Yaşadığımız Hayat Kimin?

Yaşadığımız Hayat Kimin?
İlkokula başladığımızda öğretmenlerimizin ilk sorusu, “Hangi mesleği yapmak istiyorsun?” “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” olurdu. Bazen polis olup insanların kahramanı olmak, bazen öğretmen olup insanlara bir şeyler...

İlkokula başladığımızda öğretmenlerimizin ilk sorusu, “Hangi mesleği yapmak istiyorsun?” “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” olurdu. Bazen polis olup insanların kahramanı olmak, bazen öğretmen olup insanlara bir şeyler öğretmek, bazen de itfaiyeci olup insanları kurtarmak isterdik. Yaşımız ilerledikçe bu sorular sorulmaya devam ediyor. Hepimiz meslekleri ve kendimizi yavaş yavaş tanıyarak yapmak istediğimiz işe karar vermeye başlıyor, hayaller kuruyoruz.

Eskisi kadar büyük bir kesim olmasa da hala toplumumuzun bir kesimi mesleklerin cinsiyeti olduğuna inanıyor ve çocuklarını yetiştirirken bu fikirlerle yetiştiriyor. Böyle bir durumda da gelecekte ne olmak istedikleri sorulduğunda maalesef eskisi gibi hayal kurarak cevap vermek yerine çevremizin kız-erkek olarak ayırdığı meslekleri seçmeye dikkat edenler de oluyor. Daha küçük yaşta mesleklerin cinsiyeti olduğunu söylemeye başlayarak aslında bir yandan da kadın-erkek ayrımcılığını çocuklarımızın bilinçaltına işliyoruz. Böyle yetişen bir toplumda kadın erkek eşitliğini de savunmak günümüzde görüldüğü gibi zorlaşıyor.

26 Haziran Cumartesi ve 27 Haziran Pazar günleri üniversite sınavları yapılacak. Birçok insan bu sınavda okumak istedikleri bölümler için girer iken hangi bölümü okumak istedikleri konusunda kararsız olarak sınava girecek kişilerde mevcut. Üniversite tercih zamanı geldiğinde sonuç neredeyse aynı oluyor, ebeveynler çocuklarının okumak istedikleri bölümleri göz ardı edip cinsiyetlerine göre para kazanabileceği mesleklere yönlendirme yapıyorlar. Aslında bir nevi çocuklarımızın bir şeyleri istemelerini onun için çabalamalarını da engelliyoruz. Peki bu hayat ebeveynlerimizin mi? Hayatımızın büyük kısmını sırf ebeveynlerimizin istedikleri meslekleri yapmak için mi okullarda bir şeyler öğrenmeye çalıştık?

Maalesef bazılarınıza acı gelse de ailelerimiz hayatımızın her noktasında yanımızda olmayacaklar, hayatta bazı zorluklarla kendimiz baş etmemiz gerekecek. Bu yüzden yapmak istediğiniz meslekleri cinsiyetiniz ya da aileniz değil de kendiniz belirlemelisiniz. Ben insanların hayallerini gerçekleştirmek için yaşadığını düşünenlerdenim. Çocukların hayal kurmalarını engelleyerek gerçekçi olmalarını sağlıyoruz. Gençlerin istediği meslekler ve yetenekleri göz ardı edilerek cinsiyetine göre meslek önerisi yapılıyor. Kız çocukları için uygun görülen meslekler öğretmenlik, kuaförlük, ebelik, terzilik ve benzeri meslekler iken, erkek çocukları için mühendislik, avukatlık, doktorluktu. Okumazlar ise, kız çocukları sadece ev hanımı olabilir gözüyle bakılırken, erkekler de tamirhaneye verilmekle tehdit ediliyordu.

Günümüzde mesleklerin cinsiyetinin olmadığını gösteren birçok örnek mevcut. Örnek vermek gerekirse kadın mesleği olarak görülen doğum uzmanı veya hemşirelerde de kadınlar kadar erkeklerde bulunmakta ve işlerinde de oldukça başarılılar. İlimizde bayan kuaförlerinde saç kesimi, boyama gibi işlemlerde veya restoranda aşçı olarak kadınlardan çok erkekler çalışmakta ve birçok kadın müşteri, erkek çalışanların daha çok tercih etmekte. Sadece Muğla’ya baktığımız da bile terzilerin çoğunun erkek olduğunu görmekte mümkün.

Erkek mesleği olarak görülen mesleklere geldiğimizde ise, en basitinden ilk aklımıza gelen meslek mühendislik oluyor. Mühendislikte bildiğiniz üzere birçok bölüm bulunmakta. Mesela inşaat mühendisliği kadınların yapamayacağı bir meslek olarak görülmekteydi fakat artık günümüzde birçok erkekten daha fazla adını duyduğumuz inşaat mühendisi kadınlarımız var. Bir yandan da kadın şoförlere dahi laf edilen bu ülkemizde şoförlüğün yanı sıra taksicilik erkek mesleği olarak görülürken bizim ilimizde en az 30 yıldır taksicilik yapan kadın şoförümüz mevcut ve bunun yanında başka çalışan kadın şoförlerde var. Erkeklerin okumaz ise verilmek üzere korkutulduğu tamirhanede çalışan hatta Muğla ilimizde tamirhane sahibi olan bir kadınımız var.

Kısacası söylemek gerekirse çocuklarınızın küçükken hayal kurmalarını engellemek yerine onlara destek olun. Belki geleceğin en iyi bilim insanı kadınlarımızın sayısı artar veya işinde daha başarılı doğum uzmanı erkeklerimizin olmasının ihtimallerini yok etmeyelim.

Bu hayatta bütün zorlukların üzerinden kendiniz gelebilirsiniz. Aileniz sadece düştüğünüzde destek vermek adına yanınızda olmalı. Bu yüzden kendi hayallerinizin ve planlarınızın peşinden koşun.

Bu haber toplam 265 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.