğitim için daha iyi bir müfredat, pedagojik yöntemler, daha ileri amaçlar üzerine kafa yormamız gerekirken, bugün bu yaramızı konu etmek mecburiyetinde kalışımızın ana sebebi, şiddetin ağırlaşan toplumsal maliyeti karşısında, bugüne kadar çözüm üretmede yetersiz kalınmasıdır’’ sözlerine yer verdi.


‘’SÖZ BİTTİ ŞİDDETİN CİNAYETİN BİR FAİLİ OLMADIĞINI HEPİMİZ BİLİYORUZ’’
Hürriyetçi Eğitim Sen sözcüsü yeter artık diyerek başladığı sözlerinde ‘’ Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz.’’

‘’ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE SIFIR TOLERANS POLİTİKASI BENİMSENSİN’’
Eğitim Gücü Sen sözcüsü ‘’ Bugün burada, bir araya gelmemizin sebebi, eğitim çalışanlarının karşılaştığı şiddet olaylarına dikkat çekmek ve bu soruna çözüm bulunması için sesimizi duyurmaktır. İstanbul’da okulda uğradığı silahlı saldırı sonucu vefat eden Okul Müdürümüz Sayın İbrahim Oktugan’ın Allah’tan rahmet, ailesi, sevenleri ve eğitim camiamıza baş sağlığı diliyoruz. Eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenler, idareciler ve eğitim çalışanları olarak, artan şiddet vakaları karşısında sessiz kalmayı reddediyoruz. Son dönemde eğitim kurumlarında yaşanan şiddet olaylarının artması, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Eğitim çalışanlarına yönelik yapılan fiziksel ve sözlü saldırılar, sadece çalışanların sağlığını tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda öğrenci ve velilerin de güvenliğini tehlikeye atıyor. Milli Eğitim Bakanlığına sesleniyoruz: Eğitim çalışanlarının can güvenliği artık birinci öncelik olmalıdır. Gerekli önlemlerin alınması ve şiddetin her türlüsüne karşı sıfır tolerans politikasının benimsenmesi gerekmektedir. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin ciddiyetinin farkında olduğumuzu ve bu sorunun çözümü için adım atılması gerektiğini vurguluyoruz.’’
Altı sendika sözcüsü ve üyelerinden oluşan öğretmenler ve veliler basının açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.

Kaynak:GÜLDEMET KIZIL

Bu haber toplam 126 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.