Devlet yönetmek, yönetmeye namzet olmak mühim meseledir. Demokrasilerde Devlet yönetimi, millet tarafından, hür ve demokratik bir ortamda, seçimler neticesinde iktidar olanlar tarafından, yine onları seçen Millet adına yapılır. Seçimler yapıldıktan sonra, ister destek verdiğiniz olsun, ister muhalefet ettiğiniz olsun fark etmez, saygı duyma mecburiyeti vardır.

Bu, dün böyle idi, bugün de, yarın da böyle olmak zorundadır. Bugün Recep Tayyip Erdoğan vardır, yarın başkası da olabilir. Bugün seçilmiş iktidara saygı göstermeyenlerin, yarın ola ki kendi iktidarlarına saygı beklemesi düşünülemez.

Kamu otoritesi ve düzeni ise, seçilmiş iktidarın almış olduğu kararları, Anayasal nizamı Devlet adına yapan atanmış, ehil, liyakat sahibi şahsiyetler tarafından yine, Millet yararına yürütülür.

Cumhurbaşkanı bugün icranın başıdır. İki farklı koltuğa sahip olması, O'nun icranın başı olması sebebiyle, Kamu tarafından sadece siyasi algılaması gerektiğini söylemeye had bırakmaz. Zira her iki makama O, Milletin ONAY verdiği Anayasa ile sahip olmuştur. Birileri bu hükmü değiştirene kadar Mevzu gayet sarih bir şekilde açıktır.

Gelelim Cumhurbaşkanımızın Muğla Ziyaretine.

Bildiğiniz üzere Sayın Cumhurbaşkanı bu ziyareti geçen sene yapacaktı. Lakin son anda iptal edildi.

Cumhurbaşkanımız Muğlamıza teşrif ettiler.

Cumhurbaşkanının Muğlaya geliş sebebi, iki koltuğundan biri ile ilgili idi. Muğla genelinde yapımı tamamlanan, ya da yapımına başlanan açılışlar idi. Yani asla siyasi değil.

Dolayısı ile bu Açılış Töreni için organizasyonun birinci muhatabı Muğla Valimiz Sayın Orhan Tavlı idi. AK Parti Muğla İl Başkanlığı değildi. Çünkü tüm açılışlar, Muğlada bulunan Kamu Kurum ve Kuruluşlarını ilgilendiriyordu. İdari Amir sıfatı ile de Sayın Valimiz en iyi bir şekilde organizasyonu, kendisine direkt bağlı olan başkanlık ve müdürlükleri talimatla bildirdi. Katılımın sağlanması için de 13 ilçemizin Kaymakamları da Dolayısı ile muhatap idiler. Bundan daha keyifli bir durum nasıl olurdu demeye kalmadan, Muğlayı güya siyasetin kurtarılmış bölgeleri gibi görenler, 40 bin kişilik muazzam mitingi görünce tabiri caiz ise felekleri şaştı. Vay sen misin bu organizasyonu yapan. AK Partinin Valisi demeye başladılar. Osman Gürün gibi bir CHP kalesi, günden güne eriyordu. Fatura kesmeye kalktılar. Valilik Resmi Twitter hesabından, Recep Tayyip Erdoğan'ın Muğlamız için söylediği " MUĞLA AŞKI İÇİMİZDE HİÇ BİTMEYECEK" sözünü twit etmesi ile, kurtarılmış bölge dedikleri Muğlanın son halini görmüş oldular...

Buradan Sayın Valimiz ile ne kadar gurur duyduğumuzu bir kere daha ifade etmek isterim. Mülki Amir olarak, doğrudan Mülki Amiri'ni en iyi şekilde Muğlada ağırladığı için.

Sayın Cumhurbaşkanı, Muğla Açılış merasiminde sonra Fethiye ye geçti biliyorsunuz. Şayet Muğla Valimiz, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ağırlamış olsaydı, AK Parti Gençlik Şöleni Programını da organize ederdi. Öyle yapmış olsaydı bangır bangır bağıranlar, yerden göğe kadar haklı olurlardı. Bugün malesef bir zamanlar Valileri bile Partilerinden seçen CHP nin yaftalarının altındaki gerçekleri görmeye vaktimiz el vermiyor.

Ben isterdim ki, Muğla da İcranın Başı olarak, Cumhurbaşkanımızı en iyi şekilde ağırlayan Sayın Valimizi, bir haftadan beri, kin, nifak, debdebelerle saldırıya geçen iflah olmaz cenaha karşı, Cumhurbaşkanımızın iki koltuğundan diğerinin Muğladaki muhatabı ve temsilcisi olan AK Parti Muğla İl Teskikatı da aynı şekilde sahip çıksın, bir açıklama yapsın..

Malesef. Başka bahara diyelim.

Hamdolsun, Recep Tayyip Erdoğan'ı, Cumhurbaşkanı olarak sahip çıkan bir Valimiz ve Muğlalı var.

İnşallah, Recep Tayyip Erdoğan'ı AK Parti Genel Başkanı olarak sahip çıkan bir kadroya da sahip oluruz, der;

#SöylerimGeçerim