CHP Muğla Milletvekili Demir: “Emniyet Güçlerine Sınırsız ve Orantısız Güç Kullanma Yetkisi Mi Veriliyor”

CHP Muğla Milletvekili Demir: “Emniyet Güçlerine Sınırsız ve Orantısız Güç Kullanma Yetkisi Mi Veriliyor”
CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, 5 yıl önce polisin açtığı ateş sonucunda hayatını kaybeden Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi...

CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, 5 yıl önce polisin açtığı ateş sonucunda hayatını kaybeden Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi Şerzan Kurt’un ölümü hakkında açılan dava hakkında Adalet Bakanı Kenan İpek’in yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi verdi.

Yapılan otopside Kurt’un polis memuru Gültekin Şahin tarafından başından vurulduğu belirlendi. Şahin hakkında açılan davada Şahin’e “tahrik indirimi” verildi. Polise taş atılmasını tahrik nedeni sayan Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi sanık polis Şahin’in cezasını cinayetten müebbet hapisten 16 yıla indirdi. Verilen cezanın hukuksuz olduğunu belirten Kurt’un avukatları, Kurt’un polis memuruna taş atan hiçbir görüntüsünün olmadığını belirtti. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin sanık polis Şahin hakkında verdiği karar kesinleşirse Türkiye’de örneğine az rastlanacak bir karar verilmiş olacağını belirten Demir, bu durumun hukuk normlarına aykırı olduğunu ifade etti. Demir, emsal niteliği taşıyan bu kararın kesinleşmesi halinde, emniyet güçlerinin son zamanlarda sıkça örneklerini yaşadığımız biçimde öldürücü güç kullanmasının tahrik indirimi sayılmasının önü açılacağını belirtti. Şiddetin olaylarının daha da artabileceği uyarısını yapan Demir, “böylesi bir karar emniyet güçlerine sınırsız ve orantısız bir biçimde güç kullanma güveni anlamına gelecektir” dedi.

Demir’in yazılı soru önergesi metni:

Muğla’da 5 yıl önce, sol görüşlü iki kadın öğrenciye karşıt görüşlü öğrenciler tarafından laf atılması sonucunda yaşanan kavgada, polis tarafından gözaltı yapılmıştı. Gözaltı kararını protesto eden arkadaşları tarafından yapılan eylemlerde olaylar çıkmış, bu olaylarda polis memuru Gültekin Şahin’in açtığı ateş sonucu Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İşletme Bölümü 2. Sınıf öğrencisi Şerzan Kurt hayatını kaybetti. Yapılan otopside Kurt’un başından vurulduğu tespit edildi.

Kurt’u başından vurarak ölümüne neden olan Şahin hakkında dava açıldı. Dava güvenlik gerekçesiyle Muğla’dan Eskişehir’e taşındı. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi ‘olası kastla öldürme’ suçundan 20 yıl hapse mahkum etti. Ancak mahkeme, eski Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yer alan ve suçun işlendiği 2010 tarihinde yürürlükte olmayan “suça yardım indirimi” kuralını yeni TCK ile birlikte uygulayarak, sanık polise verilen cezayı 8 yıla indirdi. Yargıtay ise 2014 yılında bu kararı suçu “kasten öldürme” olarak değerlendirerek bozdu. Ancak Yargıtay’da polise doğru taş atılmasını tahrik nedeni saydı. Yeniden yapılan yargılama sonunda Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık polise cinayetten “müebbet hapis” cezası verdi. Mahkeme bu cezayı Kurt’un da aralarında olduğu göstericiler tarafından polise taş atıldığı iddiasından hareketle tahrik indirimi yaparak 16 yıl hapis cezasına indirdi.

Avukatlar, olay yeri görüntülerinde Kurt’un polis memuruna taş attığına yönelik hiçbir görüntü bulunmadığını belirterek, kararı temyiz etti. Yargıtay Başsavcılığı da tahrik indirimi yönüyle temyiz edilen kararla ilgili tebliğname hazırladı. Tebliğnamede olayda tahrik bulunmadığına ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği vurgulanırken, Kurt’un taş atıp atmaması ise tebliğnamede tartışma konusu dahi edilmemiştir.

Bu bağlamda;

1- Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin sanık polis hakkında verdiği karar kesinleşirse  Türkiye’de örneğine az rastlanacak bir karar verilmiş olacak. Eski TCK’ya dayanarak verilen “suça yardım” indirimi yerinde bir karar olduğunu düşünüyor musunuz?

2- Eski TCK ile yeni TCK’nın spesifik bir duruma göre birlikte uygulanması hukuk normları açısından doğru bir yöntem midir?

3- Emsal niteliğindeki bu karar kesinleştiğinde, emniyet güçlerinin son zamanlarda sıkça örneklerini yaşadığımız biçimde öldürücü güç kullanmasının “tahrik indirimi” sayılmasının önünü açmayacak mıdır? Böylesi bir karar emniyet güçlerine sınırsız ve orantısız bir biçimde güç kullanma güveni anlamına gelmeyecek midir?

4- Bu karar örneğinde şiddetin ölçüsü ya da derecesi ne olursa olsun yüksek ceza verilmeyen herhangi bir olayda bile mahkemeler ve Yargıtay sanıklara indirim yapabilmesinin önünü açmayacak mıdır? Bu durum sayıları her geçen gün daha da artan şiddet olaylarını daha da arttırmayacak mıdır?

Bu haber toplam 449 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.