Muğlalı Olmaktan ve Muğla'ya Hizmet Etmekten Gurur Duyan Bir İş Kadını

Muğlalı Olmaktan ve Muğla'ya Hizmet Etmekten Gurur Duyan Bir İş Kadını
Röportaj: Sevil Yılmaz Oluçİlk başta telefonda oldukça içten bir konuşma tarzıyla karşıladı beni. Röportaj için bir gün ve saat belirledik. Ben hazırlığımı...

Röportaj: Sevil Yılmaz Oluç

İlk başta telefonda oldukça içten bir konuşma tarzıyla karşıladı beni. Röportaj için bir gün ve saat belirledik. Ben hazırlığımı yaptım, randevu vakti geldi. Muğla’nın nazar boncuğu Nazar Pastanesi’nde buluştuk. Samimi bir kucaklaşma ve sipariş edilen içeceklerin ardından oturduk masaya. İkimiz de hazır olduğumuzda başladık; Muğla’nın Nazar’ını ve Nazar A.Ş markasını tırnaklarıyla kazıyarak Mehtap Şeniz Çahan’ın nasıl bugünlere getirdiğini konuşmaya. Muğla’nın en samimi ve çalışkan kadınlarından, Nazar A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehtap Şeniz Çahan’ı birlikte tanıyalım…

Muğlalı Olmaktan ve Muğla'ya Hizmet Etmekten Gurur Duyan Bir İş Kadını

Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız, özel yaşamınızda kendinizi nasıl tanımlarsınız?

Mehtap Şeniz Çahan: Muğlalıyım. 1967 doğumluyum. Muğla Atatürk İlkokulu, sonrasında da Muğla Turgutreis Lisesi mezunuyum. Özel yaşamımda her şeyden önce iki çocuk annesiyim. Bunun yanı sıra 17 yaşında ticaret hayatına başlamış, o günden beri iş hayatına devam eden bir insanım.  Bir kadının olabildiği her yerde, sosyal anlamda da katılmam gereken etkinliklere zamanım elverdiği ölçüde katılmaya çalışıyorum.  Ciddi istihdam sağlayan bir firmanın yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak zamanımı daha çok iş alanında geçiriyorum.

Genç yaşta iş hayatına başlamışsınız, ilk zamanlar bir aile marketiniz varmış; o dönemlerinizden  bahseder misiniz?

Babam  o dönemde Muğla’da ticaretle uğraşıyordu. Benim iki hayalim vardı, biri öğretim görevlisi olmak, diğeri de bankacı olmaktı. O zamanlar Muğla’da Ticaret Bankası Müdürü Kemal abi vardı. Babama, Şeniz gelsin hemen başlasın demiş.Babam da bana, ‘sen başkalarının parasının hesabını yapacağına gel benim paramın hesabını tut, bu işin içine gir’ dedi. 1985 yılında Karakaşlar Ltd. Şirketi olan şirketimize ilk marketi açma zamanımıza denk getirerek, şu anda Nazar’ın olduğu yerde marketçilikle iş hayatına başladım.  Bir buçuk yıl sonra babamı kaybettim. Babamın bana göstermiş olduğu düsturlar çok önemliydi. Ticaretin önemli ve itibarlı bir iş olduğunu, bunun sürekliliğinin olması gerektiğini, verdiğin sözü mutlaka tutmalısın dediği, insanların ticaret ortamında net olması gerektiğini, aldığı kararların arkasında durması gerektiğini öğretti. Babam iyi ki beni böyle bir işe yönlendirmiş. 35 seneden beri bu işin içindeyim. Yorgunum demiyorum. Yorulmadan hiçbir işin olmadığını biliyorum.  Bir kız evlat olarak bunları yapmaya çalıştım ve işimizi bu noktaya getirdim.

Yani Nazar A.Ş’nin bu başarısının sebebi babanızın öğretileridir diyebilir miyiz?

Evet kesinlikle. Ticaretle uğraşmak demek, insan tanımak demek.  Çok fazla insan tanıyorsunuz ve tecrübe ediniyorsunuz. Severek yaptığınız işte mutlaka bir başarı ve mutluluk elde edersiniz.

 

Bir kadın olarak iş hayatında zorlanıyor musunuz?

Ben çok zorlandığımı söyleyemem. 1980’ li yıllarda Muğla’da ticaretle uğraşan kadın sayısı çok azdır. Babamı kaybettikten sonra amcamla beraber yolumuza devam ettiğimizde, amcam hiçbir zaman bana engel olmadı, aksine bana hep yol açtı. Böyle bir babanın kızı olmak ayrıca böyle bir amcanın yeğeni olmak benim için gurur verici. Biz hiçbir zaman patron olmadık, her zaman işin içinde olduk. Ben mal da taşıdım, kasaya da baktım, dükkanı da temizledim. Şu anda yine yaparım. Çünkü bizim ekmeğimiz buradan. Bizim için hijyen de önemli, o işe verdiğimiz değerdir. Amacımız kazandığımız parayı helaliyle kazanmaktır.

İşinizi severek yapıyorsunuz, geçmişte de öğretim görevlisi olmak istemişsiniz. Bu isteğiniz halâ içinizde ukde midir?

Öğretim görevlisi olmak tabii ki isterdim. Ama şöyle bir şey yaşadık Muğla Üniversitesi’nin içinde öğretim görevlilerimize ve öğrencilerimize hizmet ettiğimiz bir alanımız var. Bazen oradaki öğrencilerimiz beni hoca zannediyorlar. Hocalık duygusunu da bu şekilde tatmış oldum.

