Ahmed Ünal Bozyer

Ahmed Ünal Bozyer

YENİDEN BAŞLAMALI

YENİDEN BAŞLAMALI

Yeniden başlamalı, yeniden anlamalı, yeniden dinlemeli o yiten türküleri,

Dağılır gider kara bir bulut dokununca bir dost eli...

İçinizden keşke diyenleri duyar gibiyim. Hüsnü Arkan’ın “Yeniden Başlamalı” şarkısının sözlerini ve melodisini duyar duymaz, sonbahara girdiğimiz bugünlerde kara bulutların dağılmasını beklemeye başladım.

Kişisel gelişim uzmanları, yazarları sık sık her doğan günün yeni başlangıçlar için fırsat olduğunu vurgularlar. Karamsarlığa kapıldığımız zamanlarda bu tür telkinler işe yarar, yarayabilir. Ancak bu yıl pek çok yönden iyi başlamadı, iyi devam etmedi, öyle de bitecek gibi görünüyor. Aslında sonbaharla birlikte virüsün etkisini daha fazla hissedeceğimiz, uzmanlar tarafından yazdan beri dillendiriliyor. Ama toplum olarak alışkanlıklarımızdan vazgeçemediğimiz için uyarılara rağmen hasta sayımız gün geçtikçe artıyor.

Dünyayı saran salgın hastalığa rağmen doludizgin seçimlere giden ABD’de günlük hasta sayısı 72.344’e, ölüm sayısı 726’ya yükselmiş durumda. Yaza girerken dünya üzerinde ilk beş içinde yer alan ülkemiz şimdilik 21. sırada yer alıyor. Listede Hindistan, Brezilya, Arjantin, Kolombiya, Peru, Meksika, Şili gibi güney yarım kürenin önemli ülkelerinin hasta ve ölüm sayılarıyla ilk sıralara yükseldiği görülüyor. İsrail, Belçika, Hollanda gibi ülkelerin rakamları da nüfuslarına oranla ciddi boyutlara ulaşmış durumda.

Virüsün ilk çıktığı dönemlere nazaran daha cesaretli ve tedbirsiz davrandığımız bir gerçek. Hastalığın nasıl bulaştığı, tedavisinin mümkün olup olmadığı gibi konularda bilgi sahibi oldukça hasta sayısı artsa da başlardaki endişe ve korkunun dağıldığını düşünüyorum. Bir türlü kontrollü sosyal hayata da alışamadık. İş yaşamının, gündelik hayatın devamı açısından yeni hayat biçimine uyum sağlamamız gerekli olsa da eski davranışlara kolaylıkla dönme eğilimine giriyoruz. Eğitimden spora, kültür sanat etkinliklerinden eğlence yaşamına bir an önce normal hayata dönme arzusu toplumun her kesiminde var olsa da hasta sayısının yükselmesi olumlu havayı dağıtıyor. Aşı konusunda önemli aşamalar kaydedilse de henüz seri üretime geçilememesi umutları şimdilik boşa çıkarıyor.

Salgın hastalık moralleri bu denli bozmuş iken Elazığ merkezli yaşanan 6.8 büyüklüğündeki deprem ve yaşanan can kayıpları, ülke içinde ve dünyada yaşanan sel, çığ, orman yangınları gibi doğal afetler, İran’ın Ukrayna Hava Yolları'na ait yolcu uçağını vurması sonucu 176 kişinin ölmesi, Azerbaycan Ermenistan savaşı, Libya’da yaşananlar, Doğu Akdeniz gerginliği, Fransa ve Almanya merkezli Avrupa’da giderek yükselen İslamofobi ve ırkçılık siyaseti bu yılın kayıp, hatırlanmak istenmeyen bir yıl olduğunu adeta ispatlıyor ve başka olumsuzluklar yaşanmadan 2020’nin sona ermesi sabırsızca bekleniyor.

Keşke bu yılı hiç yaşamasaydık ya da mümkün olsaydı da yeniden başlasaydık.

Bu yazı toplam 3922 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmed Ünal Bozyer Arşivi
SON YAZILAR