Muğla ve Büyükşehir…

Muğla’ya dışarıdan gelen insanlar hep olumlu şeyler söylüyor. Muğla’nın ne kadar derli toplu çağdaş bir kent olduğundan bahsediyor. Belki bir çoğumuz dışarıdan gelip Muğla’ya gören insanların söylediklerine inanmıyoruz.  Hadi canım diyoruz. Belki bizler yaşadığımız şehrin değerini bilmiyoruz. Şehire dışarıdan bakamıyoruz. Belki de bu kentte yapılanları yetersiz olarak görüyoruz. Belki de daha fazlasını bekliyoruz…

Fazlasını beklemek doğal olarak hepimizin hakkıdır. Çünkü Muğla gibir il Türkiye’de yok. Peki bizler yaşadığımız ilin değerini ne kadar biliyoruz?  Muğla’ya ne kadar sahip çıkıyoruz? Bildiğiniz gibi Muğla yeni Büyükşehir olan iller arasında. Muğla’yı değerlendirirken aynı zamanda büyükşehir olmuş illerle karşılaştırmamız gerekiyor diye düşünüyorum.  Muğla ile aynı zamanda büyükşehir olmuş illerin gerek ekonomik gerekse fiziksel alt yapılarına bakmak gerek…

Muğla’nın cağrafi konumu dolayısıyla Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin işi gerçekten zor. Seydikemer’den Bodrum’a kadar olan bir mesafeye hizmet götürmek gerçekten zor. Şimdi diyeceksiniz ki Muğla Büyükşehir Belediyesi CHP’li olduğu için böyle söylüyorsun. İnanın alakası yok. Seçimler öncesi o denem Muğla Ak Parti İl Başkanı olan Nihat Öztürk aynen şunları söylemişti. Öztürk “ Büyükşehir Belediyesini biz dahi kazansak sistemin oturması en az yıl sürer” demişti…

Yani arkanızda iktidar gücü olmasına rağmen sistem oturması her ilçeye verilen hizmetin oturması 3 yıl sürecek. Arkanızda iktidar partisi yok ise bu sistemin oturması 4 ya da 5 yılda ancak tamamlanır. Yani sizin anlayacağınız büyükşehirin ilk dönemi sistemi oturtmak ve kurumsallaşma ile geçecektir. Bu arada bunlar yapılıyor diye hizmetlerde göz ardı edilmemeli diye düşünüyorum. Bu arada ilçe belediyeleri tüm sıkıntıları büyükşehir belediyesinin üzerine attığını da belirtmem gerek…

İtfaiye, ulaşım, mezarlık ve su işleri tamamen Muğla Büyükşehir Belediyesi bünyesinde. Diğer hizmetlerin tamamı ilçe belediyelerine ait. İlçelerde ki anayollar ve caddeler büyükşehire, ara ve tali sokakların tamamı o ilçe belediyelerine ait.  CHP’li ilçe belediye başkanlarının bazıları dahil ilçe belediye başkanları yapması gerekenleri yapmıyor. Topu büyükşehir belediyesine atıyor. İlçelerin çöpü, park bahçe sulamaları, kaldırımların yapılmaması, ara sokakların ve tali yolların yapılması ilçe belediyesine ait…

Bazı ilçe belediye başkanları bizim elimizde yetkimiz yok diyor. İtfaiye, ulaşım, mezarlık ve su dışında tüm yetkiler ilçe belediyelerine ait. Aslında ilçe belediyelerinin elinde bir hayli yetki var. Ancak bu yetkiyi kullanmak yerine büyükşehir belediyesi yapmıyor deyip işin içinden sıyrılma noktasını tercih ediyorlar. Yani sizin anlayacağınız ilçe belediye başkanlarının her türlü bahanesi hazır. Yetkimiz yok. Bir şey yapamıyoruz…

Hadi diyelim ilçe belediye başkanları haklı. Peki ben merak ediyorum.  30 Mart yerel seçimleri öncesi ilçelerden belediye başkan adayı olanlar bu büyükşehir yasasını hiç açıp okumamışlar mı? Okuyarak aday oldular ise yasayı bilmeleri gerekiyordu. Eğer büyükşehir yasasını okumadan aday oldular ise yapacak bir şey yok. Bile bile lades demiş oluyorlar. Eğer ilçe belediye başkanları hiçbir şey yapamıyor ise, park bahçe, kaldırım ve yol düzenlemelerini yapabilirler…

İlçe belediye başkanları kendi sorumluluk alanlarında bulunan yerlerin iyileştirmesini yapsınlar. Büyükşehir Belediyesi de o ilçede sorumlu olduğu yerlerin iyileştirmesini yapmıyor ise o zaman şikayet etsinler. İlk önce insanlar kendi evinin önünü süpürecek. Ondan sonra komşununun evinin önündeki çöpten bahsedecek. İlçe belediyeleri ilk önce kendi ilçelerinde ki en basit çöp toplama olayını dahi doğru düsüt yapsın…