Türkiye’yi yasa boğan Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangını ile ilgili hâlâ net bir açıklama yapılmaması, hem yaşamını yitirenlere hem de mağdurlara büyük bir saygısızlık anlamına geliyor. Kim ne derse desin, bu felaketin sorumluları, AK Parti iktidarı ile ana muhalefet CHP’nin gölgesinde kalıyor. Yetkililer sadece “Mekanları cennet olsun, Allah rahmet eylesin” diyerek meseleyi geçiştirmeye çalışıyor. Oysa gerçek sorumlular bulunup hesap vermeden, yaşanan trajedinin unutulmasına izin verilmemelidir.
Turizm İşletmelerinin Denetimi Kimin Yetkisinde?
Son günlerde televizyon kanallarında ve basında, turizm işletmelerinin ruhsatlandırma ve denetim yetkisinin kimde olduğu konusunda büyük bir bilgi karmaşası yaşanıyor. Uzmanlar bile otellerin yerel belediyelerin mi yoksa Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın mı denetiminde olduğunu net bir şekilde ifade edemiyor. Bu durum, kamuoyunun yanlış yönlendirilmesine neden olurken, yaşanan felaketin sorumlularının belirlenmesini de zorlaştırıyor.
Oysa mevcut yasal düzenlemeler açık: Turizm işletmelerinin ruhsatlandırma ve denetim yetkisi, artık yerel belediyelerde değil, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda. Ancak ilginçtir ki, bakanlık yetkilileri de bu konuda açık bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Halbuki 7183 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nda yapılan değişiklikle, bu yetkinin yerel yönetimlerden alındığı ve merkezi hükümete devredildiği yasal olarak belirlenmiş durumda.
Turizm İşletmelerinin Ruhsatlandırma Yetkisi Ne Zaman ve Nasıl Değişti?
2019 yılında yapılan yasal düzenleme ile turizm işletmelerinin ruhsatlandırma yetkisi, yerel belediyelerden alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi.
Bu değişiklik, 7183 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle gerçekleşti ve 28 Temmuz 2021’de Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelikle yürürlüğe girdi.
Beş yıldızlı oteller, tatil köyleri, butik oteller ve diğer turizm tesisleri için ruhsatlandırma ve denetim yetkisi, yerel belediyelerden alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na geçti.
Belediyeler, artık yalnızca Bakanlığın verdiği izinler çerçevesinde denetim yapabiliyor.
Bu değişiklik, özellikle Bodrum, Antalya ve Muğla gibi turizm merkezlerinde büyük tartışmalara yol açtı. Yerel yönetimler, turizm tesislerinin denetiminde merkezi otoritenin tek söz sahibi olmasının, belediyelerin hareket alanını daralttığını savundu. Ancak yangın gibi büyük felaketlerde sorumluluk konusu hâlâ netleştirilmediği için, bu tür trajedilerin ardından yetkililer topu birbirine atmaya devam ediyor.
TGA ve TÜF Turizm İşletmelerinin Ruhsatlandırılması Sürecinde Ne Kadar Yetkili?
Kamuoyunda sıkça adı geçen TGA (Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı) ve TÜF (Turizm Üst Kurulu veya benzeri yapılar), doğrudan Geçici Turizm İşletme Belgesi verme yetkisine sahip değildir. Ancak turizm sektöründeki politikalar, işletmelerin pazarlanması ve yasal düzenlemeler konusunda dolaylı etkileri bulunmaktadır.
TGA (Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı)
Türkiye’nin turizm tanıtımını ve pazarlamasını yapan bir kamu ajansıdır.
Geçici Turizm İşletme Belgesi sürecine doğrudan müdahalesi yoktur. Ancak, bu belgeye sahip işletmeler de TGA’nın sunduğu turizm kampanyalarına ve destinasyon tanıtımlarına dahil olabilir.
Konaklama tesislerinden turizm payı adı altında kesinti yaptığı için, Geçici Turizm İşletme Belgesi olan oteller de bu kesintiye tabidir.
TÜF (Turizm Üst Kurulu veya İlgili Yapılar)
Turizm politikalarının belirlenmesinde rol oynayan ve sektör temsilcilerini bir araya getiren bir yapıdır.
Geçici Turizm İşletme Belgesi ile ilgili yasal düzenlemelerin oluşturulmasında sektör temsilcilerinin görüşlerini dile getirmede etkili olabilir.
Ancak, belgeyi veren doğrudan yetkili merci Kültür ve Turizm Bakanlığı’dır.
Sorumluluk Kimde?
Yaşanan felaketin ardından ortaya çıkan bilgi kirliliği, kamuoyunu yanıltıyor. Türkiye’de turizm işletmelerinin ruhsatlandırma ve denetim yetkisi, yerel yönetimlerden alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verilmiştir.
Ancak basında ve televizyon kanallarında bu gerçeğin açıkça ifade edilmemesi, hem kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine neden oluyor hem de olayın sorumlularının belirlenmesini geciktiriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu konuda net bir açıklama yapması, sorumluluğun kime ait olduğunun daha fazla tartışmaya yol açmadan belirlenmesi gerekiyor.
Mağdurlar İçin Adalet Sağlanacak mı?
Bolu’daki yangında hayatını kaybedenlerin yakınları, yangının neden çıktığını, otelin güvenlik önlemlerinin yeterli olup olmadığını ve sorumluların kimler olduğunu bilmek istiyor. Ancak bu soruların yanıtları hâlâ belirsiz. Yetkililer sessiz kaldıkça, adaletin sağlanması da gecikiyor.
Bu felaketin ardından yetkililerin hızlı ve şeffaf bir şekilde sorumluları belirleyerek gereken adımları atması şart. Mazhar Murtezaoğlu’nun büyük emeklerle inşa ettiği bu otelin ve turizm mirasının, ihmaller yüzünden karanlık bir gölge altında kalmasına izin verilmemelidir.
Başımız sağ olsun.
Tandoğan Uysal