Gazetelerde genelde şöyle haberler görürüz. “X Parti Muğla İl Başkanı Beyefendi Adam ve teşkilat mazbatalarını aldı. X Parti Muğla İl Teşkilatı Pazar günü 18. İl Olağan Kongresinde yeniden il başkanlığına seçilen Beyefendi Adam ve il yöneticileri Muğla Adliyesine gelerek mazbatalarını aldı” peki nedir MAZBATA?

***

Mazbata, Arapça kökenli bu kelime, Osmanlı'dan beri kullanılıyor. Resmi yazışmalarda 'tutanak' olarak adlandırılan kelime, günlük dilde 'mazbata' şeklinde kullanılıyor. Mazbatada, milletvekilinin adı, doğum yeri, mesleği gibi bilgiler yer alıyor. Üç nüsha olarak düzenleniyor. Bir nüshası vekile veriliyor, biri YSK'ya gönderiliyor, diğeri ise il seçim kurulunda kalıyor. Vekiller, seçildiklerine dair bu belgeyi, il seçim kurullarından alıyor. Belgede il seçim kurulu başkanı ve üyelerinin imzası bulunuyor. Mazbatasını alan vekil Meclis'te kaydını yaptırıyor. Ardından milletvekili olduğuna dair kimlik kartını alıyor. Mazbata kelimesi, daha çok genel seçimlerin ardından duyulsa da yalnızca milletvekilleri mazbata almıyor. Cumhurbaşkanı, belediye başkanları, Danıştay, Sayıştay ve Yargıtay üyeleri, Siyasi parti il başkanları gibi görevlere seçilenler de mazbata ile göreve başlıyor. Saltanatın kaldırılmasının ardından halife seçilen Abdülmecid Efendi'ye de Büyük Millet Meclisi tarafından mazbata verilmiş. Yeni halifeye mazbatasını, dönemin Kırşehir milletvekili Müfid Efendi başkanlığındaki heyet kırmızı bir atlas kese içinde sunmuş.

***

Bu bilgiler ışığında diyebiliriz ki “Mazbata” bir nevi siyasi tapu hükmü taşıyor. Yani bir arazinin size ait olduğunu onun üzerinde hak sahibi olduğunuzun bir göstergesi gibi. Yada yıllarca eğitim gördüğünüz bir okulu tamamlayıp oradan almaya hak kazandığınız diplomanız gibi. Düşünün bir doktor 6 yıl öğrenim görüp ardından da diplomasını alarak doktorluk yapmaya başlar. Yazdığı tüm reçetelerde diploma numarasının yer aldığı kaşesini kullanır. Diploma almadan hasta muayene ve tedavi etme hakkı yoktur. Gerçi bizim ülkemizde bunu sahte evraklarla yapanlarda yok değil onlarda eninde sonunda yakayı ele veriyorlar. Siyasette de çoğu zaman “Mazbata” aranır. Mazbatası olmayanlar seçimle değil atama ile göreve gelirler gerçi onlarda da genel merkezleri tarafından kendilerinin görevlendirildiğine dair bir “Tutanak” verilir. Peki her ikisinin de olmadığı durumda ne olur? İşte o kadar derinlere girmeye benim hukuk bilgim yetmiyor… Bu güne kadar böyle bir durumla karşılaşıldı mı? Bilmem ama karşılaşınca hukukçular ne yaparlar işte onu çok merak ediyorum. bu konu kafama nereden takıldı bilmem ama böyle bir durum yaşanırsa hukukçuların görüşlerini açıklamalarını merakla bekleyeceğim aşikar.

***

Bir rivayete göre Papua Yeni Gine’de Kanatlı Kümes Hayvanlarını Sevenler ve Yaşayanlar Derneği kongresinde yaşananların ardından seçimi kazandıklarını söyleyenler iş başına gelir, hemen apar topar kendi aralarında görev dağılımına başlarlar. Boş darı ambarı içinde her yer doluymuş edasıyla çalışmalara başlarlar. Öyle hızlı çalışırlar ki kendilerine rakip olan ördeklerin ne yaptıklarına bile bakmazlar. O sırada ördekler ambarın yanında bulunan suda yüzmektedir. Uzaktan avcıların sesleri gelmektedir. Ördekler korku ile ambara kaçarlar. Birde ne görsünler boş ambarda kümes hayvanları her yerde darı varmış gibi rahatça oturmaktadır. Civcivlerden biri sorar bu ambar ne zaman darı ile dolacak diye? Hepsi birbirine bakarak anlamsızca homurdanmaya başlar. İyice yaklaşan avcıların seslerinin yükselmesi üzerine akıllarına göreve geldiklerinin belgesi gelir onu almak kimsenin aklına gelmemiştir. Acaba bu görev mazbatası nerededir? Bu Mazbata işi epeyce karışık olacak ta sonunda kim ne olacak bekleyip göreceğiz. Gözümüz Kulağımız Papua Yeni Gine’de olacak.