TURİZM KENTİ DEĞİL GÖÇMEN KENTİ OLDUK

MUSTAFA İNCİ Turizm kenti Muğla artık Dünya’da göçmen kenti Muğla olarak anılmaya başlandı.  Muğla sahilleri bu güne kadar turistleri ağırlıyordu. Dünyanın sayılı zenginlerini, futbolcularını, mankenlerini, değişik ülkelerin bakanlarını ve başbakanlarını konuk ediyordu. Avrupa ve Dünya gündemine Muğla sahilleri bu isimlerle gündeme geliyordu. Artık Muğla sahilleri mülteci ölümlerinin yaşandığı sahiller olarak dünya gündeminde yerini aldı… 

Bir yıl öncesine kadar gazetelerde okur televizyonlar da izlerdik. Suriyeli göçmenler Antap’te, Urfa’da, İstanbul’da Adana’da diye. Göçmen kampları kuruldu. Yaşanan dramları hep birlikte okuyup izledik.  Bir gün Suriyeli mültecilerin Muğla ve sahillerine akın edeceğini hiç düşünmedik. Gerçi bizler bu köşelerden yetkilileri aylar öncesinden uyarmıştık. Gün gelecek Suriyeli mülteciler Muğla’ya büyük zarar verecek diye…

Bodrum’da yaşanan bir tekne faciası değil Türkiye, Avrupa Dünyayı ayağa kaldırdı. Sahile cesedi vurmuş 3 yaşındaki bir çocuğun fotoğrafı dünyada büyük yankı yarattı. Türkiye’de, Avrupa’da ve dünyanın değişik ülkelerinde Bodrum’da yaşanan insanlık dramını gazete manşetlerine, televizyonlarda ilk haberlerde son dakika diye verildi. Yaşanan olayı ister insanlık dramı ister insanlık suçu olarak adlandırın. Ne derseniz deyin kabullenecek bir şey değil…

Peki bu yaşanan olaylar son bulacak mı? Tabi ki son bulmayacak. 8’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirmesi, 8 ayda Muğla sahillerinde 40 kişinin ölmesi bu durumu değiştirmeyecek. Muğla’nın Bodrum ilçesinde hala yüzlerce Suriyeli mülteci bulunuyor. Suriyeliler Yunan adalarına geçebilmek için en küçük fırsatı kollar halde. Taksilerin bagajına koydukları şişme botlarla kıyıya kadar geliyorlar. Onlarca insanın önünde ölüm yolculuğuna çıkıyorlar…

Bodrum’da yaşanan bu ölümlerin son bulacağına inanmıyorum. Belki şimdi sizler bu satırları okurken yeni bir tekne faciası yaşanıyor. Belki insanlar ölümle burun buruna.  Bodrum’da yaşanan bu faciadan sonra mutlaka güvenlik önlemleri arttırılmıştır. Denetimler sıkı olduğu için insan kaçakçıları rotalarını değiştirecekler. Bodrum değil Marmaris’ten ya da Datça’dan umut yolculuğuna çıkacaklar. Bunun önlemlerini nasıl alınacak inanın kimse bilmiyor…

Suriyelilerin her gün Bodrum’dan kaçmak için fırsat kolladıklarını emniyet güçleri de biliyor. Ancak elleri kolları bağlı onlarda bir şey yapamıyor. Çünkü Suriyelilerin Türkiye içerisinde serbest dolaşım hakları bulunuyor. O yüzden hiç kimse hiçbir şey yapamıyor. Değil yolda yürürken tekneye bindiklerinde dahi bir şey yapamıyorsunuz. Sadece Türk karasularını terk etmeleri durumunda denizde müdahale etme şansınız bulunuyor…

Bodrum’da can yelekleri ekmek peynir gibi satılıyor. Her hangi bir yerden 40 lira karşılığında ucuz ve adi bir can yeleği satın alabiliyorsunuz. Bin 500 liraya yine adi bir şişme bot alabiliyorsunuz. Hatta Bodrum’da can yeleği ve şişme bota rağbet o kadar fazla ki bir çok ünlü alış veriş mağazası dahi stok yapmış durumda.  Yetkililer biraz da can yeleği ve şişme bot satışı yapan yerleri mercek altına almalı diye düşünüyorum…

Ülkede yaşanan terör olaylarıyla başta Muğla turizmi büyük zarar gördü. Şimdi yaşanan göçmen facialarıyla Muğla turizmi inanılmaz şekilde zarar gördü. Muğla turizmi bu imajını nasıl düzeltecek inanın merak ediyorum. Bu turizm sezonu turizmci zaten dip yaptı. Turizmde asıl tehlike gelecek sezon ve ondan sonraki sezonda yaşanacak. Muğla turizmini gerçekten sıkıntılı sezonlar bekliyor. Turizmcilerde gelecek sezon işin şimdiden endişe duymaya başlamış bile…