Virüs kalpleri taş etmesin

Virüs kalpleri taş etmesin
İki gün önce 355 Türk vatandaşının Almanya’dan Muğla’ya getirilip karantinaya alınmasıyla, ülkemizi etkisi altına alan virüs salgınının kalbimizi...

İki gün önce 355 Türk vatandaşının Almanya’dan Muğla’ya getirilip karantinaya alınmasıyla, ülkemizi etkisi altına alan virüs salgınının kalbimizi taşlaştırdığı fikrine kapıldım. Virüs bağışıklığımızı değil de, kalbimizi mi hedef alıyordu yoksa?

Evet zor ve kimimize göre korkutucu bir süreçten geçiyoruz ama yurt dışından getirilen Türk vatandaşlara yönelik empati yapmak bu kadar zor olmamalı diye düşünüyorum.

Özellikle sahada görev yapan basın mensupları olarak o gecede her zaman ki gibi arkadaşımla yerimizi aldık ve Almanya’dan gelecek olan vatandaşlarımızı beklemeye başladık.  Oluşturacağımız haber için birimiz canlı yayın yapacak, birimiz fotoğraf çekecekti.

355 Türk vatandaşı saat 20:47’de Coronavirüs tedbirleri kapsamında boşaltılan KYK Milli Piyango Öğrenci Yurdu’na giriş yaptı. Tabi o esnada hemen canlı yayına girdim. Enteresan olan şey ise, insanların daha yayının yazısını okumadan yaptığı yorumlar oldu.

Bazı yorumlar yüzümü güldürürken, bazı yorumlar ise beni düşündürdü. Bu virüsün kesinlikle kalplere zarar verdiği fikrine kapıldım. O an 90 kişi canlı yayında otobüslerin gelişini, yolcuların inişini izliyordu ve ilk yorumla birlikte devamı geldi, “böyle hastalık biter mi”, “bizlere yazık değil mi”, “inşallah kimseye bulaşmaz”, “niye geliyorlar, geberip gitsinler orada” ve daha birçoğu.

Bir insan olarak nasıl başka bir insanın ölümünü isteyebiliriz? Diye düşünüp, üzülmüştüm.

Zor bir süreçten geçiyoruz, bu doğru ama o anı yaşadığını düşünmek ve empati yapmak çok mu zordu, bir süre bu soruya takılı kalmıştım.

Gelen vatandaşlar için “Neden Türkiye’den gitmişler?” sorusu yoğunluktaydı. Bunun sorgulanmasının ne önemi vardı oysaki…

Bir önceki seferde de Azerbaycan’dan 151 Türk vatandaşı geldi, 14 gün karantinada kaldı. Hiç birinde de Coronavirüs tespit edilmedi daha sonra memleketlerine gönderildi.  Diyebilirsiniz, onlarda yoktu bunlarda olmayacağı anlamına mı geliyor? Gelmiyor belki ama “geberip gitsinler” şeklindeki yorum ne kadar insaniydi?

Otobüsten inen yolcular mutluydu, huzurluydu, umutluydu. Nasıl olmasınlardı ki, vatanlarındalardı.

Nasıl yaşarsak yaşayalım, nasıl yönetilirsek yönetilelim “biz” olmaktan, “insan” olmaktan vazgeçmemek gerekiyor.

Nazım Hikmet’in de dediği gibi, “İnsan; denizin olmadığı yerde, umut adına, martı olmalı.”

Empati yapmak ve insan olmak dileğiyle.

Bu haber toplam 768 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.