Uzmanlar Fethiye depremine dikkat çekti

Uzmanlar Fethiye depremine dikkat çekti
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilci Yardımcısı Coşkun Çatalkaya, Marmaris’te meydana gelen 5.2 ve 4.4 büyüklüğündeki iki depremi değerlendirdi.Fethiye...

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilci Yardımcısı Coşkun Çatalkaya, Marmaris’te meydana gelen 5.2 ve 4.4 büyüklüğündeki iki depremi değerlendirdi.

Fethiye de 1957 yılında iki büyük deprem yaşandığını ve periyodik olarak 50 yıllık oluşum yılının aşıldığını belirten Çatalkaya, “Bu nedenle Fethiye’de olası 7 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz” dedi.

Neval Çolak

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilci Yardımcısı Coşkun Çatalkaya, merkez üssü Muğla'nın Marmaris ilçesinde meydana gelen ve çevre illerde de hissedilen 5.2 ve 4.4 büyüklüğündeki iki depremi değerlendirirken, Fethiye’de meydana gelebilecek olası bir depreme de dikkat çekti.

Çatalkaya, Marmaris’te meydana gelen 5.2 ve 4.4 büyüklüğündeki iki depremin, Rodos civarında meydana gelen, diğer bir adıyla derin denizde dalma, batma zonu ile ortaya çıkmış bir deprem olduğunu ifade ederken, bu depremlerin Fethiye ve Rodos deprem kuşağı ile bağlantılı olma ihtimali olduğunu söyledi. Coşkun Çatalkaya, “Fethiye için her zaman dikkat çekiyoruz. Fethiye’ye uzak olmasına rağmen dalma, batma zonu üzerinde, Fethiye-Burdur fay zonunu tetikleme ihtimali olacağını düşünüyoruz” dedi.

“HER DEPREM, BİR SONRAKİ DEPREME LABORATUVAR ÖZELLİĞİ TAŞIR”

Yaşanan depremlerin birer veri olduğunu, her depremin bir sonraki depreme laboratuvar özelliği taşıdığını vurgulayan Çatalkaya, depremlerin tekrar tekrar incelenerek, araştırılması gerektiğini vurguladı.

Çatalkaya, bilgilerin zaman içerisinde değişiklik göstereceğini ifade ederek, “Üç ay önce büyükşehir belediyesince Naci Görür hocamızla yapılan bir deprem çalıştayı vardı, onun da bir kısım çalışmaları vardı. Görür hocamızın da belirttiği üzere Muğla bölgesi aktif fay zonularında kısmi olarak hareketli faylardaki depremlerden etkileneceğini düşünüyoruz. Depremlerimiz bölgesel olarak bulunan diri fay hatlarımızda oluşan depremlerdir. Buradaki en fazla depreminde en fazla 7-7.5 büyüklüğünde olabileceği öngörülmekte” şeklinde konuştu.

Yaşanan 5.2 büyüklüğündeki depremin ardından yaşanan depremleri artçı olarak gördüklerini söyleyen Çatalkaya, “Sonrasında 5’ten büyük artçı olacağını tahmin etmiyoruz” dedi.

“FETHİYE’DE 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM BEKLİYORUZ”

Fethiye de 1957 yılında iki büyük deprem yaşandığını hatırlatan Çatalkaya, periyodik olarak, 50 yıllık oluşum yılının aşıldığını belirterek, “Süresi geçmiş bulunmakta ve stresi artmaktadır. Bu nedenle Fethiye’de olası 7 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz” dedi.

Çatalkaya, Fethiye’nin kritik bir noktada olduğunu vurgulayarak, “Fethiye depreminin diğer bir özelliği şu ki, Gökova Körfezi’ndeki deprem kuşaklarımızda, Dalaman ve Fethiye’de geçmiş verilerimizde tsunami izleri var ve olası depremde tsunami olabileceğini ön görüyoruz” dedi.

“AFET YASASI, ACİL ÇIKARTILMASI GEREKİYOR”

Türkiye’nin 18 il, 80 ilçe ve 502 köy aktif fay zonularının üzerinde yer aldığını ifade eden TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla İl Temsilci Yardımcısı Coşkun Çatalkaya, Bolu, Sakarya, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Yalova, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Kütahya, Eskişehir, Kahramanmaraş, Bingöl, Erzurum, Hakkari ve Hatay il merkezlerimizden aktif fay geçmekte. Bu faylarla ilgili detaylı çalışmalar yaparak, fay yasasının acilen çıkartılması gerekmekte” dedi.

Çatalkaya afet yasası ile ilgili de değerlendirmede bulunarak, “Afet yasasında ilgili madde açıktır. ‘Fay zonularında yerleşime izin verilemez, imar planı yapılamaz’ denilmekte, bu maddenin acilen yürürlüğe girmesi lazım. Vatandaşların hem can güvenliği, hem de mal güvenliği açısından öncelikli olması gerekenin bu olduğunu düşünüyoruz. Bununla beraber hem belediyelerin, hem de merkezi hükümetin binaların zemin ve temel etüt raporlarının ücret ve diğer yapı denetimlerinin kamu tarafından yapılması, yapılamadığı yerlerde de mutlaka kamu niteliğindeki meslek odalarından destek alınmasını talep ediyoruz. Sahil kesimlerinde birçok turizm amaçlı ve gevşek alüvyonel zemin dediğimiz yerlerdeki yapılaşmaların gerçek jeoteknik değerlerinin ortaya koyulması, depreme dayanıklı yapı üretimini göz önüne alarak, yapıların sağlam yapılmasından öte, zeminlerinin iyi bir şekilde araştırılması ve bu sıvılaşan dediğimiz deprem sırasında ya da sonrasında dayanımını kaybeden zeminlerin iyileştirilerek yapılaşmaya gidilmesi önemli” şeklinde konuştu.

Bu haber toplam 2214 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.