MUĞLA HALK KÜLTÜRÜNDEN DAMLALAR VE ALİ ABBAS ÇINAR

MUĞLA HALK KÜLTÜRÜNDEN DAMLALAR VE ALİ ABBAS ÇINAR
Meslektaşımız, hocamız Ali Abbas Çınar ile Umay Günay hocamızın öğrencisi olduğumuzdan beri arkadaşız. Ali Abbas Çınar'ın ileride yoğunlaşacağı araştırma konusu Türk halk kültüründe at ve benim konum da Doğu Anadolu'da...

Meslektaşımız, hocamız Ali Abbas Çınar ile Umay Günay hocamızın öğrencisi olduğumuzdan beri arkadaşız. Ali Abbas Çınar'ın ileride yoğunlaşacağı araştırma konusu Türk halk kültüründe at ve benim konum da Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançları idi. O yıllarda biz devlet memuru idik, yıllar geçtikçe Türk dünyasının farklı ellerinde karşılaşır olduk. Aradan yaklaşık kırk yıl geçti.

Muğla halk kültürü denilince hatıra gelen isimlerin arasında arkadaşımın önemli bir yeri vardır. Bizim Muğla halk inançları çalışmalarımız, daha ziyade her yıl tekrarlanan Bodrum sempozyumları münasebetiyle oldu. Her sempozyum münasebetiyle de yakın çevreden minik alan çalışmaları yapma fırsatı bulduk. Giderek bölgenin ilçeler bazında yapılan sempozyumlarına da bir dönem bildiri ile katıldık.

Kalafatlı toplumunun, Karadeniz'in kuzeyi Kırım, Balkanlar, Rodos, Girit ve Kıbrıs'ta izlerini tespit edince Muğla halk kültürünün çalışmalarımızdaki yeri daha farklı bir önem kazanmış oldu. Haliyle Çınar hocamızın gölgesine sığındık. Bize, içlerinde onun şair kimliğini de yansıtan birbirinden değerli çalışmalarını yönlendirdiler. Henüz ayrıntılı incelememiş olmakla birlikte dikkatimizi çeken bazı verilere değinmek istiyoruz.

“Okuduk 'Elif Lam'ı

'Cim'e verdik zamanı

'Nokta'da hemhal olduk

'Mim'de Muhammet gördük”

“Var olduk Ali ile

Gerçek olduk 'vav' ile

Bismillah 'be'de gizli

Abbas'ta 'kün'ü gördük“

Onun “Harflerin Canı” isimli şiiri bizi halk inanmalarında ses orucuna götürdü. Hatırlanacağı üzere bebeği yaşamayan anne adayı bebeğinin olması halinde kırk kapıdan konuşmadan kumaş parçası toplamağı adak olarak adar. Bunlardan yapılan kundak örtüsü bebeğin ilk örtüsü olacaktır. Bebek erkek ise kumaş toplanacak kapılar ismi 'M' harfli, kız ise 'F' harfli ailelerden seçilir. 'M' harfinde Hz. Muhammed ve 'F' harfinde Hz. Fadime ana imajı olduğuna inanılır. Böylece onların kut'una sığınılarak korunma sağlandığına inanılır.

Erenler/Ziyaret Yerleri konulu çalışma da keza türünde çok bereketli bir eser olarak bilinir. Biz doğal olarak her yatır üzerinde karşılaştırmalı açıklama yapmayacağız. Hamursuz Dede'nin mezarının çok uzun oluşu ve yapılı mezar görünümünden ziyade taş yığını görünümü arz edişine değinmeyeceğiz. Bu durum bize iki hususu hatırlatmaktadır. Bunlardan birisi o mekânda hakikaten bir defin yapıldı ise Türk kültüründe çok nadir görüldüğü ifade edilen eşi ile veya eşinin de aynı kabre defnedilmiş olabileceği, bunun örneğine Kuzey Irak Türk kültür coğrafyasında rastladık. Diğer husus ise bu ihtimale daha fazla şans tanıyoruz. Buranın bir mezar değil dede ile ilgili kutsal bir mekân olabileceğidir. Zira eski Türk inançlarının yol iyesi ile bağlantısı bilinen Ovoo/Oboolar, adak taşı atarak ve adak bezi bağlanılarak oluşan yerlerdi. Bu inancın Altaylarda halen yaşamakta olduğuna bizzat şahit olduk. Anadolu kırsalında bu yerler Dede Durağı, Dede Yatağı olarak bilinmektedir.

Hamursuz Dede'nin kerametleri, bereketli eli, Somuncu Baba menkıbeleri ile büyük ölçüde örtüşmektedir. Ejder motifi de Işıkla ulu zatlar arasında ilişki kurulması tespiti de teşhisimizi doğrular mahiyettedir.

Seydikemer'deki kule şeklinde dizilen toplanmış taşlar ve tespiti bölgeden yapılmış çok sayıda örnek, bu teşhisimizi doğrular mahiyettedir. Bölgedeki taş-adak bağlantılı inanç ve uygulamalar Altay halkları inanç dünyası ile bire bir örtüşmektedir. Türkmenistan kırsalından tespitini yapıp yayınladığımız bir taş-saçı uygulamasında ulu mezarların üzerinde üst üste veya sırt sırta oluşturacak şekilde oyulmuş ve örülmüş basamaklarda koyulmuş minik taş kuleler vardır bu kuleler üş-beş yedi hatta dokuz taşın üst üste konulmasından oluşurlar. Aynı uygulamayı biz Karakalpakıstan'ın ünlü tarihi mezarlığında görüp resimledik ve neşrettik.

