Tabanın Sesi: Parti İçi Demokrasi Canlanır mı?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), son yıllarda iktidara giden yol arayışında en çok tartışılan konulardan biri olan “ön seçim” yöntemini yeniden gündemine alıyor. Parti tabanında büyük bir destek gören bu yöntem, parti içi demokrasiyi canlandırmak için önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Üyelerin doğrudan aday belirleme sürecine katılması, taban ile örgüt arasındaki bağı kuvvetlendirebilir. Özellikle değişim isteyen seçmenler, ön seçimin CHP’yi tazeleyeceğine inanıyor.

Risk: İç Çatışma ve Gruplaşmalar Derinleşir mi?

Ancak ön seçim, her zaman sadece olumlu sonuçlar doğurmuyor. CHP’nin geçmişteki deneyimlerine bakıldığında, aday adayları arasındaki sert rekabetin parti içi kırılmalara yol açtığı görülüyor. Ön seçim sonrasında küskünlükler artabiliyor, seçilen adayın etrafında birlik sağlanamayabiliyor. Özellikle kritik büyükşehirlerde, yarışın kişisel çekişmelere dönüşmesi partiyi zayıflatabilir.

Merkez Yoklaması mı, Ön Seçim mi?

CHP’nin iktidara giden yolda dengeyi iyi kurması gerekiyor. Ön seçim tabanı heyecanlandırırken, merkez yoklaması partinin stratejik bölgelerde daha güçlü adaylar çıkarabilmesini sağlıyor. Örneğin; Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi toplumun geniş kesimlerinde karşılığı olan isimler, ön seçimle değil, parti yönetiminin tercihiyle aday gösterildi ve başarılı oldu. Bu durum, bazen parti yönetiminin “kazanacak aday” konusunda daha sağlıklı karar verebildiğini gösteriyor.

Seçmen Gözüyle: Aday Değil, İktidar İstiyoruz

CHP’nin ön seçim veya merkez yoklaması tercihi ne olursa olsun, seçmenin asıl beklentisi güçlü, kararlı ve kazanacak bir lider kadrosu görmek. Seçmen, parti içi kavgalarla değil, iktidar hedefiyle sahaya çıkılmasını istiyor. 31 Mart yerel seçimlerindeki başarı, seçmenin değişim talebine verilen cevabın sandığa yansımasıydı. Şimdi CHP, bu ivmeyi kaybetmeden, ön seçim sürecini kısır çekişmelere dönüştürmeden yönetebilirse, iktidar yolunda önemli bir avantaj sağlayabilir.

CHP’nin Kazanma Stratejisi Ne Olmalı?

CHP, ön seçim kararını verirken şu soruyu sormalı: Bu süreç, partiyi iktidara götürecek mi? Yoksa iç çekişmelere mi sürükleyecek? Yanıt, partinin tabanıyla kuracağı sağlıklı ilişki, aday belirlemedeki isabetli tercihler ve topluma vereceği birlik mesajında gizli. Unutulmamalı ki, seçmenin gözü ön seçimde değil; iktidar olabilecek bir CHP’de.