Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

ŞEHRİN ORTASINDAKİ REZALET SON BULUYOR

ŞEHRİN ORTASINDAKİ REZALET SON BULUYOR

Gazetemizin 25 Mart 2020 tarihli sayısında gündeme getirdiğimiz “Şehrin ortasında atık su rezaleti” başlığıyla ilkini verdiğimiz ve ardından takibinde bulunarak, yinelediğimiz haberlerde, Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’nin atık sularının gelişi güzel akıtıldığı ve etrafında çok sayıda konut ve işyeri bulunan Düğerek Mahallesi’ndeki derenin, sağlık açısından tehdit oluştururken, vatandaşların Coronavirüs salgınının yanında bir de derenin oluşturduğu çevre kirliliğinden endişe ettiklerine dikkat çekmiştik.

Haberde, mahalle sakinlerinin etrafında çok sayıda konut ve işyeri bulunan derenin sağlığı tehdit eder nitelikte olduğunu dile getirdiklerini, yaklaşan yaz mevsimiyle birlikte artış gösterecek olan hava sıcaklıkları karşısında derede koku ve sinek oluşmasından endişe duyduklarından söz etmiş, dere kenarında evcil hayvanların da bulunduğunu ve o canlılarında tehlike altında bulunduğunu belirtip, derenin acil olarak ıslah edilmesi gerektiğini savunduklarından söz etmiştik.

Çok şükür ki yaklaşık 1 yılda defaten yaptığımız yayınlar sonuç verdi.

Geçtiğimiz hafta, Muğla’nın Menteşe ilçesine bağlı Düğerek Mahallesi’nde bulunan dereye akıtılan Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi’ne ait atık suları boru kanalıyla, günün belli saatlerinde dereye boşaltılmasına ilişkin Muğla Büyükşehir Belediyesi’nden basına bir haber servis edildi.

Haberde, Muğla Valiliği ve Muğla Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle duruma el atılarak, çevre halkını sağlık nedeniyle endişeye sürükleyen atık su problemine çözüm üretildiği açıklaması yer alıyordu.

Düğerek Mahallesi’nde bulunan E Tipi Kapalı Cezaevinin atık sularının yapılacak olan yeni kanalizasyon hattı ile Muğla atık su arıtma tesisine bağlanacağı duyuruldu.

Bu haberi geçtiğimiz haftanın en memnuniyet verici haberi olarak nitelendirsek abartmış sayılmayız.

Sonuç itibariyle insan ve çevre sağlığının ötesinde daha önemli bir gelişme olmazdı.

Hele ki bunu içinde bulunduğumuz pandemi döneminde daha iyi anladık.

Konuya ilişkin verilen bilgiye göre, Düğerek Cezaevi Terfi İstasyonu Projesi adı altında gerçekleştirilecek bu ıslah çalışması, T.C. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenmek üzere Muğla Valiliği YIKOP tarafından ihale edildi. Yapım denetim işleri MUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak olan terfi istasyonu yaklaşık 1 milyon liraya mal olacak.

Öte yandan, istasyondan Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin tesis maliyeti karşılığında atık su ücreti almayacağı da öğrenildi.

İhalesi yapılan iş kapsamında cezaevinde oluşan atık suyun Muğla Atık su arıtma tesisine aktarılması için terfi istasyonu ve 2 bin 511 metre uzunluğunda terfi hattı yapılacağı, ihalesi tamamlanan projenin yapım çalışmaları, şantiye kurulumu ve malzeme temininin ardından kısa sürede başlatılacağı bildirildi.

Şehrimizde yıllardır süregelen bu sorunun giderilmesi yönündeki adım önemli.

Demek ki istenince oluyor.

Konuya duyarlılık gösteren ve projenin hayata geçirilmesi için adım atan yetkililere, Düğerek Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar adına teşekkür edelim.

***

Milas Ticaret ve Sanayi Odası (MİTSO), yörenin markalaşmadaki yüz akı olmaya devam ediyor.

Bugüne dek yürüttüğü çalışmalarla Milas isminin markalaşmasında çok önemli bir rol oynayan MİTSO, son olarak Labranda markasının ürettiği zeytinyağların coğrafi işaret almasında da ön ayak oldu.

Labranda Zeytinyağı sahibi Levent Baydal, Milas zeytinyağı için odanın yürüttüğü çalışmalara teşekkür ederek, “MİTSO, zeytinyağımıza sahip çıktı. Milas zeytinyağına çok önemli bir marka değeri kazandırdı. Bu aşamada biz üreticilere düşen görev ise Milas zeytinyağının AB coğrafi işaret standartlarına uygun şekilde üretilmesi için çaba göstermek” dedi.

Bir esnaf kuruluşunun üyesi tarafından bu övgü sözlere mazhar olması kayda değer.

MİTSO’nun başarılı Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer ise, “Milas zeytinyağının üretim kalitesini arttırmak için çalışıyoruz. Markalaşmayı arttırmak için çalışıyoruz. Milas zeytinyağı üreticisinin ihracata yönelmesi için çalışıyoruz. Üreticimizden beklediğimiz ise kaliteli üretim, markalaşma ve ihracattır” diye konuştu.

Başka Özer’in ifadeleri için de, bir Oda yönetiminin işlerliğiyle ilintili duymak istediğimiz temenniler ve bu yöndeki çalışmaların açıklamaları diyebiliriz.

Yani sözde değil, özde icralar.

Yani MİTSO yönetiminin yaptığı iş, ‘dostlar alışverişte görsün’ maksatlı fotoğraf vermek değil, icraatı yerine getirerek verilmiş fotoğraflar diyelim.

Bu yazı toplam 602 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR