ÖDÜLLENDİREMİYORSANIZ  CEZALANDIRIN…

ÖDÜLLENDİREMİYORSANIZ  CEZALANDIRIN…
İnce eleyip sık dokumak güzel davranıştır, zaman kaybından başka zararı yoktur diye düşünüyorum. Aynı zamanda otokontrolü de elden bırakmamış  oluyorsunuz. Şahsım adına  yaşadığım süre boyunca hiçbir zaman planlı ...

İnce eleyip sık dokumak güzel davranıştır, zaman kaybından başka zararı yoktur diye düşünüyorum. Aynı zamanda otokontrolü de elden bırakmamış  oluyorsunuz. Şahsım adına  yaşadığım süre boyunca hiçbir zaman planlı  programlı çalışmaktan bir sorun yaşamadım, işler tıkır tıkır zamanında  işledi.

Yapılan bir işi düzenli yapmak, muntazam bitirmenin haklı gururunu yaşamak ise ayrı bir haz verir insana. Hele hele sizinle beraber aynı işi yapan kişilerin eserleriyle  sizin eserleriniz yan yana durunca aradaki farkı görmek kadar keyif verici bir durum yoktur sanırım.

İnsanın ürettiği ürünün güzel olması, beğenilir olması daha sonra yapacağı çalışmalarda da işine daha özveriyle sarılmasına vesile oluyor. Kişi daha fazla sorumluluk  aldığının bilinci ile çalışmalarında daha dikkatli davranıyor. Yeni nesil için bazıları her ne kadar “ sorumsuz, bilinçsiz gençlik “ tabirlerini kullansalar da  çakı gibi yetişen gençleri unutmamak lazım.  Yeter ki kendilerini ifade etmek için  fırsat verilsin, imkan tanınsın.

Evde yemeği sürekli annemizin yaptığını düşünürsek, herkes yemeğini yiyince hiçbir şey demeden sofradan kalkıp giderse, hatta daha da ileri gidip sürekli yemeğin tuzu az, ben bunu yemem ifadelerini kullanırsa bir süre sonra o anneye yemek yapıp ortaya getirmek işkenceden başka bir şey olmaz. Ama bir ELİNE SAĞLIK cümlesi çok şey değiştirir değil mi?

Yapılan her iş bir yemek gibidir aslında; yemeğe başlamadan önce malzemeler temin edilir, pişmeye hazır hale getirilir.  Emek verilerek ortaya çıkan lezzetli yemekten herkes tat alarak, zevk alarak yer. Hiç kimsenin yemeğin tadının güzel olduğunu anlaması için gurme olmasına gerek yok. Tat duygularını kaybetmemiş herkes için bu mümkündür.

Yaptığı bir eseri meydana getirdiğinde de herkes  taktir edilmek ister ,taktir edilmese bile bir teşekkür kimsenin ağzını eskitmez düşüncesindeyim. Eğer övgüyü hak edene  bir teşekkür edemeyecek kadar acizlik hissediyorsanız kendinizde  bırakın eda ettiğiniz mesleği o makamın hakkını layıkıyla verebilecekler otursun. En azından haklıya haklı, haksıza haksız, güzele güzel diyebilenler…

Hak edene ödül vermek teşekkür etmenin  bir değişik yöntemidir. Ama ne yazık ki bırakın bir ödülü, teşekkür etmeyi bile çok gördüğünüz insanları, kurumları mükafatlandırmayı ; aynı terazinin kefesine koyduğunuz beceriksiz insanlara, kurumlara ne yaptırımınız oldu diye sorarlar  insana değil mi? O nedenle ödüllendiremiyorsanız bir şekilde cezalandırın.

Sevgiyle…

Bu haber toplam 340 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.