“Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde, PKK'lı teröristlerle girilen çatışmada şehit olan 23 yaşındaki Teğmen Altuğ Pek'in baba evine ateş düştü. Menteşe Kaymakamı Zeki Arslan, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ve askerî yetkililer, Paşapınarı Mahallesi'nde oturan aileye acı haberi vermeye gitti. Sağlık görevlilerinin eşlik ettiği heyeti sokağın başında gören aile, oğullarının şehit olduğunu anlayarak ağıtlar yakmaya başladı. Acı haberi alan baba Mehmet Pek ve anne Fatma Pek ile kız kardeşi gözyaşlarına boğuldu. Sinir krizi geçiren şehidin yakınlarına, sağlık görevlileri müdahale etti.”
Bu metinle haber bültenlerinde yer aldı Şehir Teğmen Altuğ Pek. Muğla’da görev yapan gazeteciler Şehidimiz Altuğ’u pek tanımayız ama babası Mehmet Pek’i bilemeyenimiz yoktur. Mehmet ağabeyimiz kendi imkanları ile hazırlayıp bastığı “Yeni Doğuş” gazetesiyle bölgede yaşanan haberleri aktarır. Kendini tanıdığım 90’lı yıllardan hu yana gazetesinin para kazandığını bilmem. Ne zaman sorsam hep aynı cevabı alırdım. “Para kazanacak olursam gazeteyi kapatırım” o gazeteinin para kazanmasını değil okuyuculara ulaşmasını önemsiyordu. Şimdi o babanın yüreğine ateş düştü. Mehmet ağabeyin evini hiç birimiz bilmezdik artık tüm Türkiye Biliyor. O evde Kahraman bir Şehit var.
***
Şehrimiz hüzünlü bugün. Yer gök Altuğ’un fotoğrafları ile dolu. Hayatının baharında yeni başladığı görevini sürdürürken, vatan toprağına düştü. Sosyal medya, gazete sayfaları hepsinde Kahraman Şehit Teğmen Altuğ Pek’in fotoğrafları vardı. Bu vakitten sonra Yazılacak ne var ki? Ne yazabilir ki insan? Lanet olsun teröre.
1 şehit oluyor.. Ses yok.. 2 oluyor.. 3 oluyor.. 8 oluyor.. Ses yok.. Korkuyorum.. Şehit haberlerinin kanıksanmasından.. Kanıksama Muğla! Bunca yıl verilen tavizler aklında olsun.. Aklında olsun "Ne istedilerse verdik" sözü.. Her gelen şehit haberinde, her pusu haberinde, saldırı haberinde bir bir gözünün önünden geçsin. Habur'da teröristin ayağına gidenler.. Hatırla! Çünkü unutursan ölürsün.. Ölürüz.. Yok oluruz.. Dağılırız.. Bölünürüz..
Şehit baba ocağından yükselen ağıtlarla dökülen gerçek gözyaşlarını hatırla..
***
Oğlunun Şehit haberini alan baba Mehmet Pek metanetli davrandı. Mehmet Ağabey , moralinin çok iyi olduğunu belirterek, "Şehitlik mertebesi şereftir." dedi. Oğlunun, üniversiteyi bitirdikten sonra sözleşmeli olarak görevine haziran ayında başladığını anlatan Pek, "Diyarbakır hareketli olduğu için telefonu genelde kapalı oluyordu. Arada bir çıkıyordu piyango gibi. Aradığında moralini soruyordum, iyi olduğunu söylüyordu. İyi bir diyaloğumuz vardı. Güçlüydü. Birçok şeyi kendisine danışırdım. Gazetecilik olaylarına da katkısı olurdu. Son kavgamız da basın kartından çıkmıştı. Kendisine, 'Ne gerek var oğlum? Deveyi çullu da bilirler çulsuz da bilirler.' gibi atışmalarımız olurdu." ifadelerini kullandı.
***
Şimdi gelinde siz bunun üzerine bir şeyler söyleyin yada yazın. Parmaklarım klavyenin üzerinde geziniyor ama yaşanan acının tarifi bu harflerle yada bu kelimelerle mümkün değil. Yazıyı hazırladığım şu sıralarda Şehit Teğmen Altuğ Pek’in naşı Kurşunlu Camiine gelmek üzere siren sesleri kulaklarımı değil yüreğimi tırmalıyor. Etraftan gelen sloganlar ise teröre duyulan nefretin yansıması. Muğla bugün bir kez daha şehitti için ağlıyor. Yeter Artık Başımız Değil Evlatlarımız Sağ Olsun!