Tuncay Dağlı

Tuncay Dağlı

Takı merasimlerinde eski çamlar bardak oldu

Takı merasimlerinde eski çamlar bardak oldu

Düşünsenize adam kim davet etmişse gitmiş, konu dememiş, komşu dememiş, akrabaların hiçbirini es geçmemiş, uzağa yakına bakmadan gönül kırmamak için nişan düğün dememiş hep katılmış. Katılmakla da kalmayıp, damada dolarlar, geline altın bilezikler takmış.

Kiminin düğününde oynamış, kiminin sünnetinde, kınada, nişanda gelinin, damadın başına gıcır gıcır banknotlar atmış. Dememiş ki “gelemem”, dememiş ki, “durumum müsait değil”. Hasta numarasına yatmamış, “iş yerinden izin alamadım” diye bahane uydurmamış.

Adam düşünmüş ki, “benim bir tanecik kızım var, onlar da bizim düğünümüze gelir, bizim gönlümüzü hoş ederler. Ne taktıysak getirirler, ele güne karşı mahcup etmezler.”

Bu düşüncelerle her nişanda, düğünde boy göstermiş, halaylar çekip, mastikalar oynamış. Aslında iyi de etmiş. Arkadaş, dost bu günlerde belli olur. Yoksa düğüne katılmayan, cenazeye gitmeyen, cebinde akrep varmış gibi davrananlardan kime hayır gelir?

Bu adamın aklına da hiçbir zaman böyle bir şey gelmemiş, tersini düşünmemiş. Bu yüzden de oğlu evlenen, kızı nişanlanan, çocuğu sünnet olan ilk önce onun kapısını çalıp, davetiye bırakmış. O da “Allah’tan bir mani çıkmazsa elbette geliriz” demiş ve gitmiş de.

Ama artık devir değişti. İnsanlar bir acayip oldu. Eskiden elini versen kolunu kapanlar vardı, şimdi kolla yetinmeyip, hepten götürüyorlar. Ham hum şaralopçular öyle çoğaldı ki, bir şey isterler diye insanlar birbiriyle göz göze gelmekten korkuyor.

İnsanlık, sosyal ilişkiler bu durumdayken bir de başımıza koronavirüs belası çıktı. Birbirinden uzak durmak isteyenler artık zorunlu olarak yakınlaşamıyorlar. Tabii bu durum evlenmek isteyenlerin de işine taş koydu. Bir ay değil, iki ay değil neredeyse beş altı ayı geçti, daha ne kadar süreceği de belli değil. Bu yüzden insanlar mecburen maske takıp, sosyal mesafeye uyarak (bazıları uymasa da) düğün ve nikah salonlarında bir araya geliyorlar.

Ancak daha fazla ertelenemeyen bu düğün ve nikahlar, nişan ve kınalar yüzünden çok insana da virüs bulaştı, çok insan hayatını kaybetti. Ölümlerin arkasından yaşanan taziyeleri söylemeye gerek yok, asıl virüs bulaşma nedenleri bu ortamlardaki yakınlaşmalar oldu zaten.

Bu konuda yaptıkları uyarılar nedeniyle Sağlık Bakanı’nın dilinde tüy bitti ama gazetelerde okuyor, televizyonların haber bültenlerinde izliyoruz, hala sokaklarda halaylar çekiliyor, salonlarda oyunlar oynanıyor. Bazı insanların “bana bir şey olmaz” havasındaki sorumsuzluğu devam ediyor. Bakalım bu işin sonu nereye varacak?

Ama duyduğuma göre hiçbir düğünden, nişandan geri kalmayan bizim gönlü bol adamın durumu pek iyi değilmiş.

Çünkü geçenlerde biricik kızını evlendirmiş. Damat tarafına “az daha sabredin”, “biraz daha bekleyin” demiş ama damat bakmış virüs salgını sona ermiyor “yeter artık” deyip, basmış nikahı.

Güzel bir kır düğün salonunda davetlileri yedirip, içirip, eğlendirmişler. Tesadüf bu ya, damadın ailesi de o güne kadar, tıpkı gelinin ailesi gibi gitmedik düğün, nişan bırakmamış. Her gittikleri yere de, altının ucuz olduğu dönemde burma bilezikler, Cumhuriyet Altınları götürmüşler.

Ama artık devir değişti, eski çamlar bardak oldu. Bu yüzden, düğüne gelenlerin en zengini bile çeyrek altın takmış. Bilezik falan zaten hak getire. Kayınpederlerle, kayınvalideler dışında kimseden bilezik falan takan olmamış. Göstere göstere dolar takanların elindeki paranın üzerinde elli dolar yazıyormuş. Gerisi bir gramlık altınlardan ya da üç, beş yüz lira takıp gitmiş. Düğün masrafını bile çıkaramamışlar.

Şimdi gelin ve damadın ailesi düşünüp duruyormuş. “Ne yapsak etsek de bugüne kadar taktıklarımızı kurtarsak” diye yanıp, tutuşuyorlarmış. Ama devir gerçekten değişti. “Üstüne bir bardak su içsinler” diyeceğim ama acıyorum. Yazık olacak.

Ama bundan sonra ne altın düşer, ne de döviz. Boş yere beklemeyelim. Bu yüzden hayatımızı “korona öncesi” ve “korona sonrası” diye ikiye ayırsak iyi olur. Tabii o sonrayı görebilirsek. Önceyi ise unutalım gitsin. Çünkü görünen o ki bundan sonra hiçbir takı merasimi eskisi gibi şaşalı olmayacak. Eski çamlar bardak oldu.

Bu yazı toplam 1241 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Tuncay Dağlı Arşivi
SON YAZILAR