Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

UMARIM HERKESİN VİCDANI RAHATTIR

UMARIM HERKESİN VİCDANI RAHATTIR

Daha önceki yazılarımda da ifade ettim:

“CHP Muğla’yı ille vereyim diyor ama AK Parti cephesi ısrarla istemiyor” diye.

Hatta ortada bir orta oyunu oynandığını, arka planda işlerin ortada oynanan oyun gibi olmadığını, bu oyunun seyrek zamanlarda yapılan birkaç kayıkçı kavgasıyla yerine getirildiğini, gerek CHP, gerekse AK Parti’den oluşan her iki cephenin de Muğla’daki siyasi ortamdan memnuniyetini dile getirmiştim.

Nasıl memnun olmasınlar ki, birileri için Muğla siyasi alan değil, ticari alan.

Hal böyle olunca da, yereldeki iktidara muhalefet etmeye gerek te kalmıyor.

Bir de Muğla siyasetini ilgilendiren bu kadar olup biten varken, gerek yerelin iktidarından gerekse yerelin ana muhalefetinden tek bir ses çıkmıyorsa, insanın aklından kuyruklar bu kadar mı birbirine değiyor acaba diye de geçmiyor değil.

Günlerdir Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan usulsüzlük haberleri, yorumları gırla giderken, yereldeki muhalefet partisi olan Muğla AK Parti sessizliğini koruyor.

Bu cenah sanırım seçim kazanmayı sadece seçim zamanında sahaya inmekle eşdeğer görüyor.

Hani hep derim ya; ‘Muğla’da gazetecilik yapmak zordur’ diye, gerçekten de öyle.

Sana mı kaldı el alemin yolsuzluğunu, usulsüzlüğünü ya da şehirde yapılamayan ya da bitirilemeyen işleri yazıp çizmek.

Nasılsa alan memnun satan memnun.

Ne değişiyor ki? Değişen ne var ya da?

Bu durumu bir şehir mozaiği olarak görüyorum artık ben.

Örneğin bizim Muğlaspor’da işler biraz kötü gittiğinde yönetimlerle ilgili herkes bir şeyler söyler.

İş, asıl konuşulması gereken yer olan genel kurullara geldiğinde o söylemler gider, birkaç kişi çıkarsa çıkar laf eder, sonra da biter gider. Sonuca bakıldığında daha bugüne kadar ibra olmamış tek bir yönetim yoktur.

Belki olmuştur ama ona da benim yaşım yetişmedi.

Onu diyordum, ‘zordur bu şehirde gazetecilik yapmak’ diye, özellikle çizgili bir duruşa sahipseniz.

Ayak oyunlarının hedefindesinizdir. İşyerinize, patronunuza kadar telefonlar gelir; ‘işine son ver’, ‘gereğini yap’ diye.

Bu noktaya kolay gelmedik tabi. Her omurgalı duruşun bir bedeli illaki oluyor.

Neden kolay olmadı diyorum? Çizginiz anlaşılıncaya kadar tek bir cepheye hizmet ettiğinizi düşünenler olmuştur hep.

Birini eleştirirsin, ‘şuna hizmet ediyor, şuncu’ derler, diğerini eleştirirsin ‘buna hizmet ediyor, buncu’ derler.

Derler oğlu derler. Varsın desinler. Aman desinler desinler…Zaten sadece derler.

O nedenle zordur bizim gibi sokakta sallayıp, yüzüne gelince birbirine sarılan bir topluluk anlayışına sahip bir şehirde gazetecilik yapmak.

Neyse ki artık anlaşılmıştır herhalde bunca zamandır kimseye ya da herhangi bir siyasi oluşuma hizmet etmeyip, derdimizin sadece Muğla’ya hizmet etmek olduğu ve hizmet etme makamlarında oturanların eksikliklerini de kendilerine göstermek olduğu.

Bu nedenle hedefte olmak derken yazı muhataplarının hedefi demek daha doğru olacaktır.

Malum yazılarımız, kamu yararı içerdiğinden hep halkın yararına, onların cebinden alındığı halde karşılığında verilemeyen hizmetlerden yana.

Ne diyorduk konuyu örnekleme yağacağım diye biraz dağıttım.

Yereldeki muhalefetten söz ediyorduk. AK Parti cephesinden bir Allah’ın kulu çıkıp ta, neler oluyor demez mi? Demiyor.

Bu şoför esnafından toplanan usulsüz paralar Belediye Meclisi gündemine geldiğinde muhalefet sandalyesinde oturan bir Meclis üyesi bu konuyu araştırmaz mı arkadaş neden toplanıyor bu para, bu para usulsüz diye.

Hadi belki mecliste itiraz eden olmuştur diyelim, iyi de şimdi olanları sağır sultan duydu; neden yerelde iktidar olmanızı isteyip size oy veren seçmeniniz için çıkıp ta, ‘neler oluyor’ demiyorsunuz?

Anlaşılır gibi değil.

Şimdi her iki taraftan da konuyu kaşıdığımız yönünde yorumlar yapılacaktır ama işimizi ve bu yöndeki tespitlerimizi yerine getiriyor olduğumuzun bilinmesini isteriz.

Bizleri rahatsız eden, sizleri neden rahatsız etmiyor efendiler?

Geçtiğimiz günlerde AK Parti Muğla cephesinin kendisinden kurtulduğu için mutlu olduğuna inandığım isim olan Yusuf Kayacık’ın bu konuda sosyal medyadaki bir yorumuna rastladım.

Şöyle diyordu Kayacık:

“Burada sorulması gereken, yerel ana muhalefet partisi pozisyonundaki AK Partili meclis üyeleri ne iş yapar? Şoför esnafını haklarını gözetmek kimin görevidir? Bu arkadaşlar Sayın Gürün’ün meclise gönderdiği her kararı onaylamak için mi oradadırlar? Sahi, kaç gündür ortalık yangın yeri. AK Parti’nin saygıdeğer il başkanı ve kıymetli milletvekilleri nerededirler? Böylesi bir gündem varken, neden çıkıp iki kelam etmezler? Ne ülkede muhalefet var, ne yerelde, bence ülkemizin ve güzel Muğla’mızın asıl sorunu budur. Saygılar…”

Tam da demek istediğim buydu aslında.

Umarım herkesin vicdanı rahattır.

Bu yazı toplam 505 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR