Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

NİZAMOĞLU’NUN SORUNU ASLINDA TEMAYÜL DEĞİL

NİZAMOĞLU’NUN SORUNU ASLINDA TEMAYÜL DEĞİL

İYİ Parti İl Teşkilatı’nda il başkanlığı süreci nedeniyle hareketli saatler yaşanıyor.

İl Başkanı İncilay Gezgin Şekerdağ ve yönetiminin düşürülmesiyle il başkansız kalan Muğla İYİ Parti’de, il başkanlığı için adı geçen partilileri geçtiğimiz haftalarda kaleme almıştım.

O isimleri tekrar hatırlatalım isterseniz:

Mehmet Tosun, Hüseyin Nizamoğlu, Mehmet Çayırlı, Davut Akmeşe, Gülgün Çolakoğlu ve Yunus Önder.

Tabi yazıyı kaleme aldığım tarihten bu yana bir-iki isim gündemden düşmüş de olabilir.

Sonuçta parti kulislerinde vücut bulmaya çalışan bir süreç.

Bu isimlerden Mehmet Tosun göreve seçildiği takdirde, 31 Mart yerel seçimlerinde Bodrum’da yaşananları aktarmış, Tosun’un Bodrum Belediye Başkan Adayı olarak çıkmasıyla Millet İttifakının sekteye uğradığından dem vurmuştuk.

Dolayısıyla aynı isim bu defa İl Başkanlığına gelirse, Muğla’nın ittifak dışı kalabileceği öngörümüzü de paylaşmıştık.

Yaşayıp göreceğiz.

Tabi bu süreçte ilçe gezilerini tamamlayarak, yokladığı nabızla İl Başkanlığını ziyaret eden Davut Akmeşe, bu ziyarette adaylığını da açıklayarak, resmi olarak ilk adaylığını açıklayan isim oldu.

Üzerinden çok geçmedi, içinde bulunduğumuz haftanın ilk günü (bugün), adaylar içinde adı geçen Hüseyin Nizamoğlu’ndan bir hamle geldi.

Nizamoğlu yazılı bir açıklama yaparak, hem süreci değerlendirdi, hem de bir mesaj verdi.

Açıklamasında, İl Başkanı İncilay Gezgin Şekerdağ’ın, yönetim kurulunun istifalar ile düşürülmesi sonucu İYİ Parti il başkanlığı koltuğunun boşaldığını kaydeden Hüseyin Nizamoğlu, parti genel merkezinden yapılan açıklamada ise, Muğla il başkanının atama yolu ile belirleneceğini duyurduğunu hatırlattı.

Nizamoğlu’nun açıklamasında kendi görüşü dışında bıraktığı şöyle bir ifadesi dikkatimi çekti:

“Yeni il başkanının, istifa eden il yönetim kurulu üyeleri ve ilçe başkanlarının temayül yoklaması ile belirleneceğinin gerçeği yansıtmadığı ileri sürülürken”.

Bu söylem gerçeği yansıtmıyorsa, neden ifade etme gereği duyuluyor?

Ayrıca kim ileri sürüyor?

Bu açıklamada Hüseyin Nizamoğlu kendisi de ileri süremez miydi?

Sonuçta süreçle yakından alakalı.

Bir an bu sorular geldi aklıma.

Bu soruların aklıma gelmesine ayrıca, açıklamanın devamı sebep oldu bir yerde.

Açıklama şöyle devam ediyordu:

“Yeni il başkanının, istifa eden il yönetim kurulu üyeleri ve ilçe başkanlarının temayül yoklaması ile belirleneceğinin gerçeği yansıtmadığı ileri sürülürken, adaylık için ismi geçen Hüseyin Nizamoğlu konuya ilişkin olarak bir açıklama yaptı.

Nizamoğlu’nun açıklaması zaten sürece ilişkindi. Yani açıklamanın başında bu gerekçe ima edilmişti, bir kere daha açıklama yaptı demeye niye gerek duyuldu anlamadım.

