SONUN BAŞLANGICI…

SONUN BAŞLANGICI…
Halktan masum bir gencin katledilmesi ile lanetlendiğine inanılan bu çorak toprakların, gerçek hikayesini ben anlatayım sizlere.Çok verimliydi bu topraklar bir zamanlar. Av partileri düzenlenen sık ağaçlı ormanlarla kaplıydı. Tarlalarından,...

Halktan masum bir gencin katledilmesi ile lanetlendiğine inanılan bu çorak toprakların, gerçek hikayesini ben anlatayım sizlere.

Çok verimliydi bu topraklar bir zamanlar. Av partileri düzenlenen sık ağaçlı ormanlarla kaplıydı. Tarlalarından, bahçelerinden bereket fışkırırdı. Semiz, gürbüz hayvanlar meraları doldururdu. Halk geceli gündüzlü çalışarak zor yetişirdi ekim, dikim, hasat işlerine. Halk öyle çok çalışırdı ki krallık için, bu zenginliğin içinde neden bu kadar fakir olduklarını düşünmezlerdi o zamanlar.

Sarayda soylulara partiler düzenlenirdi. Ülkenin bereketi tüm davetlilerin önüne serilirdi.

Kral konukları ile sık sık av partileri düzenlerdi. Kralın güzergahı halka kapatılırdı. Değerli konukların sefil insanları görmesi engellenirdi. Öyle ya. Kral ve mahiyetindeki üstün insanların, tebaayla ne işi olurdu.

Sonun başlangıcı o av partilerinden birinde gerçekleşti.

Kralın atının önüne saklı tutulan halktan bir çocuk fırladı. At ürktü. Çocuk korktu. Babası koşup ağlayan çocuğu kucakladı. Kral buna çok kızdı. Kimin ne haddineydi kralın atını şaha kaldırmak. Muhafızlar hemen etrafını sardı genç adamın. Kollarında çocuğu olduğu halde katlettiler biçareyi. Saklandıkları yerden olanı biteni korkuyla seyreden halk başsız cesedin etrafına toplandı gidenlerin ardından.

Ve kararlarını verdiler.

Hasadın büyük bir bölümünü kazdıkları çukurlara gömdüler. Hayvanların gürbüzlerini kesip etlerini mağaralarda kuruttular. Damızlıkları iğdiş ettiler. Tohumları değiştirdiler. Dere yataklarını ormana çevirdiler.

Hasat yıldan yıla düştü. Bağ bahçe kurudu. Ormanlık alandaki ağaçlar çürüdü. Hayvanlar doğurmaz oldu.

Gösterişten ve eğlenceden başka hiçbir şeyden anlamayan saray ahalisi çaresiz kaldı.

Açlıkla karşı karşıya kalan muhafızlar başka diyarlara yöneldi. Soylular komşu krallıklara sığındı. Saray günden güne azalıp zayıflamaya başladı.

Halk, karın tokluğuna çalışmaya alışkın olduğundan kendi kendine yetmeyi bildi. Sakladıkları tahıllarla, kuruttukları etlerle, gizli saklı yetiştirdikleri sebzelerle hayatlarına devam ettiler. Toprakların verimli zamanından çok daha iyi yaşadılar hem de.

Yani topraklar lanetlenmedi.

Zulmün, kibrin laneti, layıklarını buldu.

Bu haber toplam 281 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.