Muğla-Akçapınar'da Delik Dede olarak bilinen eren yerinde de düzgün oyuklar şeklindeki çocuğu olmayanlar deliklere para koymakta adak bezi bağlamaktadır.Bu uygulama kutlu bilinen kuyulara adak parası atma ile kutlu bilinen duvarlara adak taşı yapıştırma uygulamalarını hatırlatmaktadır. Bu tür tespitler bilinenin tekrarı gibi görünse de Bunların yenilen tasnifi ve anlamlandırılmaları bir kısım eski inançların şifrelerini çözmede yardımcı olabilir.

Kısaca değinmek istediğimiz diğer konu Kırmızı Kilim konusudur. Kırmızı/ al renk Türk kültürlü halkların halk kültüründe mistik-mitolojik bir konuma sahiptir. Kızıl/Al-Kızılbaş/Alevi ve Al Ruhu/Al Karısı-Albastı/Al Ocağı bağlantılı çalışmalar yapılmıştır. Şah İsmail'in al rengi kutlu kabul etmesi tesadüfi bir tercih değildir. Al renk adeta İslam'dan evvelki Türk renk kültüründe yeşil konumundadır. Bu husus, Türk renk kültüründe mitolojik derinliği olan bir tespittir. Bu teşhis, Kırgız, Kazak ve Azerbaycan Türk halk kültürü çalışanlarınca da paylaşılmıştır. Al karısı yakalanıncaya kara iye özelliği gösterirken, yakalandıktan sonra bulunduğu hane al ocağı olur ve al karısına karşı koruyucu bir özellik kazanır. İlk şaman börklerinin kızıl/al bir püskül içerdiği tespitleri vardır. Dimitri Vasiliyev Kırgız bölgesinde yaptığı arkeolojik çalışmalarda Kırgız savaş flamalarının kızıl olduğu tespitini yapmıştır.

Kırmızı Kilim itibarlı kıymetli kilimdir, göç katarında öndeki deveye kırmızı çuval/ala çuval onun üzerine yorgan, yastık atılır ve en üste kırmızı kilim sevilir, sarılır. Bazı Yörükler buna “kilim çarpılır” derler. Sırasıyla öndeki deveye kızıl kilim sarılır. Tekniğinden dolayı buna Ferda kilim diyenler de olur ki en itibarlı örme şeklidir. Deve yükünün üzerine örtülen kilimlere de kırmızı kilim denir. Ön deveye örülen kırmızı kilimlerin bu ismi alması yanlarına sarkan kısımların desenli, orta kısmının kırmızı renk dokunmasındandır. Tüm yüzeyi kırmızı desenlerle doldurulmuş kilimlere de kırmızı kilim denir. Kırmızı kilimlerin tüm renkleri doğaldır. Fethiye yöresinde ortası desensiz ve kırmızı dokunmuş kilimler sadece deve örtüsü olarak dokunmuştur. Deve kilimleri çadırda yük örtüsü, perde olarak da kullanılır Bazen cenaze sargısı olarak camiye verilirler. Camiye verilen kilimlerde tarih ve dokuyanının ismi de yer alır.

Kanaatimize göre Yörük renk kültüründe de al/kırmızının mistik bir derinliği ve itibarlı bir yeri vardır. Deve katarının en itibarlı devesine ve tüm eşyaların üzerine serilmiş olması, dokuma sanatının en itibarlı ustalığının ona gösterilmesi, ölü örtüsü ve cami sergisi olarak kullanılması bize o, bu mesajı vermektedir.

Bu yazıyı yazmayı tasarlarken Yörük halk inanmalarında, al/kızıl üzerine kısa bir yazı yazarız diye düşünmüştük. Giderek Allah bereketini artırsın, arkadaşım maşallah Muğla halkbilimi ansiklopedisi yazmışlar. Muğla Halk İnanışları kitabına bakmaya sıra gelince gördük ki, hayatın geçiş dönemleri, halk takvimi, hayvanlarla, bitkilerle ilgili inançlar, su, toprak taş-kaya, ak ve kara iyeler, nazar, fal, büyü, vücudun tırnak, saç gibi aksamları, gök cisimleri, sayılar gibi diğer tema ve objeler de ele alınmışlar. O zaman karar verdik, kısmet olursa alanla ilgili yapılmış çalışmalar genelinde Çınar hocamın çalışmalarını ele alan bir çalışma yapmak, karşılaştırmalı halk inançları çalışmalarımıza çok şey katacaktır.

Allah, Ali Abbas Çınar hocamızın gücünü artırsın.

KAYNAKLAR

1 Dr. Halkbilimi Araştırmaları Kültür ve Strateji Merkezi, [email protected]

2 Ali Abbas Çınar, Ateş ve Su Aşkına, Muğla 2020

3 Yaşar Kalafat, “Türk Kültür Coğrafyası Halk İnançlarında Geçmişten Günümüze Kaplumbağa”, Mitostrateji 2, Atayurt'tan Anayurt'a Türk Halk İnançları, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, İstanbul, 2020 s. 49-56

4 Ali Abbas Çınar, Muğla İnanış Merkezleri (Erenler/Ziyaret Yerleri), Muğla Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları 9, Muğla 2018 S.77

5 Ali Abbas Çınar, age. S.88

6 Yaşar Kalafat, Memoratlar-Astral Dünya Mitolojik Boyut, Berikan Yayınevi, Ankara, 2018, s,13-39

7 Hazırlayan, Ali Abbas Çınar, Muğla Üzerine Makaleler, Muğla Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları 4, Muğla 2015, s. 133-141

8 Ali Abbas Çınar, Muğla Halk İnanışları, Muğla Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları 8, Muğla 2017

Bu haber toplam 665 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.