Küresel emtia piyasalarında geride kalan haftada, para politikalarına ilişkin belirsizlikler, güçlü seyreden dolar endeksi ve tahvil faizlerindeki yükselişin etkisiyle dalgalı bir görünüm öne çıktı. ABD ile Çin arasında 90 gün süreyle gümrük vergilerinin azaltılması yönünde varılan geçici uzlaşmaya rağmen, değerli metallerden altın, yatırımcıların güvenli liman talebini azaltması sonucu değer kaybetti.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, yaptığı açıklamada, “daha sık ve kalıcı arz şoklarının” yaşanabileceğine dikkat çekerek, bankanın para politikası stratejisinin bu yeni ekonomik koşullara göre yeniden değerlendirileceğini söyledi.
ABD'de nisan ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), aylık bazda yüzde 0,2 artarak piyasa beklentilerinin altında kaldı. Bu gelişme, para piyasalarında ilk faiz indirimi beklentisinin eylül ayına ötelenmesine neden olurken, yıl genelinde iki faiz indirimi yapılacağı öngörülüyor.
Buna karşın, ABD 10 yıllık tahvil faizleri haftayı 5 baz puanlık yükselişle yüzde 4,44 seviyesinde tamamlarken, dolar endeksi de yüzde 0,8 değer kazanarak 101,1’e yükseldi.
Altın Değer Kaybetti, Güvenli Liman Talebi Geriledi
Küresel risk iştahındaki artış ve doların güçlenmesiyle birlikte altın, yatırımcıların gözünde cazibesini yitirdi. Altının ons fiyatı, ABD-Çin arasındaki ticaret tansiyonunun geçici olarak düşmesi ve güçlü dolar nedeniyle gerileyerek 3.200 dolar seviyesine kadar indi. Böylece 11 Kasım 2024’ten bu yana en kötü haftalık performansını sergilemiş oldu.
Analistler, faiz getirisi olmayan altının genellikle düşük faiz ortamlarında daha cazip hale geldiğini belirtiyor. Ancak mevcut piyasa dinamikleri, altın üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. Bu doğrultuda haftalık bazda altın yüzde 2,7, platin yüzde 0,8, paladyum yüzde 1,6 ve gümüş yüzde 1,4 oranında değer kaybetti.
Baz Metallerde Karışık Seyir
Baz metaller tarafında ise haftalık seyir karmaşık oldu. ABD-Çin arasındaki ticaret savaşının geçici olarak yatışması, büyüme beklentilerini desteklerken, tarife endişeleri ve artan stoklar fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu.
Özellikle, ABD’ye yönelen navlun artışıyla Chicago Ticaret Borsası’ndaki (CME) bakır stokları yıl başından bu yana yüzde 81 artış gösterdi. Bu durum, CME ile Londra Metal Borsası (LME) arasındaki fiyat farkını daralttı.
Japonya merkezli Sumitomo Metal’in, Batı Avustralya’daki Winu bakır-altın projesinden yüzde 30 pay alması da uzun vadede kapasite artışı beklentilerini güçlendirdi.
Hafta sonunda tezgah üstü piyasalarda kurşun yüzde 1, çinko yüzde 1,3 ve alüminyum yüzde 2,4 oranında yükselirken; bakır yüzde 1,3, nikel ise yüzde 1,6 geriledi.
Petrolde İyimserlik Hakim, Doğal Gazda Sert Düşüş
Petrol fiyatları ise küresel büyüme umutlarının desteğiyle üst üste ikinci haftayı da yükselişle kapattı. Brent petrolün varil fiyatı yüzde 1,8 artarken, New York Ticaret Borsası’nda doğal gazın MMBtu fiyatı yüzde 12,4 oranında düşüş kaydetti.
ABD-Çin arasındaki ticaret tansiyonunun düşmesi piyasada iyimserlik yaratırken, İran ile yapılabilecek nükleer anlaşmanın, yaptırımların kaldırılması durumunda petrol arzını artırabileceği belirtildi. Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri de petrol piyasasında dikkatle takip edildi.
Tarım Emtialarında Yön Arayışı
Tarım emtia piyasası, ihracat gelişmeleri ve kuraklık risklerinin etkisiyle karışık bir haftayı geride bıraktı.
ABD Tarım Bakanlığı (USDA), 58 bin 627 tonluk eski ve 746 bin 155 tonluk yeni mahsule dair buğday ihracat anlaşmasını duyurdu. Mısır ise başta Güney Kore ve Meksika olmak üzere 1 milyon 677 bin tonluk buğday satışı gerçekleştirerek son 20 haftanın en yüksek ihracat rakamına ulaştı.
Mısır ve Rusya’nın buğday ticaretine yönelik ortak bir denetim komitesi kurma planı da dikkat çeken gelişmeler arasında yer aldı.
Bu gelişmeler doğrultusunda Chicago Ticaret Borsası’nda kile bazında; soya fasulyesi yüzde 0,1, mısır yüzde 1,5 gerilerken, pirinç yüzde 0,8 ve buğday yüzde 0,6 artış gösterdi.
Öte yandan, kakao fiyatları haftalık bazda yüzde 18,9 artarak dikkat çekerken, kahve yüzde 5,7, pamuk yüzde 2,2 ve şeker yüzde 1,2 oranında değer kaybetti. Analistler, Batı Afrika’daki kuraklık ve kalite sorunlarının kakao fiyatlarını yukarı yönlü desteklediğini vurguluyor.
