SANDRAS’TA YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA KARAR VERİLDİ

SANDRAS’TA YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA KARAR VERİLDİ
BERİTAN YÜCEL--Muğla’nın Köyceğiz ilçesi Sandras Dağı’nda özel bir firma tarafından yapılması planlanan olivin ocağı için verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı açılan davada bilirkişi incelemesinin ardından...

BERİTAN YÜCEL--Muğla’nın Köyceğiz ilçesi Sandras Dağı’nda özel bir firma tarafından yapılması planlanan olivin ocağı için verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı açılan davada bilirkişi incelemesinin ardından dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına oybirliğiyle karar verildi.

Köyceğiz Sandras Dağı’nda özel bir şirket tarafından yapılması planlanan olivin ocağı için “ÇED gerekli değildir” kararının verilmesinin ardından CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay tarafından kararın iptali için dava açılmıştı.

ÇED Gerekli Değildir kararına karşı CHP’li Erbay’ın açtığı davada 8 Ekim’de bilirkişi heyeti maden sahasında keşif yapmıştı.

Av. İsmail Hakkı Atal, bilirkişi heyetinin inceleme yapmasının ardından ÇED gerekli raporu verdiğini açıklamıştı.

Sandras’ı Koruma Platformu’nca yapılan açıklamada açılan davada bilirkişi incelemesinin ardından dava sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına oybirliğiyle karar verildiği ifade edildi.

“HUKUKA UYGUNLUK BULUNMADIĞI SONUCUNA ULAŞILMIŞTIR”

Sandras’ı Koruma Platformu’nca yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Efes Olivin maden işletmesi için verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararına karşı açılan davada, 8 Ekim 2021 Cuma maden alanında keşif yapılmıştı. Bilirkişi incelemesi sonucunda dava sonuna kadar yürütmesinin durdurulmasına ,kesin olmak üzere 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Kararın sonuç bölümünde önemli değerlendirmeler yapılmıştır.

‘Sonuç olarak; Yukarıdaki verilerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; Dava konusu yerlerde çevresel etki değerlendirilmesi raporu hazırlanmasın uygun olacağı sonucuna varılmıştır.

Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna süresi içinde davalı idare ve müdahil vekillerince itiraz edilmişse de söz konusu itirazların raporda karşılanmış olduğu, bu sebeple itirazlar yerinde görülmeyerek bilirkişi raporu hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte görülmüştür.

Bu durumda; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile anılan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, faaliyet esnasında ve sonrasında oluşması muhtemel atık ve artıklar için planlanan projeye ilişkin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, detaylı araştırmalar yapılmadan, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve bu kanuna istinaden çıkarılan tüm mevzuat hükümlerine, ilgili yönetmeliklere uyulacağı taahhüt edilerek, çevresel etkilerinin genel geçer kabullerle belirlenen standartlar üzerine kurgulandığı, faaliyet sahası flora ve fauna açısından özel öneme sahip endemik bitki türü çeşitliliği yoğun olduğundan Sandras Dağı'nda yer aldığı faaliyet sahası ve etki alanlarına ait flora ve faunanın ayrıntılı olarak irdelenmemiş olmasından ve flora- faunaya ait somut koruma tedbirlerine yer verilmediğinden, biyolojik çeşitliliğin ve ekolojik dengenin korunması açısından kararın biyolojik açısından uygun olmadığı, maden ocağının su kaynaklarına etkisinin bir ÇED raporu ile ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği, çalışma poligonları %60-65 değerlerine varan eğimlere sahip olduklarından dolayı özellikle yoğun yağışlarda oluşacak taşkın durumlarında ayrıntılı bir şekilde istinat yapılarının nasıl gerçekleştirileceği ve dere yatağına malzeme akmasının nasıl önleneceği somut veriler ve projeler ile açıklanması gerektiği, kırma ve eleme tesisinde kullanılacak günlük 20 m3 suyun nasıl temin edileceği ve nasıl tahliye edileceği ve ayrıca tahliye durumunda fiziksel ve kimyasal olarak dere yatağına karışmasında bir sorun oluşup oluşmayacağı yönünden de ÇED raporu gerekliliğinin hasıl olduğu, dava konusu yerlerde yeni orman gelişinceye kadar toprak içinde kalan köklerin sağladığı toprağı tutma özelliğini ortadan kalkmasına ve yüzeysel, derin erozyonlara, toprağın su tutma özelliğini azalmasına sebep olabileceği, tüm bu verilerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; çevresel etki değerlendirilmesi raporu hazırlanmasın uygun olacağı kanaatine varılarak, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Öte yandan, hukuka aykırılığı tespit edilen işlemin uygulanmaya devam etmesi halinde, ortaya çıkacak doğal tahribatın telafisi güç ve imkansız zararlar doğurabileceği kanaatine varılmıştır.

OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ

Açıklanan nedenlerle, açıkça hukuka aykırı olan ve ve uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğuracağı anlaşılan dava konusu işlemin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27/2. maddesi uyarınca teminat aranmaksızın dava sonuna kadar yürütmesinin durdurulmasına, aynı Kanun'un 20/A maddesinin 2. fıkrasının "e" bendi uyarınca kesin olmak üzere, 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.’’

Bu haber toplam 552 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.