Nazar markası Muğla’nın gözdelerinden ve sevilen bir marka.  Başarınızı neye bağlıyorsunuz, bu başarıyı sürdürmek için neler yapıyorsunuz?

Markamızın aslında neden bu kadar sevildiği konusunda şu bir gerçek;  kullandığımız hammaddeden tutun da kaliteli ürün yapmak adına yapmamız gereken her türlü çabayı gösteriyoruz. Damak zevki, lezzet önemlidir. Muğla bizi bu konuda sevdi ve kucakladı.  En başta üniversitemizin bu kadar hızla büyümesi, bizim de bakış açımızı artırarak hizmet sektöründe daha da ilerlememize vesile oldu. Başarımızın sebebinin çok çalışmak olduğunu düşünüyorum.Gerçekten işimize yatırım yapmayı seviyoruz. Biz en iyiyiz diye bir söylemimiz yok.  Yapabildiğimizin en iyisini doğru yapalım, müşterilerimizin memnun kalmasını sağlayalım, onların gönlündeki Nazar markası mütevazi olarak kalsın; bizim için değerli olan bu.

İlk zamanlar Karakaşlar Ltd. Şirketi’ydi, Nazar ismi nereden geldi?

Biz yıllarca toptan gıda, marketçilik sektöründe ilerlerken pastane işine girmek istediğimizde; kamyonların arkasında vardır,  nazar değmesin diye yazar. Nazar oradan çıkan bir isimdir. İyi ki ismi Nazar olmuş. O da herkes tarafından sevildi.

Nazar A.Ş’nin diğer mekanlarından bahseder misiniz?

Nazar A.Ş ilk kurulduğunda, sekiz kişiyle başladığımızda üniversitenin  büyümeye başlamasıyla, Muğla’da bu ürünlerin tutmasının ardından bilinirliği arttıkça yavaş yavaş kafeye dönüşmeye başladı. 2004 yılında da ciddi anlamda bir yatırım yaparak Muğla Üniversitesi kampüs içindeki yerimizi yaptık. Sonra Kötekli’deki yurtların olduğu bölgede de hizmetimize devam ettik. Son 4 yıldır da Nazar Park Garden adı altında 2 bin  kişilik bir düğün salonu, kır düğün bahçesi yaptık. Üniversite içerisinde öğrencilerimize hem pastane, hem cafe olarak  kahvaltı yapma imkanı da bulabilecekleri, kendi evlerinde gibi hissedebilecekleri bir mekan açtık Lugga adında.  Bizim ailemizin, Karakaşlar’ın kökü Okkalar diye geçer oradan da onun ismini koyduk Nazar Ogga oldu. Orada da yemek cafe hizmetine devam ediyoruz. Aslında okka ama Muğla’da G harfiyle söylenir.  Geçen sene Nazar Bodrum şubemizi açtık.  Orada da pastane ve cafe hizmetimize devam ediyoruz.  Şimdi yeni 5M Migros içinde de yer aldık. Yeniliklere açık olmayı seviyoruz, imalathanemizdeki ustalarımıza dönem dönem eğitim aldırıyoruz, onları fuarlara götürüyoruz. Sektörümüzde ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Aynı zamanda Muğlalılara da istihdam sağlayarak bir sorumluluk duygusuyla hareket ediyoruz. Şu anda şirkette yönetim olarak üç kişiyiz; ben, amcam ve yeğenim.  Onlar da gece gündüz aynı mücadeleyi veriyor.

Muğlalılar hizmet açısından neye önem veriyorlar, bu konuda gözlemleriniz neler?

Her zaman söylemişimdir; Muğlalılar aydın insanlardır, Muğla modernliğin içinde yaşayan ama öz değerlerine de sahip çıkan bir ildir, Muğlalılar yaptığı alışverişi düzgün yapmayı bilen insanlardır. Bize fikirleriyle de yön verir.  Muğlalı olmaktan ve Muğla’da ticaret yapmaktan gurur duyuyorum.

Muğlaspor’la olan bağınızdan bahseder misiniz, bir kadın olarak futbola ilginiz var mı?

Futbolu seviyorum. Geçen sene bir yıl kadar Muğlaspor’da yönetim kurulu üyeliği yaptım. Erol Kapiz başkanım aynı zamanda yakın arkadaşımdır, başkanımın teklifiyle, o camiaya girmiş olmaktan mutluyum. Bir yıl kadar yoğun işlerimin arasında bu camiaya da zaman ayırdım. Ara ara maçlara gitmeye çalışıyorum. Bütün Muğlalılar olarak hepimizin Muğlaspor’a sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Önce Muğlasporluyum, sonra Beşiktaşlıyım.

 

Son olarak sözlerinize eklemek ve Muğlalılara vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Benim Doğancan ve Ege Erman adında iki oğlum var. Büyük oğlum hukukçu, küçük oğlum da işletme ekonomisi okuyor. Tek istediğimiz bizim bıraktıklarımızın arkasından, onların üstüne daha güzel gelecekler yaratmaları.  Şu dönemde Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Kadın Girişimciler Kurulu Başkanıyım. Bütün üreten, çalışan, emek veren kadınlarımıza ihtiyacımız var. Üç yüze yakın çalışanımızdan % 50’si kadın olan işletmemizin istihdam anlamında daha da artması yönünde çaba gösteriyoruz.  Birlik ve beraberliğin olduğu bu güzelliklerin içinde başarının geldiğini görüyorum; onun için kadın, erkek demeden Türkiye’mizin üretime ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Bu haber toplam 3323 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.