Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

YILBAŞI SONRASI…

YILBAŞI SONRASI…

Yeni bir yılı daha karşıladık.

Ağzımız tatlı olarak mı?

Tabi değil ama buna da şükür.

Bu yıl, bugüne kadar evinden başka yeni yıl programı olmamış insanların küçük mutluluklarıyla, yılbaşlarındaki o şatafatlı eğlencelerini gözler önüne seren kesimler de tanışmış oldu.

Virüs herkesi aynı hizada tuttu adeta.

Sessiz sedasız ama yine umut dolu dilek ve temennilerle bir yeni yılı daha karşıladık.

Bu defa herkesin yeni yıldan tek bir temennisi vardı; o da sağlık…

Bizler yeni yılı kısıtlamanın gölgesinde evlerimizin içinde karşılarken, Corona virüsünün çıkış yeri olan Çin’de insanlar, yeni yılı meydanlarda gönüllerince eğlenerek karşıladılar.

Haklarıydı. Virüsü sistem ve disiplinleriyle yenmişlerdi.

Sistem ve disiplin içerikli kurallara o kadar riayet etmişlerdi ki, sosyal mesafe olmaksızın toplandıkları meydanlarda hala daha maske takma duyarlılığı içindeydiler.

Duyarlılığın insanlık için ne kadar önemli bir elzem olduğunu bir kez daha pekiştirdik vesselam.

Darısı başımıza…

Yeni yıl demişken, her yılbaşı klasiği olduğu gibi yeni yıla zamlarla uyandık.

Hazır asgari ücretin de yeni oranı açıklandıktan sonra kaşıkla verip, kepçeyle geri alınan uygulamalara karşı Türk insanının bağışıklığı fazlasıyla gelişmişti zaten.

Bu nedenle sorun yok, yeni zamlarımız hayırlı olsun.

***

Bu kısıtlama döneminde, evlerimizdeki en başlıca aktivitemiz televizyon izlemek oldu doğal olarak.

Memlekette sağlığı tehdit eden bir virüsün beraberinde getirdiği, yaşamı idame ettirmeye yönelik ekonomik tehdit ülkenin başlıca sorunu olarak öne çıkarken, başlıca aktivitemiz televizyonlar vasıtasıyla oluşturulmaya çalışılan gündem, beynimizi uyuşturmayı başardı.

Türk siyasetinin içinde bulunduğu çirkin ve karşılıklı saldırı diliyle ortaya konan gelişmeleri seyirci olarak izliyoruz.

Ciddi bir sağlık ve ekonomik buhran geçiren toplumumuza umut olmak yerine ülkeyi patinaj yaptırır nitelikteki kısır tartışmalar yeni yıl motivasyonumuzu bozdu açıkçası. 

Bu kısıtlama günlerinde televizyonlarda yaşanan tartışmalar arasında ilgimizi çeken bazı bilgiler de oluyor.

O bilgilerden birisi siyasi partilerin hazineden aldıkları paylar oldu. Açıkçası öğrenince dedim ki yazık bu millete.

İktidar partisi 209, ana muhalefet partisi 110 milyon lira hazineden para alıyor.

Bitti mi bitmedi.

Mecliste grubu bulunan diğer partiler HDP 57 milyon lira, MHP ve İYİ Parti’de yanlış hatırlamıyorsam 50 milyon civarında bir pay alıyor.

Partiler bu gelirlerle neler yapıyor acaba?

Saltanat sürüldüğü kesin.

Ne denir bilemedim, yazık, günah demekten başka…

Takdir sizin.

***

Yeni yılın ilk yazısında felaket tellalı durumunda bir yazı kaleme almak istemezdim lakin ülke felaket olunca, tellallığına soyunuyor gibi olmak da bizlere düşüyor.

Bütün bu olumsuz tablonun dışında yöremizden sportif alanda güzel bir haber de vermek isterim.

Daha yakın zamanda Bodrum Yalıkavak Kadın Hentbol Takımının Hentbol Süper Liginde başarıyla mücadele ederek, göğsümüzü kabarttığından söz etmiştik.

Kabartmaya da devam ediyorlar.

Bir başka güzel habere gelince…

Türkiye’nin turizm başkenti durumundaki Bodrum’un profesyonel ligde hentbol takımından sonra şimdi de kadın basketbol takımı oldu.

Bodrum’un Perileri olarak anılan ve kurulduğu yıl olan 2016’dan bu yana ilk kez profesyonel bir ligde mücadele etme hakkı kazanan Bodrum Karya Basketbol Kadın Takımı, ilçenin spordaki yeni yüzü olmaya hazırlanıyor.

Doç. Dr. Ural Aküzüm başkanlığındaki Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi’nin yeni takımı Bodrum Karya Spor Kulübü’nün de basketbol branşında başarılı olacağına olan inancımız tam.

Muğla’nın adını, salon sporlarındaki başarılarıyla duyuracak olan kadın sporcularımızı şimdiden yürekten kutluyorum.

Turizmle öne çıkmış bir ilçenin sportif alanlarda da adından söz ettirmesini önemsiyoruz.

Bu yolda yeter ki, toplumun tüm katmanlarından gerekli destek verilsin.

Bir turizm kenti Bodrum’u aynı zamanda bir spor kenti yapma yolunda emek veren başta Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras olmak üzere, Bodrum Karya spor Kulübü Başkanı Doç Dr. Ural Aküzüm ve Yalıkavak Spor Kulübü Başkanı Mehmet Esen ile spora ve sporcuya değer vererek, elini taşın altına sokan tüm yöneticileri gönülden alkışlıyorum.

Bu yazı toplam 535 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR