Turizm ve siyaset…

Muğla turizminin önümüzdeki yaz sezonunda durumunun ne olacağı belli değil. Yaşanan krizler, Güneydoğu’da ki terör olayları, Rusya krizi gibi etkenler çok.  Tüm bunların ışığında gelecek turizm sezonunun nasıl olacağı belli değil. Durum böyle olunca ortada büyük bir belirsizlik var. Turizmci gelecek sezon için kara kara düşünüyor. Turizm için yetkililer ise yaz sezonu için çalışmalara başladılar. Başladılar ama bakalım nasıl bir sonuç verecek…

Muğla Valisi Amir Çiçek önceki gün turizmin siyatesi olmaz demiş. Doğru turizmin siyaseti olmaz ama bizim ülkemizde maalesef oluyor.  Üstelik siyasetin babası yapılıyor turizmde.  Vali bey kriz sözü insanı ürküder demiş. Evet doğru yaşanan her kriz ülke turizmine ve Muğla turizmine ciddi anlamda darbe vurur. Ancak yaşanan krizleri de görmezden gelemeyiz. Her şeyi güllük gülistanlık göstermeye kalkarsak işte o zaman sadece turizmde değil her sektörde darbe yeriz…

Muğla’nın hala daha bir turizm politikası maalesef yok. Turizm politikanız olmadan turizmden gelir elde edemezsiniz. Vali Bey turizmde kalitede önemli demiş. İşte Muğla olarak asıl sorunumuz burada başlıyor. Muğla turizminde kalite yok. Muğla turizminde kaliteden bahsetmemiz mümkün değil. Ne otellerimizin büyük bölümünde, ne de lokantalarımızda kalite var. Her geçen gün turizm merkezlerimizde otel inşaatları yükseliyor. Ne kadar çok otele sahip oluyorsak inanın kalitede o kadar düşüyor…

Muğla turizminde kalite olmadığı için kaliteli turistleri ağırlayamıyoruz. Bizim turizm anlayışımız Muğla bölgesine gelen turistlerin sayısından ibaret. Turist sayımız 3 milyonu buldu mu turizmde başarılıyız deyip işin içinden sıylırıyoruz.  Daha sonra da gelecek sezonunda şu kadar turist bekliyoruz diyoruz. Peki bir önceki turizm sezonunda Muğla’nın geliri ne kadar geçtiğimiz sezon turizm geleri ne kadar o na bakmak lazım. Turist geliyor ama para harcayan turist gelmiyor…

Aslına baktığınız zaman para harcayan turibtti getirmek için ahım şahım işler de yapılıyor diyemeyiz. Muğla olarak turizmden ciddi anlamda pay almak istiyorsak turizm şehri olmamız gerekli. Ancak turizm şehri olmak için dahi her hangi bir çalışma içerisinde değiliz. Bizim turim anlayışımız sadece güneş ve denizden ibaret. Muğla çok sayıda tarihe kentte sahip. Bu tarihi kentlerimizi dahi adam akıllı ayağa kaldırıp kültür turizmini harekete geçiremiyoruz…

Muğla turizmden çok tarım sektöründe para kazanıyor. Tarım turizmi dahi yapamıyoruz. Türkiye’de 34 bölgede toplam 72 kişi turizm tarımı yapıyor. Oysa Muğla olarak tarım turizmine yönelebilir. Alternatif bir sektör olacaktır Muğla’da tarım turizmi. Ancak bizler maalesef hala daha deniz ve güneş turizmine bel bağlamış durumdayız. Elimizin altında bir süre alternatif turizm imkanları var. Ancak hiç birisini hayata geçiremiyoruz…

Alternatif turizmi hayata geçirmeyi bir kenara bırakın 4 aylık turizm sezonunun tanıtımlarını dahi adam akıllı yapamıyoruz. Ondan sonra çıkıp Muğla turizmi Türkiye’nin parlayın yıldızı diyoruz. Muğla turizmi o kadar parladı ki inanın gözlerimiz kamaşıyor. Bizim turizmde kalite anlayışımış otel ve yatak sayısının artmasından ibaret. Oysaki dünyada turizm kalitesi otey ve yatak sayısını düşürerek sağlanıyor.  Ne diyelim herşih üzerini örtmeye kalkarak turizm yapmaya çalışırsak olacağı bukadar. Bu mantıkla gittiğimiz sürece geçmiş turizm sezonlarını mumla ararız…