Bugünlerde kent merkezinde Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ü görmek çok güzel.

1999 yılından bu yana yürüttüğü belediye başkanlıklarını yakinen takip eden bir gazeteci olarak, kendisiyle ilgili en çok yapılan eleştirinin halk içinde çok görünmediği yönünde olduğunu en iyi bilenlerdenimdir.

Gürün’ün bu yönünün, seçimlerde yüzde 50’lerden yüzde 36’lara düşmüş olan oy oranına bağlı olarak, hizmet alanlarındaki noksanlıklar kadar etkili olmuş da bir faktördür diyebiliriz.

Bu durumu örneklemeye çalışırsak, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş’ü gösterebiliriz.

Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş’ün son yerel seçimlerde aldığı yüzde 55’lik oy oranının, halk içinde sık görülmesiyle ilintili olduğunu düşünenlerin sayısı az değildir herhalde.

Hani o, en çok konuşulan cenaze düğün meselesi.

Bunlar kim ne derse desin vatandaş nezdinde kabul görüyor.

Tabi bu sokaktaki belli bir kesimin yansıttığı.

Ancak herkes böyle düşünür mü düşünmez. Yani sadece bunlarla olur mu elbette olmaz.

Konunun özüne dönmek gerekirse Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ü gerek esnaf ziyaretinde, gerekse Coronavirüs denetimleri için sokakta görmek güzel.

Bu tutumunu sürdürürse bir dönem daha adaylığı gündeme gelebilir.

Konu, belediye başkanlarımızın ziyaretlerinden çıkmışken, bir noktaya da daha dikkat çekip öneri de bulunmak isterim.

Adı üstünde öneri.

Belediye başkanlarımız esnaf ziyaretleri yaparken, bu ziyaretleri zabıta görevlileriyle birlikte yapmayı tercih ediyorlar.

Cümleyi, “ne var bunda?” şeklinde yorumlayabilirsiniz.

Elbette bir anormallik yok ama esnafın halinden esnaf anlar.

Eee yani?

Diyorum ki, bu ziyaretlerde belediye başkanlarımıza eşlik etmesi gerekenin zabıta değil, esnafların bağlı bulunduğu odaların başkan ya da temsilcilerinin olması daha anlamlı olabilir.

Bu tercih, belediye başkanları ile esnaf arasındaki bağı güçlendireceği gibi sorunların çözümü noktasında da iyi bir köprü vazifesi görecektir.

***

Geçtiğimiz hafta Yiyecek Maddeleri Yapanlar ve Satanlar Esnaf Odası Başkanı Güven Akarken, Muğlaspor’a gelir sağlamaya amaçlı olarak kurulan yöresel ürün çadırlarının, Muğla esnafının rızkını çaldığını dile getirmiş, özellikle içinde bulunduğumuz pandemi döneminde açıkta satılan ürünlerin sağlık açısından da tehlike saçtığına dikkat çekmişti.

Öncelikle esnafının hakkını korumaya yönelik yaptığı bu açıklamadan dolayı Sayın Başkanı kutluyorum.

Ancak bu örnekten yola çıktığımızda, kaş yapalım derken göz çıkarıldığını söylemek hiç te zor değil.

“Esnafın halini esnaf anlar” dememizin alında yatan sebep işte bu.

“Ben yaptım oldu” türündeki bu uygulama, belediye ile esnaf birliklerinin arasındaki iletişim eksikliğini de bir nevi gözler önüne sermiş olmuyor mu?

Çadır uygulamasının hayata geçirilmesi için yapılan görüşmelerde, esnaf örgütlerinin de görüşü alınamaz mıydı?

Pek tabi alınabilirdi ama görüş almayı sevmeyen bir yönetim şeklimiz olduğunu da unutmamak gerekli.

Olan olmuş, önümüze bakalım.

Bari bundan sonra belediye başkanlarımızın yapacakları esnaf ziyaretlerinde, esnaf örgütlerinin başkan ya da temsilcilerini de, söz konusu ziyaret heyetlerinde görelim.

Böylelikle siyasi bir görüntüden çok, daha samimi ve yerel bir görüntü oluşacağı gibi esnaf üzerinde soğuk bir yüzü olduğu düşünülen zabıta görevlileri de ziyaretten ziyade, baskın yapmaya gelmiş görünümlü imajından da kurtulmuş olur.

Sadece bir öneriydi…