Açıklamaya devam edelim:

“İYİ Parti İl Başkanlığı için isminin geçmesinin gurur verici olduğunu belirten Nizamoğlu, il başkanlığının belirlenmesinin atama yöntemi ile gerçekleşeceğini hatırlatırken, kendisine genel merkez tarafından görev verilmesi halinde, görevi layıkıyla yapacağını vurguladı.

Nizamoğlu, genel merkez yöneticileri ile yaptığı görüşmelerde, göreve talip olduğunu ancak böyle bir oylamanın içinde olmayacağını aktardığını bildirdi.

Nizamoğlu, gelinen süreçte temayül yoklamasının kendisi açısından kabul edilebilir bir durum olmadığını, dolayısıyla böyle bir oylamanın parti tabanının gerçek sesi olmayacağını ve kendisinin de böyle bir oylamanın içinde bulunmayacağını açıkladı.

Nizamoğlu, atamanın gerçekleşmesi durumunda kongre kararı alınırsa, kongrede resmi olarak aday olabileceğini de sözlerine ekledi.”

Açıklama bu şekilde.

Baya yoruma açık bir açıklama olmuş diyebilirim.

Nizamoğlu’nun, gelinen süreçte temayül yoklamasının kendisi açısından kabul edilebilir bir durum olmadığını söylemesi bana Büyükşehir Osman Gürün’ün adaylık sürecinde takındığı tavrı hatırlattı:

Gürün, hepimizin bildiği gibi adaylık süreçlerini hep, “Ben aday olmam, aday gösterilirim” şeklinde yürütmüştür.

Nizamoğlu’nun ki de o hesap gibi olmuş ama altında yatan sebepleri olduğuna katiyen eminim.

Bir kere Hüseyin kardeşimi çocukluğundan beri tanıdığımdan kesinlik içeren ifadeler kullanabilirim.

Bu nedenledir ki sevgili Hüseyin, üye ya da delegasyondan da kabul görmeyeceğini düşünse, zaten aday olarak ortaya çıkmaz.

Demek ki sorun başka.

Bana göre sorun İYİ Parti’nin Muğla’da ilk teşkilatlanma sürecinden geliyor.

Bu süreçte de Milletvekili Metin Ergun ile aralarında geçmişten gelen bir anlaşmazlık var.

Geçmiş süreçte Nizamoğlu’na, genel merkez tarafından, hem de Teşkilat Başkanı Koray Aydın tarafından Muğla İl Başkanlığının tevdi edildiğine ilk şahit olanlardanım ama sonra ne olduysa oldu bu karar hayata geçmeden geri alındı.

Kararın geri alınmasındaki ana etkenin de Muğla Milletvekili Metin Ergun olduğunu sanırım bilmeyen İYİ Partili yoktur.

Herhalde Ergun, Muğla teşkilatına hakim biri olarak, kendi fikri alınmadan yapılan atamayı, yukarıdan uygulanmış torpil gibi algıladığından mıdır nedir, böyle bir perhize gitmiş olabilir.

Dolayısıyla o gün başlayan bu sorun, Nizamoğlu’nun açıklamasından da anlaşılacağı gibi devam ediyor.

Nizamoğlu’nun, gelinen süreçte temayül yoklamasının kendisi açısından kabul edilebilir bir durum olmadığını, dolayısıyla böyle bir oylamanın parti tabanının gerçek sesi olmayacağını ve kendisinin de böyle bir oylamanın içinde bulunmayacağı şeklindeki ifadeleri, Ergun’un parti içindeki etkisini bildiğinden dolayı, olası bir temayül yoklamasında istediği adaya işaret buyurabileceği yönünde bir güvensizlik taşıyor.

Bu açıdan bakıldığında Hüseyin Nizamoğlu haksız sayılmaz.

Ama genel merkez ille de temayül derse, Nizamoğlu’nun tavrı da çok açık ortada.

“Atarsanız görevden kaçmam, layıkıyla yerine getiririm, temayül yoklaması yaparsanız yokum” niteliği taşıyan Nizamoğlu’nun bu açıklaması, benim taraftan bir yerlere mesaj gönderme şeklinde okundu.

Bakalım gelecek günler ne tür gelişmelere gebe olacak Muğla İYİ Parti’de.

Bu yazı toplam 754 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR