Zihinsel Engelli Birey Anneleri; “Bizim Sesimizi Duysunlar”

Zihinsel Engelli Birey Anneleri; “Bizim Sesimizi Duysunlar”
Neval ÇOLAK- Günümüzde normal gelişim gösteren bireyler olduğu kadar, otizmli, mental, zihinsel yetersizliği olan bireylerin de eğitimine ve toplumsal yaşama...

Neval ÇOLAK- Günümüzde normal gelişim gösteren bireyler olduğu kadar, otizmli, mental, zihinsel yetersizliği olan bireylerin de eğitimine ve toplumsal yaşama olan katkılarına verilen önem giderek artmaktadır. Zihinsel engelli çocuklara verilecek eğitimin planı çocuğun kişisel becerilerini arttırmada önemli rol oynamaktadır.

Muğla Zihinsel Engelliler Derneği üyelerinden üç Zihinsel Engelli Birey Annesi, çocuklarının sürekli eğitim alabilmeleri için kollarını sıvadı. Eğitim dönemlerinde sosyalleşmeyi ve yeteneklerini sergilemekte gelişen çocukların, eğitim sonrası boşluğa düşüp hırçınlaştığını dile getiren Zihinsel Engelli Birey anneleri kurs saatlerinin yetersiz olduğunu ve eğitimin devam etmesinin şart olduğunu dile getirdiler.

Konuyla ilgili konuşan zihinsel engelli birey anneleri şu açıklamalarda bulundu; “Bizim çocuklarımız eğitim uygulama okulundan mezun. Dört artı dört artı dört eğitim sistemiyle zorunlu 12 sene eğitim almışlardır. Şimdi 12 sene eğitim uygulamadan mezun olmuş çocuklar, eskiden 23 yaş üstü diyorduk fakat artık eğitim uygulamadan mezun olmuş çocuklar diyoruz. Sonrasında bu çocuklar ne yapıyorlar? Halk Eğitim kurslarına yönlendiriliyorlar. Halk Eğitim kursları için Halk Eğitim binasında yeterli yer olmadığından geçen sene ve bu sene Gençlik Hizmetleri’nin sınıflarını kullandık. Çok kısıtlı. Ama burada lafını etmeden de geçmek istemiyorum Zülfikar Bey ve Gençlik Spor İl Müdürümüz Ömer Bey’in katkılarıyla çocuklarımıza yer verdikleri için bu kurs devam ediyor. Bünyelerinde başka bir kurs açılırsa ve yer verilmezse seneye belki de kurs açılmayacak.”

Zihinsel Engelli Birey Anneleri; “Bizim Sesimizi Duysunlar”

“Kursların Devam Etmesini İstiyoruz”

Çocukların istediklerini sağlayamadıklarında hırçınlaştıklarını dile getiren Anne Ayla Telli Tekiner; “Biz çocuklarımızın kursa devam etmelerini istiyoruz. Bununla birlikte çocuklarımıza ait, bizlere ait bir yerleri olsun istiyoruz. Çünkü okul olmayacaksa bu kurslar olmayacak. Bu kurslar olmayacaksa çocuklar da evden çıkamayacaklar, ilerleyemeyecekler. Enerjilerini atamadıkları zaman, davranış bozuklukları artacak. Çocuk diyoruz ama 20 yaşın üzerinde bireyler.Kurslarda çocuklar sosyalleşiyorlar. Kendi arkadaş çevreleri var, paylaşımları artıyor. Kendi yaşama alanı olduğu için akşama evine daha rahat dönüyor ve evde de o kadar büyük sorunlar çıkarmıyor. Mesela elleriyle oynuyor, zıplıyor, evde aile bireylerine şiddet uyguladıkları zamanlar bile oluyor. Çünkü istediği bir şey var ve biz ona veremiyoruz.” şeklinde konuştu.

“3 Saat Eğitim Asla Yeterli Gelmiyor”

Anne Mine Menteş; “Herkes çokta şanslı değil. Evet, özel dersler olsun. Havuza götürelim, spora götürelim bir yerlere götürelim çocuklarımızı bizde. Lise sona kadar normal eğitim alıyorlar. Sonrasın da biz de isteriz ki özel okullar olsun, bütçemiz buna yetsin. Birçoğumuzun erişebildiği Halk Eğitim bünyesinde yaşam boyu öğrenme altında eğitime fırsat eşitliğikursları. Hepsinin aslında bu yolda yapabileceği şeyler var. Çünkü biz evde bile birçok şey yapabiliyoruz. Şuan ki eğitimlerinde beceri aktiviteleri yapıyoruz ama istiyoruz ki spor aktiviteleri de olsun. Eskiden spor vardı, resim vardı, müzik vardı ve çok daha eğlenceli geçiyordu. Şimdi yönetmelikler sadece el sanatları türündeki kurslara izin veriyor. Bu senede 3 saat kursumuz. 3 saat asla yeterli gelmiyor.”

“Biz Kimseyi Şikâyet Etmiyoruz”

Kimseyi şikayet etmediklerini sadece sorunlarını dile getirdiklerini vurgulayan Anne Mine Menteş; “Biz kimseyi şikâyet etmiyoruz. Bizim böyle bir sorunumuz var, biz bu çocuklar için yer istiyoruz. En büyük problemimiz bu. Eğer bir okulumuz olursa ya da kurs yönetmeliğe uygun her neyse biz ondan sonrasını halledebiliriz. Biz göz ardı edilmeyecek bir topluluğuz.Aslında Türkiye’nin sorunu bu sadece Muğla’nın değil. Zorunlu eğitim kısmını bitiren çocuklarımızın Halk Eğitim bünyesinde yaşam boyu öğrenme kapsamında eğitimde fırsat eşitliği ilkesinden yararlanıyorlar. Halk Eğitim kurs açıyor ama diyor ki “benim binam yok, siz bana şurada kurs açın deyin ben size 8 saat de kurs açarım.” Ama bina olayı Halk Eğitimi aşıyor. Bina yok, onu da siz bulacaksınız diyor. Gitmediğimiz yer kalmadı. Gördüğümüz binalara gittik, konuştuk ya da araştırdık hala araştırıyoruz ama bulamadık, bulduğumuzun da altından kalkamıyoruz. Bu aslında gönüllülük işi, gönüllülerin olması gerekiyor, hayırseverlerin olması gerekiyor. Evet, biz o hayırseverleri şu ana kadar bulamadık. Lütfen, bizim elimizden tutsunlar. Biz bir bina istiyoruz. Eğitime devam eden çocuklarımız ve mezunlanlarımız var. Fakat yerine doğal olarak hep yenileri geliyor. Her sene mezun verdikçe bu sayı giderek artıyor. Herkes bunu düşünmeli aslında. Sayı azalmıyor, git gide çoğalıyor. Her sene liseden mezun olan zihinsel engelli birey sayısı artacak. Bu sene 50 ise üç sene sonra 100 olacak. O zaman ne yapacağız? Çocukların devamlı eğitim alacağı bir yer lazım bize.” şeklinde konuştu.

“Bu Annelerin Sosyal Bir Yaşamları Yok”

Zihinsel Engelli Bireylerin annelerini çok iyi tanıdığını söylen Muğla Zihinsel Engelliler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Çakar; “Ben anne değilim ama ben bu anneleri çok iyi tanıyorum. Bu annelerin sosyal bir yaşamları yok. Bu anneler alışverişe gidemez, düğüne gidemez çünkü çocuğunu bırakacağı kimse olmaz. Çocuğunu buraya getirmiş daha da dibe çöktüğünü görürse anne için çok kötü bir durum. Zihinsel engelli bu çocuklar, eleğin altına geçmişler değil üstünde kalanlar.” dedi.

“Delileri Toplamışlar Diyorlar”

Anne Mine Menteş; “Yazın her sene kamp yapıyoruz, Ören kampı. Zihinsel engelliler denizle buluşuyorlar. Hep beraber çok güçlü hissediyoruz yalnız değiliz sonuçta. Fakat çocuklarımız eğlenirken oradan iki kadın çıkıp delileri toplamışlar birde oynatıyorlar dedi. Herkes söylediği ile kalsın herkes söylediğinde mesul olsun diyerek sustuk ama bu örnekleri saymakla bitiremeyiz. Örneğin bir tatile gideceğiz, zaten tatillerimiz saatlik oluyor, onda da çocuk hırçınlaşınca dışarıda ki insanların rahatsız olmuş bakışlarını görmek bizim için çok üzücü. Kimse bizim içinde bulunduğumuz durumu dışarıdan anlayamaz. Çocuğumla yürüyüşe çıktığımda karşımızdan gelen insanlar rahatsız oluyor ya da “çek çocuğunu başka tarafa” diyorlar. Bunlar çok acımasız davranışlar. Çocuklarımız sadece zihinsel engelli. Fakat dışarıdaki insanların bakışları çok acımasız. O yüzden bu çocukların sürekli eğitim altında tutulacak bir yere ihtiyacımız var. Biz işini severek çocukları el üstünde tutacak gönüllü hocalar istiyoruz. Ayrıca kursta görevlendirilen usta öğretici ve sınıf öğretmenleri bizim çocuklarımızı tanıyan, daha önce özel eğitimde çalışmış öğretmen olmaları gerekli. Çünkü çocuklarımız pozitif enerjiyi alamayınca kursa gitmek istemiyor.” ifadelerini kullandı.

Çocuklarımızı alıyorlar, boy boy fotoğraf çekiliyorlar,biz çocuklarımızın reklam yüzü olmalarını istemiyoruz diyen Anne Zarife Karakaya; “Birçok etkinlikte geliyorlar bizim çocuklarımızı yemeğe götürmek, kahvaltıya götürmek istiyorlar. Etkinliklerde fotoğraf çekilmek istiyorlar. Götürsünler, fotoğraf da çekilsinler ama biz çocuklarımızın reklam yüzü olmalarını istemiyoruz. Yani onların kahvaltıya, yiyeceğe, içeceğe ihtiyaçları yok. Onların eğitime ihtiyaçları var eğitim araçlarına ihtiyaçları var oralara verilen paraları çocukların eğitimi için harcansın eğitimine araç, gereç alınsın yani bizim istediğimiz bu.” dedi.

 

“Bizim Sesimizi Duysunlar”

Zihinsel Engelli Birey Anneleri konuyu şu cümlelerle sonlandırdılar; “Sadece özel günlerinde hatırlanmak değil, her gün sorunumuz olan eğitim, aktif yaşam merkezi gibi konularda çözüm bulsunlar. Bir gün zihinsel engelli değil 364 gün zihinsel engelli bu çocuklar. Bu çocuklar eğitilemez diye bir şey yok bu çocuklarda süreklilik olunca onlar da eğitiliyor ama zamana yaymak gerek.Bize yardımcı olsunlar, bizim sesimizi duysunlar ve o taşın altına ellerini soksunlar. Çünkü biz ne yapacağımızı nereye gideceğimizi bilemez hale geldik çırpın çırpın bir yere kadar bu çırpınma insanı yorar, denizde iseniz de boğar.”

Bu haber toplam 1929 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.