Hasan Telli

Hasan Telli

Ortadoğu’daki Büyük Resim

Ortadoğu’daki Büyük Resim

İkinci dünya savaşı sonunda, artık bölgede eski gücü olmayan, İngiltere’nin yerini iki kutuplu yenidünyada ABD ve Sovyetler almıştı. 2. dünya savaşından sonra yaşanan soğuk savaş döneminde, dünyadaki ülkelerin çoğu, iki kutuplu bir dünya dengesinde kendilerine bir konum biçmeye çalıştılar. İşte bu dünya düzeninde nedense bir türlü gün yüzü görmeyen Ortadoğu’da herkesin kendi hesapları üzerinden yürüdüğü bir yol var. 30 Haziran günü gazetemizde yayınlanan köşe yazısında Bekir ayaz bugün yaşayacaklarımızı anlatmıştı.

***

Bekir Ayaz o günkü yazısında, “Referandum sonrası çıkan sonuç olumlu yönde ilerlemesi durumunda Kuzey Irak Bölgesinde resmi başlangıç çalışmaları başlayacak ve akabinde başkanlık seçimi 6 Kasım 2017 tarihinde yapılacaktır. Irak merkez yönetimi bağımsız karar alma sürecinde toprak bütünlüğü Arguvanlarını savunacak bir pozisyonda olmadığından dolayı, Şii ve mezhepsel politikalar uygulatarak Tahran’a bağımlı bir şekilde yönetilmektedir. DAİŞ saldırıları karşısında etkisiz olan Bağdat yönetimi bölgedeki kontrolü Barzani’ye zorunlu olarak bırakarak, merkez ile aralarında gözle görülür bir kopuş süreci başlamıştır. Üst aklın ajandası tüm Ortadoğu’yu içine alacak şekilde Kürt devletinin inşa edilmesi ve ileride Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını kapsayan referandum hazırlık çalışmalarını, politik askeri ve diplomatik yönden her düzeyde özenle yürümektedirler. Ortadoğu’da taraf ve aktörler Fırat nehrinden Nil’e uzanan coğrafya üzerindeki yayılmacı hedef ve stratejilerine adım adım yaklaşmaktadırlar. Tartışmalı ve kanlı topraklarda etnik ve mezhepsel çatışmalar taşeron örgütler kullanarak; parçala, böl ve yönet mantığı ile hareket etmektedirler. Barzani liderliğinde Kuzey bölgede bir Kürt devleti, Ortada Sünni ve Güneyde Şii butik bir devlet kuracaklardır. 1973 yılından itibaren İsrail ile bölgede karşılıklı iş birliği yapan Barzani, adı geçen bölgelerde iletişim ağlarını kuran ve yöneten Shai komandolarıdır. Bu ağ özellikle sabotaj ve katliamlarda son derece etkili o lup hedef odaklı dünyanın sayılı askeri birlikleri arasında gösterilmektedir.” Böyle anlatıyordu.

***

Peki bundan sonra süreç neyi getirir. Irak devletinin bütünlüğünü koruyan hukuksal metin statüsünün temel dayanağı Lozan anlaşması olup Ankara anlaşması ise adeta tamamlayıcı bir metindir. Tabii haliyle bu anlaşmayı doğuran metin 1926 Ankara anlaşması ile Irak’a ait statü değişikliği Lozan anlaşmasına göre Türkiye hak sahibi yapar yorumu yapılmıştır. Uluslararası angajman kuralları gereği Türkiye ne Atlantik nede Avrasya’nın peşine takılmadan yamacı politika üretmekten vazgeçip kendi kaderini kendisi tayin etmelidir.

Korkmadan Kuzey Irak sınırlarının değişmesi durumunda askeri müdahale haklarının saklı tutulduğu ulusal ve uluslararası arenada açıklanmalıdır.

***

Ortadoğu’daki büyük resmi görmemiz gerekiyor. Burada amaçlanan sadece Irak’tan kopmak değil büyük İsrail devleti yolunda alt zeminin hazırlayarak belki 10 belki 20 yılda buna gerçekleştirmek. Külahımızı önümüze koyup 10 düşünüp bir yapma zamanı şimdi.

Bu yazı toplam 733 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Telli Arşivi
SON YAZILAR