ORMANLARIMIZ KADERİNE TERK EDİLDİ

ORMANLARIMIZ KADERİNE TERK EDİLDİ
Felaketler her zaman ülkemizde olmuştur; sel, deprem, yangın…  Yangınların çoğu doğal olmayan bir felakettir.Tam bir felaket zincirlerini peş peşe  yaşıyoruz. İlk önce Covid-19 ile başlayan felaket İzmir de deprem ve ardından...

Felaketler her zaman ülkemizde olmuştur; sel, deprem, yangın…  Yangınların çoğu doğal olmayan bir felakettir.

Tam bir felaket zincirlerini peş peşe  yaşıyoruz. İlk önce Covid-19 ile başlayan felaket İzmir de deprem ve ardından da ülkemizde ve memleketimde  çıkan yangınlar ile devam ediyor. Bu zamana kadar her yaz ülkenin bir çok noktasında ufaklı büyüklü bir çok yangınlarına şahitlik ettik. Bu süre zarfına kadar olan yangınlar da genellikle insanların aklına “otel yapılması için, imara açılması için yakılıyor” düşüncesi geliyordu. Fakat bu sefer birçok ilimiz de aynı anda yangınlar çıktı ve çıkmaya da devam ediyor.  Yangınların oteller için değil için olmadığı, terör işi olduğu belli değil mi?

Peki, her yaz ülkemizin turistlik bölgelerinde yangın çıkmasına rağmen bu insanlarda ki sorumsuzluk nedendir anlaşılır gibi değil. Daha bundan bir ay öncesinde TBMM’de 30 Haziran günü orman yangınları konusunda alınan önlemle ilişkili konuşmalar konuşuldu.

Yangında sadece yanan ormanlar değil, ormanın içinde yaşayan hayvanlar ve insanlarımızın emekleri, çabaları da gidiyor. Maalesef ki bu sefer sadece bunlar olmadı, vatandaşların evleri, seraları ve en önemlisi canları da gitti. Köylerinde yanmadık ev kalmadığı gibi dumandan hastaneye kaldırılanlar oldu, yangın söndürme ekiplerine ayran ve su taşırken yangının arasında kalıp hayatı kaybeden de oldu.

Tüm ülkede çoğu kişinin tatil yapma planlarında ilk akıllarına Muğla geliyorken neden yangın zamanı gelip yangını Muğla’da olmayı akıl etmediler? Tatil yapan Cennet Muğla’nın her ilçesinde bulunan tatilciler neden bavullarını toplayıp hemen bölgeyi terk etmeyi düşündüler. Yardımlaşma olayına A partisi B partisi olarak bakmamak lazım. Vatandaş arkada elleri ile yangını söndürmeye çalışırken birileri bir  saçını ve makyajını yaptırıp yol kenarına geçerek “Kavaklıdere için seferber olduk” ya da bir başkasının sosyal medyadan konum bildirmeleri paylaşımda bulunmaları samimiyetin dibe vurulduğunun örneğidir.

Bir fotoğraf görünce bizi bir kişinin de olsa anladığını düşünmüştüm, ta ki yardım ediyormuş gibi gözükerek itfaiyeciler ile birlikte hortumu tutup fotoğraf çekildikten sonra arkasını dönüp gittiğini öğrenene kadar. Yardım etmeyecekseniz yangın alanlarına giderek yardım eden insanları engellemeyin.

Bir Belediye Başkanı, röportajda “Çok eski evi olan vatandaşlar keşke bizim de evimiz yansaydı diyecek” diyor. Bir diğer Belediye Başkanı da “Yardım için aradığımı bildikleri için kimse telefonumu açmıyor” diyerek gözyaşlarına boğuluyor. Bu da Belediye Başkanı seçimi zamanı partiye bakmadan aslında insanlığına ve bize sunabileceği yardımlara bakmamız gerektiğinin bir kanıtı.

Ünlülerimiz iyi ki var da diyebilir. Marmaris’teki yangının farklı noktalarında bir muhabir gibi canlı yayın yapıp durumu anbean aktaran Şahan Gökbakar iyi ki var... Çünkü onun sayesinde yangının bazı noktalarda halen devam ettiğini gördük ve ihtiyaç listesini bir nevi oluşturmamızda yardımcı oldu. Ezgi Mola iyi ki var… Çünkü sosyal medyaları kullanarak herkesin yardım çağrısını yardım edebilecek insanlara aktardıkları için. Oğuzhan Uğur iyi ki var… Çünkü sosyal medyayı kullanarak hem ihtiyaç listesini güncel olarak takip etmemizi sağladı. Kısacası yangın karşısında sadece üzülmekle kalmayıp bölge halkına yardım göndermek için ellerinden geleni yaptıkları için.

İnsanlıktan uzaklaşmış makam ve mevki sahibi kişiler umarım diğer tarafta da makamını ve mevkisini kullanarak cehennemde de VIP koltuk isterler.

Bu memleket bizim,bu ülke hepimizin değil mi? Unutmayalım lütfen.

Bu haber toplam 471 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.